Geçen 18 Kasım günü, Balkan Türkleri Göçmen ve Mülteci Dernekleri Federasyonu(BGF) Başkanı Kader Özlem, Facebook profilinden şöyle bir açıklama paylaştı:
“Dün akşam Ördekli Kültür Merkezi’nde saldırıya uğrayan Mümin Topçu’ya geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Saldırıda bulunanların Nesrin Sipahi Kıratlı tarafından tutuldukları bilgisi mevcut. Aynı şahıs akşamki programda “İskan Siyaseti’yle Evladı Fatihan Balkanlar’ın Türkleşmesini sağlamıştır” sözlerimden rahatsız olmuş ve şahsımı kendisinin sosyal medya hesabında açıkça hedef göstermiş. Bu ifadeden kim rahatsız olur diye açık bir soru bırakayım. Allah ıslah etsin.”
Peki, kimdir bu Mümin Topçu?
Gönül rahatlığıyla, hiçbir vicdan azabı çekmeden ve çekinmeden belirtmek isterim ki, Mümin Topçu, 1984-1989 yıllarında, yani Bulgaristan’da yaşayanTürklere karşı yürütülen asimilasyon politikaları döneminde, Zoran Sokolov adıyla, “gazeteci” sıfatıyla, kendi toplumuna, yani Türklere ihanet eden birisidir!
1989 göçünden seneler sonra Bursa’ya göç etme cesareti gösteren Zoran Sokolov(Mümin Topçu), yine seneler sonra kendini unutturduktan sonra, Bursa’da çıkardığı Misyon gazetesiyle gizli misyonerlik faaliyetlerine başlamıştır. Türkiye’de, Türklüğe ihanet edenlere karşı bir istihbarat çalışması olmadığı için, Zoran Sokolov(Mümin Topçu), Bakanlık seviyesindeki makamlar tarafından da kabul görmüş birisidir.
Tam iki sene önce, “Bursa’daki Misyon(erlerin) şerfsizliği” (https://www.arda-tuna.com/2017/12/12/bursadaki-misyonerlerin-serefsizligi/) başlıklı yazımda, Zoran Sokolov’un ve yandaşlarının bazı alçaklıklarını kaleme almıştım.
Arşivler araştırılırsa, Zoran Sokolov’un Türklere karşı onlarca ihanet yazısı bulunabilir.
İşte bazıları…
Zoran Sokolov, 1987 yılında, Balkan savaşının 75. yıldönümünde, Ardinski glas(Eğridere’nin sesi) gazetesinde, “Şahitler” başlıklı yazısında özetle şunları yazmış:
Zoran Sokolov’un(Mümin Topçu), “Şahitler” başlıklı “eserinin” orijinali
“…Ataları korkunç asimilasyon sürecine dayanmış olan ve kendisi de tüm sosyal ve zihinsel engelleri aşmış bir Bulgar olarak ve yeniden doğmuş Bulgar özgüvenine sahip birisinin manevi özlemlerine kayıtsız ve ruhsuz kalamam. Şimdi benim dağım(Rodop dağlarında yaşayan Türkleri bahsediyor) heyecanlı bir okyanus gibi doğrulara susuzdur. Her bireyde, kardeş kanına bulanmış tarih sayfalarını çevirme ve Türk yatağanı(bir çeşit Türk kılıcı) ile kesilmiş Bulgar kabile köklerini, zihinlerde yeniden birleştirme arzusu var…”
Zoran Sokolov(Mümin Topçu), 1978 yılında Bursa’ya göç edenTahsin isimli bir göçmenin dünyanın her yerinde yaşanabilecek olan bir aile trajedisini, Türkiye’yi aşağılamak için bir fırsata çevirirken, 1988 yılında yazdığı “On yıllık trajedi” başlıklı yazısında ise özetle şunları döktürmüş:
Zoran Sokolov’un(Mümin Topçu), “On senelik trajedi” başlıklı “eserinin” orijinali
“…Ev eşyalarını bir kamyona yükledi, çocukları ve karısıyla birlikte, tanımadığı ve yabancı bir kapitalist ülkeye(Türkiye) göç etti. Doğal olarak onun bu eylemi iyi görülmedi. Çünkü Rodop insanı, daha atalarından bilir ki, vatansız bir insan, köksüz ağaç gibidir, baba evinden ve doğduğu yerlerden uzakta kimse başarılı olamamıştır…”
Kaderin cilvesine bakın ki, aynı Zoran Sokolov, bugün misyonerlik faaliyetlerini açıkça yürüterek Bursa’da at koşturuyor.
