Bulgaristan Helsinki Komitesinin bildirisine göre, “2016 yılının Mayıs ile Eylül ayları arasında Bulgaristan sınırlarında yakalanan 600 mülteci, Bulgaristan resmi polislerince soyuldu, fiziki şiddete maruz kaldı veya kötü muamele gördü.
Ortadoğu’daki savaştan kaçan mültecilerin % 80’i, Bulgaristan polislerinin kendilerine kötü davrandığını, Türkiye- Bulgaristan sınırında yakalananları uluslararası sözleşmelere göre sığınma hakkı verilmesi yerine, şiddet uygulayarak Türkiye sınırlarına dönmeye zorladığını, bu esnada resmi evraklarının, para veya ziynet eşyaların kayıt altına alınmadan gasp edildiğini, elbiselerinin iç çamaşırlara kadar çıkartıldığını, bazı eşyalarının yakıldığından şikayetçi oldular.
Mültecilerin %45’i, Bulgar polislerinin kendilerine fiziki şiddet uyguladığını, yerlere yatırıp tekmelediğini, cop veya tabanca kabzasıyla kendilerine vurulduğunu belirttiler. Altı mülteci ise, bilinçli bir şekilde üzerlerine eğitimli köpekler salındığını, bazı mültecilerin bu köpekler tarafından ısırıldığını söylediler.
Bulgaristan Helsinki Komitesi, 2015 yılında, Burgaz ili Sredets kasabası yakınlarında, 19 yaşındaki bir Afgan mültecinin Bulgar polisince tabancayla öldürülmesini ve açılan davanın takipsizlikle sonuçlanmasını da hatırlatmaktadır.
Son yıllarda, savaştan kaçan sığınmacıları Türkiye sınırlarının içine püskürttüğü için, gerek Bulgaristan Helsinki Komitesi, gerek Uluslararası Af Örgütü, gerek İnsan Hakları İzleme Örgütü ve diğer uluslar arası örgütler, Bulgaristan hükümetine karşı bir dizi eleştirel raporlar düzenlemektedirler.”
Bulgaristan güvenlik güçleri, sınırda yakaladıkları mültecileri döve döve sınır dışına atarken, bir şekilde Bulgaristan’ın iç bölgelerine ulaşmayı başaran mültecileri, dışarıdan bakıldığında nazi toplama kamplarını andıran Harmanlı’daki mülteci kampına hapsetmektedir.
Bu kampta, daha çok Afganistan ve Irak’tan gelen mültecilerin hakkındaki soruşturmalar çok uzun süreye yayılıp kontrol altında tutmak için tel örgülerin arkasında tutsak hayatı yaşatılırken, her nedense Suriye vatandaşı Kürtler hakkındaki soruşturmalar kısa tutulup özgürlüklerine kavuşuyorlar.
Kürt asıllı Suriye vatandaşları, yemek lokantası, cafe, dönerci dükkanları gibi mekan sahibi olabilirken, diğer etnik unsurlara mensup mültecilere, her nedense buna benzer haklar verilmediği göze çarpıyor.
Haber: Durmuş Arda
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.