(hiciv)
Tarihin akışını sayfa sayfa karıştırın. Ne takım acı gerçeklerle karşılaşacağınızı hiç düşündünüz mü? Hele Türklerin başına gelenler, pişmiş tavuğun başına dahi gelmemiştir! Bir de söz, Bulgaristan’daki Türklerden açıldıysa, vay halimize! Adamlar, ikide bir öylesine cehennem azapları çekmişler, hatta yemişler ki.
Ve nihayetinde de… Yok olup giderler!
Raf raf kütüphanedeki kitapları gözden geçirirken, şu başlık altında yayınlanan bir eser dikkatimi çekti: “ Bulgaristan Türkleri( Bulgar Türkleri) Sosyalizm Yolunda”. Müellifi de Ş. Tahirov adında bir zat. Kitabın yayınlandığı tarihi hiç küçümsemeyelim: 1978!
Bu esere göre, Bulgaristan’da basbayağı Türk var!! Hem de onlar, öylesine hazıra konan, tek sözle hazırlop filan değiller. Yaşamın her alanında kendilerini defalarca kanıtlamış kimseler. Bu güzel, birbirinden üstün örnekler hiç insanın göğüsünü kabartmaz mı?
Hele, şu 1944, Dokuz Eylül tarihi var ya. Türk halkı, bu tarihe hazine bulmuşçasına sarılır, onu, cani yürekten bağrına basar. Zira, bu günden sonra sokaklardaki çığlıklarda, kürsülerden yapılan konuşmalarda en çok:” Eşitlik!” “ Beraberlik!” “ İnsan, insana kardeştir!” sloganları, kulakları sağır edercesine yinelenir…
Yazarlarımız, şairlerimiz de ilhama gelerek, kalemlerini sipsivri edene dek açarlar. Partiya’yı, Kızıl Ordu’yu, Sosyalizm’i göklere çıkaran şiirler, marşlar kaleme alırlar. Bir sözle yeni düzeni, bir türlü koyacak yer bulamazlar…
Zira, bugüne kadar böyle şey görülmemiştir. Ne görülmüş, ne duyulmuştur. Türkler, nicedir zaman zaman cendereye sokulmuş, sürekli ezilmiş, büzülmüşlerdir. Şimdiye kadar “kardeşliğin, “k” sinden dahi söz edilmemiştir. Ve o yüzden, hiç sakıncasız, sosyalizmin açtığı yolda açık alınla yürürler, onu, bir an önce adam etmek için de ellerinden geleni esirgemezler.
Vatan nereye davet ederse, nereye gönderirse, oraya gidip, yollardaki çakılları kırarlar, iskelelere çıkarlar, köprüler çeker, tünelleri delerler. Sanat adamları, spor faaliyetçileri ülkenin adını dünyanın dört çapında duyururlar. Okullarda kendi dilleri, Türkçe okunur, tiyatrolarda piyesleri oynanır. Çocukların kendi kitapları, kalem ve defterleri vardır.
Amma, ne olduysa, geçen yüzyılın seksenli yıllarında olur. “Sosyalizm yolu”, birden tıkanır, hatta aniden çöker. Tıpkı son zamanlarda karayollarımızın sel ve heyelanlara teslim olduğu gibi. Sonra bu, öyle bir çöküş, öyle bir göçüştür ki, tarihte hiç eşine, dengine rastlanmamıştır. Bu çöküş sırasında Türkler, dibi delik bir çukura gömülüp, yok olup giderler.
Sözün kısası, Türk azınlığı kayıplara karışır!
…
Aradan bir hayli ay, yıl geçer.
Derken, “Demokrasi” adı altında bir sistem kurulur. Yepyeni toplum kuralları işlemeye başlar. Azınlık hakları gündeme gelmiştir. “Bir vakitler Bulgaristan’da Türkler vardı. Şimdi onlar nerdeler?” Diye soranlar, araştıranlar olur.
Ve yurt içinde bir azınlık olarak,“Türk arayışları” olağanüstü hız kazanır. Bu konuyla ilgili araştırma yapan bilim adamları, bir azınlık grubundan söz ederken, onun “kendi okulu, kitabı, defteri, kalemi” olup olmadığından da ilgilenirler. Çünkü Avrupa’da azınlıkların kendi okulları, hatta üniversiteleri mevcuttur. Çok uzaklara gitmeye ne gerek var?! Hemen yanıbaşımızdaki Makedonya’ya uğrayalım. Bu ülkede de sosyalizm denen rejim tutunamamıştır. İlle, bu sistem yıkıldığı zaman azınlıklar yitip gitmemişler. Dahası var, bu komşu ülkede bir vatandaşın yüzünde, gözünde bir sıyrık dahi görülmüş, değildir…
Velhasıl, bizde vuku bulan bu görülmedik musibet, kataklizm sırasında, şaşılacak bir tuhaflık da yaşanır. Biraz önce adını andığımız kitabın yazarı, göçükte kalan Türklerle beraber o da kayıplara karışmıştır…
Bu olay gerçekten çok üzücüdür. Adam, sağ salim, dimdik ortalarda olsaydı, sosyalizm yolunda nasıl, nice yürüdüğümüzü titiz ve gerçekçi bir şekilde anlattığı gibi, nasıl kaybolduğumuzu da kaleme alır, böylece kitabının ikinci cildini tamamlamış olurdu.
Zaten belalar her zaman arkadaşlarıyla gelirlermiş…
Biz, kayıpları aramaya devam edelim!
Mehmet ALEV
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.