Hüseyin Hafızov, Aydoğan Ali ve Şabanali Ahmet – şu an Bursa’da sert bakışlarımın tartısı karşısında, gayet sakin ve kendilerinden emin oturmakta. Bu arada gıyabında Bilgili Mestan, Mehmet Hoca ve Bahri Baba’yı da asla gözardı etmiyor, aklımdan da çıkarmıyorum…
Üç tane gencecik siyasetçimiz! İşte yıllar boyu siyasi tabloda bizim aradığımız ve özlediğimiz görüntü bu değil mi?
Yüce Topluluğumuzun bugün her zamandan fazla bilgili, dürüst, vatanperver ve Bulgaristan’da yaşayıp, fakat yüreklerinde gerçek Türk ruhu taşıyan genç nesillere ihtiyacı bulunmaktadır.
Birkaç aydır, gecesini gündüzüne katan, uzun ova ve dağ yollarını aşındıran, bu muhteşem üçlünün yüzlerine birkaç kelem etmeden yapamıyorum;
Osmanlı’nın Arda ve Tuna boylarından çekileli, yani arkamızda bıraktığımız bir asırdan fazla zaman diliminde, Bulgaristan’da kalan Türklerin hiç bir zaman, tamamen özgür ve bağımsız, ne bir sivil toplum kuruluşu, ne de bir siyasi gücün oluşumuna izin verilmiştir.
Mevcut olanların tepe başında, illa ki, birkaç tane derin devletin sadık elemanı bulundurulmuştur. Bunun yanlış bir tavır olduğunu, Bulgaristan devletinin bugün geldiği nokta en iyi ispatlamakta…
Normal bir demokratik devlet sistemi için bu uygulama geçerli sayılabilir, fakat bizim geçmiş tarihimizdeki örgütlerimizin hiç birinin yöneticileri, kendi milletine hizmet etmemiştir ve her zaman ihanet yolunu seçerek, insanımızın aleyhine faaliyetlerde bulunmuşlardır.
Yani her zaman Bay Ganyo’yu sırtında eşek gibi taşıyan Bay Hasan olmuştur! Bu arada Mityo Gestapo’nun alaca kara DPS sıpacıklarını da unutmayalım…
En son örnek; 27 yıl boyunca sözde “Türk partisi” DPS, bizlere ne kazandırmıştır ve neleri kaybettirmiştir?
Sakın, Türklerin yoğun olduğu her belediyede en az 500 parti militanına kadro sağlanmıştır demeye kalkışmayın, çünkü yarın bu parti kapatılmış olsa bile, o bahsettiğim 500 koltuk sahibi yine yerinde oturacaktır. Onlar asla bu partinin ürünü değildir, itaat ettikleri ve güvendikleri tek güç, eski ve bir türlü pasifize edilemeyen nomenklatür sistem statükosudur. Bundan dolayı aynı sistemin ürünü olan DPS partisi de kolay beri bertaraf edilmeyecektir.
DPS partisinden kopan gücün teşebbüsü ile kurulan yeni DOST partisi, işte bundan dolayı bizler için hayati önem taşımakta. Şimdi bütün antidoganist güçlerin gözü DOST partisine odaklı. Sonuçta Bulgaristan’daki Türklerin onuru, şan ve şerefinin yeniden yüceltme ve şahlandırma fırsatı yakalanmıştır. Daha fazla bizim adımızın ve şanımızın, Ahmet Doğan ve Delyan Peevski gibi şarlatanların adı ile asla herhangi bir ilişkisi olmamalı…
Şimdilik DOST’un bir ihanetini ve yanlış adımını görmedik. Bu partiye güvenimiz tamdır ve bir daha önemine vurgu yapmaktayım.
Birincisi, bu parti eski totaliter sistemin uzantılarına karşı mücadele etme sözü verdi, ayrıca sözde ve sahte DPS partisine karşı da katı ve tartışılmaz bir tutum sergilemekte.
İkincisi, bu parti yeni ve temiz vizyonuyla halkımıza büyük umutlar aşılamakta. İlk kez bir siyasi partimizin yöneticileri, özgür ve tam bağımsız bir şekilde hareket ederek, aynı zamanda kimsenin vesayeti ve kontrolü altında olmayacaklarını beyan etmektedirler.
Biz, yıllarca işte bu anı bekliyorduk!
Öncelikle, kendi tayin ettiğimiz şaibesiz ve gelecek vaat eden liderlerimiz ön plana çıksın ve bunun nihayetinde aramızdaki birlik ve beraberlik sağlansın. Hayal ettiğimiz birliktelik, tabi ki, şimdilik sadece içi boş bir ütopyadır. Daha sonra da sözü ağır basan, gerçek bir azınlık toplumu olarak, Bulgaristan’daki diğer etnosların demokratik güçleriyle beraber, bu güzelim ülkeyi hak ettiği düzeye kavuşturmaktır.
Mümin TOPÇU
News