Zoran Sokolov’un (Mümin Topçu) en ilginç “eserlerinden” birisi ise, Balkan Savaşaında Eğridere yakınlarındaki tamamen Türklerden oluşan Almalı köyü halkını küçük düşüren, aşağılayan, genel olarak Rodoplar’da yaşayan Türklerle alay eden, Türklerin katillerini öven kasidesinin Türkçe tercümesinin tamamı ise şöyledir:
Zoran Sokolov’un(Mümin Topçu), “Bayrak” başlıklı “eserinin” orijinali
Almalı halkının, Balkan Savaşında katledilen şehitleri için yaptırdıkları anıt
“Bal kovanları. Koyun sürüleri …/ Başıbozuk(Asker olmayan Müslüman Türkler veya Pomaklar’ı kastediyor) yeme içme hazırlığında…
Gariban halk yine karanlıkta titriyor./Zalim nesir…
Kurşun yağmurunda/ Güneş batıdan doğuyor
Kötü alâmet? Hayır: Kader!
Püsküllü fesini atmış/Koyun sürüsünü çobansız bırakmış
O, isimsiz Rodoplu, antik kahraman gibi/ Köydeşlerine öncülük ediyor
Dün ceviz silktiği sırığa Bulgar bayrağını bağlamış
Böyle mucize duyulmuş mudur hiç!?
Batıdan doğan güneş değil, gelen grup karşılanıyor(Bulgar askerleri veya çetecileri kastediyor)
Özgürlük!
Kardeş kardeşe sarılıyor/Bayrak bayrağı öpüyor
Altın saçlı kız, bu günü kutsuyor/ Ve bir erkek çocuğu olması için dilek tutuyor:
Boylu postlu ve bayraktar(Bulgar bayrağını taşıyacak)…”
Bugün, Almalı halkı ve civar köylerde yaşayan Türkler, Balkan savaşında katledilen sivil şehitleri için, her sene mevlitler okutuyor…
Amerikalı ünlü tarihçi Justin McCarthy ” Ölüm ve Sürgün” adlı eserinde, Balkan Savaşında Bulgaristan’ın işgal ettiği topraklardan 148 bin Türk’ün veya Müslüman’ın göçe zorlanıp kovulduğunu, binlercesinin de açlıktan, soğuktan öldüğünü veya öldürüldüğünü yazmaktadır… Rodoplar’da her köyün kenarında, Balkan savaşında katledilen sivil Türklerin mezarları vardır. Şehit mezarları…
Oysa, Zoran Sokolov(Mümin Topçu) gibi hainler, başka telden çalıyor…
Zoran Sokolov ile sadece bir kez karşılaştık. O da, 2013 yılında Edirne’de yapılan Türkan bebek anıtı açılışında. O zaman onun hain yazılarından haberim olmasa da; protein gürbüzlü suratı, pis pis, yağlı yağlı sırıtması, laubali ve gayri ciddi konuşması, bana çok antipatik gelmişti. Şimdi düşünüyorum da… Sanki oraya alay etmeye gelmiş…
Bulgaristan’daki otoriter rejim, 1984-1989 yılları arasında Türklere karşı giriştiği asimilasyon sürecini; başta 20 aylık Türkan bebek ve 17 yaşındaki Mümin Ahat olmak üzere, yüzlercesinin katledilmesinde, binlercesinin işkence kamplarına sürülmesinde ve binlercesinin de sokaklarda, evlerinde, polis karakollarında işkencelerden geçirilmesinde, daha sonra zorunlu göçe tabi tutulmalarında, Zoran Sokolov(Mümin Topçu) gibi hainlerin büyük payı vardır. Çünkü otoriter rejim, onun gibi hainlerden, satılmışlardan cesaret alarak, asimilasyon politikalarına cüret edebilmiştir.
Artık şu soruların sorulmasını zamanı gelmedi mi:
Zoran Sokolov(Mümin Topçu) gibi bir hainin, Bursa’daki Ördekli Kültür Merkezi’nde ne işi var, ne amaçla oradadır?
Zoran Sokolov(Mümin Topçu) gibi hainlere, Bursa’da kimler toplum mühendisliği yapmalarına izin veriyor?
Türk İstihbarat birimleri, Türklüğe ihanet eden Zoran Sokolov(Mümin Topçu) gibilerine, neden Bursa gibi göçmenlerin yoğun olduğu bölgelerde cirit atmalarına izin veriyor?
Asimilasyon döneminde yakınlarını kaybetmiş veya işkence görmüş bir göçmen, Zoran Sokolov(Mümin Topçu) gibi hain birisine tekme tokat girişirse, göçmen camiası olarak bunu nasıl karşılamalıyız?
Durmuş Arda
News
