Kırcaali yerel gazetecilerden birisi olan ve aynı zamanda “Zaman Bulgaristan” gazetesinin Kırcaali temsilcisi de olan Georgi Kulov, “Yalancı insan hakları savunucuları, Bulgarlarla Türklerin arasını zehirliyor” başlıklı yazısında, Kırcaali merkezli ALTAY Derneğini, dış güçlerin uzantısı sayarak Kırcaali’de etnik gerilim yaratmakla suçluyor(http://www.kardjali.bgvesti.net/news/228015/Lazhepravozasthitnici-trovyat-otnosheniyata-mezhdu-balgari-i-turci).
İşte yazının Türkçe tercümesi:
“Yalancı hak savunucuları, Bulgarlar ile Türkler arasındaki ilişkileri zehirliyor
Yalancı hak savunucuları, Kırcaali’de yaklaşık bir yıldır Bulgarlar ile Türkler arasındaki ilişkileri zehirliyor.Dışarıdan gelen emirle onlar, medyalara ve Avrupa kurumlarına Bulgaristan’daki Türklerin hakları ihlal ediliyor iddiasıyla mümkün olduğunca her türlü çağrı yazıyorlar.Son girişimi, Edirne’deki Türk siyasi partilerinin temsilcileriyle bir dizi görüşmesi oldu.Yeni yetme savunucular, Bulgaristan’da Türkçe eğitime izin verilmiyor ve Müslüman dini özgürlüğü yok diye şikayette bulunuyorlar. Bunu Kardjali bg vesti okurları bildiriyor.
Şüpheli kitlesi olan Türk dilindeki siteler, ilaveten gerilimi tırmandırmak için hevesle onların sözlerine yer veriyorlar.Cevdet Mustafa’nın öncülük ettiği ve kendilerine Altay Derneği diyen sahte hak savunucularının girişimleri, Türk diplomatlarının, ülkemizin iç işlerine eşi benzeri görülmemiş müdahaleleri nedeniyle Bulgaristan ile Türkiye’nin ilişkilerinin gerildiği son aylarda arttı.
Türkçe okunmuyor “feryatları” banal bir nakarat haline geldi.Bulgar mevzuatına göre ana dilinde eğitime ulaşım serbesttir.Bu, her vatandaşın seçimidir.HÖH’ün talebi üzerine ana dili ilkokulda serbest seçmeli ders olarak okutuluyor, 8. sınıfa kadar zorunlu seçmeli ders olarak da okutulma imkanı vardır.Dahası birkaç yıldır her karma bölgede Uluslararası Ana Dili Günü kutlanır.Kırcaali’de Türk dili eğitmenlerinin derneği vardır.Onlar, Türk üniversite profesörlerinden eğitim alırlar.
Yine HÖH’ün girişimiyle ana dilinde propaganda yapılıyor.Partinin hangi köy toplantısına isterseniz gidin, kendiniz göreceksiniz.Bugün DOST da onlara özeniyor.Dahası.Son 25 yıldır bu, Cebel Günü anmalarında sorunsuzca yapılıyordu.
Eğer Altay’ın iddiaları, Türkçenin ülkede ikinci resmi dil olmasıysa bunu açıkça söylesin.
Müslüman dinine inanç özgürlüğü eksik olduğu iddiası kesinlikle doğru değildir.Ahmed Musa’ya ve radikal İslam görüşlü Pazarcık Romanlarına açılan dava, eğer Müslümanların haklarını ihlal etmekse Altay Derneği, siyasi ve dini görüşleri hakkında kaygı verici işaretler vermekte.
Ülkede Müslüman dinin masraflarının tamamen Türk Diyanet İşlerine ait olduğunu hatırlatırız.O, Bulgaristan’da üç Müslüman okulu lisesinin masraflarını karşılıyor.Yani eğer Müslümanların hakları ihlal ediliyorsa bu, Bulgar devletinden kaynaklanmıyor.Dahası Müslüman dininin bizde ülkemizdeki on iki banka hesaplarında 3 milyon levası var,fakat uzun zamandır devlet kurumlarına borçlarını ödemiyorlar.
Anlaşılan ülkemizin karma bölgelerinde ciddi müdahalelerle gerilimi tırmandırmayı hedefleyen dış güçler var.Altay’ın kısıtlı etkisi,bu aşamada Kırcaali bölgesinde şansları olmadığını gösteriyor.
Georgi Kulov”
Kulov, ”ALTAY Derneği mensupları, dış kaynaklı dikte ile, Bulgaristan’ı, Türk asıllıların haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle Avrupa Birliği Kurumlarına şikayet yazıları yazıyorlar. En son inisiyatifleri ise, Edirne’deki siyasi parti temsilcilerini ziyaret etmeleri. Bizim okuyucularımızın verdiği bilgilerden öğreniyoruz ki, bu yeni yetme hak savunucuları, Bulgaristan’da Türkçe örenime izin verilmediğini, Müslümanların ibadet hakkı olmadığını şikayet ediyorlar.
Şüpheli okuyucu kitleleri olan Türkçe yazan siteler ise, gerilimi daha da yükseltmek için zemin hazırlıyorlar. Son aylarda Türk diplomatlarının eşi görülmemiş bir şekilde iç işlerimize karıştığı için, Bulgaristan ile Türkiye arasında yaşanan şiddetli gerginlikten sonra, bu Cevdet Mustafa yönetimindeki, kendilerine ALTAY Derneği diyenlerin inisiyatifleri artmaya başladı.
Türkçe öğrenim verilmiyor gerekçesi, basmakalıp nakaratlı “ağıt” oldu. Bulgaristan kanunlarına göre, herkes için Anadil Türkçe öğrenimi serbesttir. Bu her vatandaşın kendi seçimidir. HÖH’ün isteğiyle, anadil örenimi ilk sınıflara seçmeli, 8. sınıfa kadar ise mecburi seçmeli imkanı da vardır. Artı Türklerin de yaşadığı bölgelerde, her yıl Uluslar arası anadil günü de kutlanıyor. Kırcaali’de Türkçe dili öğretmenlerinin derneği var. Bunlar Türk Üniversite profesörleri tarafından eğitiliyor.
Yine HÖH inisiyatifiyle Türkçe propaganda da yapılıyor. Bu partinin herhangi bir toplantısına gidin, bunu kendiniz göreceksiniz. Bugün DOST partisi de onları taklit ediyor. Daha fazlası, bu 25 senedir Cebel’in günü kutlamalarında da yapılıyordu.
ALTAY Derneğinin Türkçe’nin ikinci resmi dil olması istekleri varsa, açıkça söylesinler.
Müslümanların dini ibadetlerinin serbest olmadığı iddiaları, kesinlikle doğru değildir. Şayet Pazarcık’da radikal İslam yanlısı Ahmed Musa’ya karşı yürütülen dava, Müslümanların ibadet haklarının ihlali sayılıyorsa, ALTAY Derneği, siyasi ve dini yönelim konusunda rahatsız edici göstergeler sunmaktadır.
Hatırlatmak isteriz ki, ülkemizde İslam dininin tamamı, Türkiye Diyanet İşleri Kurumu desteğindedir. Aynı Kurum, Bulgaristan’daki üç İmam Hatip Lisesinin masraflarının tamamını karşılamaktadır. Daha doğrusu, Müslüman haklarının ihlali varsa, bu Bulgaristan devletinden kaynaklanmıyor. Daha fazlası, ülkemizdeki Müslüman dini kurumlarına ait 12 banka hesabında 3 Milyon Leva vardır, fakat çoktan beri resmi dairelere olan gerekli hükümlülüklerini ödemiyor.
Açıkçası yurt dışında bazı güçler var ki, karışık bölgelere(Türklerin yaşadığı) müdahale ederek gerilim yaratmayı amaçlıyorlar.
“ALTAY” ın kısıtlı imkanları gösteriyor ki, bu aşamada bunların Kırcaali bölgesinde hiç şansları yok.”
Kulov’un bu yazısı, yakından veya uzaktan gazetecilikle hiç alakası yoktur. Tamamen taraflı bir yazıdır.
Ancak ALTAY Derneği Yönetim Kurulu Üyesi olarak, şunları açıkça belirtmek isterim:
ALTAY Derneği, hiçbir zaman “dış kaynaklı dikte” ile hareket etmemiştir. Tam tersi, kendi görüşlerini açıkça bildirerek kamuoyu yaratmaktadır.
Tabi ki, Bulgaristan’da olduğu gibi, bu konuda Türkiye’de de kamuoyu oluşturmaya çalışıyoruz.
Kimse unutmasın ki, 1878 tarihli Uluslararası Berlin, Osmanlı devleti ile Bulgaristan arasında imzalanan 1909 tarihli İstanbul protokolü ve 1913 yılında imzalanan İstanbul Antlaşması, Türkiye ile Bulgaristan arasında imzalanan 1925 Ankara Antlaşması, Bulgaristan’daki Müslümanların öğrenim haklarını, vakıf mallarını ve şahsi malvarlıklarını koruma altına almaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı devletinin tüm hükümlülüklerini üstlendiğine göre, Osmanlı devletinin imzaladığı tüm antlaşmalarının tarafıdır.
Bu nedenle Türkiye, Bulgaristan’da yaşayan Müslümanların haklarının korunmasının tarafıdır. Onun için, bu antlaşmaların tarafları olan Bulgaristan ve Türkiye’deki kurumlardan bizim dernek olarak, haklarımızın korunmadığı gerekçesiyle yardım istememiz en doğal hakkımızdır.
ALTAY Derneği, hiçbir zaman Bulgaristan’da Türkçe’nin seçmeli ders olmadığını iddia etmemiştir. Sadece 1993 yılından beri Türkçe ders kitaplarının basılmadığını her platformda gündeme getirmiştir. Ders kitapsız nasıl bir öğrenim hakkıysa bu?
Kulov’un HÖH/D(p)S’yi övmesi gayet doğaldır. Çünkü kendisi ara sıra aynı partinin mensuplarından çeşitli ödüller veya onların “danışmanı” gibi görevler almaktadır.
Kulov’un, ima şeklinde de olsa, ALTAY Derneğini, Pazarcılk’da olduğu iddia edilen radikal İslam ile kıyaslamak istemesi, tamamen kasıtlıdır ve gazetecilikle hiç alakası yoktur, tamamen saptırmadır.
ALTAY Derneği, hiçbir zaman Bulgaristan’da ibadet serbestisi olmadığını iddia etmemiştir. Ancak Bulgaristan’daki kreşlerde ve anaokullarında Müslüman çocuklarına helal gıda seçme hakkı verilmediğini gündeme getirmiştir.
Kulov, “Bulgaristan’daki İmam Hatip Liselerini neden Bulgaristan desteklemiyor, bu negatif ayrımcılık değil mi?” diye sorması gerekirken, garip bir şekilde bu liselerin Türkiye Diyanet İşleri Tarafından desteklendiğini yazıyor.
Kulov, ALTAY Derneğini dış güçlerin uzantısı olmakla suçluyor…
İşte dış güçlerin marifetleri:
Yorum: Durmuş Arda
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.