Hak ve Özgürlükler Hareketi {HÖH/D(p)S}, senelerdir yürüttüğü politikalarla Bulgaristan’da yaşayan Türkleri, Hıristiyan-Slav kültürüyle bütünleştirmesine rağmen, Ankara bürokrasisi, CHP ve MHP gibi partiler ve bazı göçmen dernekleri, senelerdir Bulgaristan’daki Türklere “Bölünmeyin!” diye seslenerek, maalesef HÖH/D(p)S partisine oy verilmesini destekliyorlardı(Sarı Avni ve Abuzer Uğurlu’nun mirasçıları, Türkiye siyasetinde ne kadar etkili bilmiyorum. Ancak İstanbul’daki mafya çevreleri, Sofya’daki Vitoşa otelinde, eski DS ajanlarından oluşan Bulgaristan derin devlet temsilcileriyle işbirliği antlaşması yaptıkları bilinmektedir).
Peki, “Bölünmeyin!” derken ne destekleniyordu?
1989 öncesi Bulgaristan’da yaşayan Türklere zulmeden eski DS ajanlarının HÖH/D(p)S’de yöneticilik yapmaya devam etmelerini…
1989 öncesi Türkçe konuşanlara ceza kesenleri, cami önlerinde nöbet tutanları, buzdolaplarında kurban etleri arayanları, Türklerin asimilasyonu için çaba gösterenleri, yani zulmün bir parçası olanları veya onların çocuklarını HÖH/D(p)S saflarından belediye başkanı, milletvekili, işadamı vs olmalarını…
HÖH/D(p)S’ nin yönetimindeki Kırcaali, Koşukavak, Mastanlı, İridere gibi belediye merkezlerinde tek bir Türk çocuğunun Türkçe öğrenim görmemesini…
1992 yılında 115 bin Türk çocuğu, Bulgaristan da Türkçe eğitim görürken, şimdilerde bu sayının, 1-2 binlere düşürülmesini…
HÖH/D(p)S’nin vurdumduymazlığı sayesinde, Bulgaristan’da 1993 yılından 2019 yılına kadar Türkçe ders kitaplarının basılmamasını…
HÖH/D(p)S yönetiminde bulunan tüm belediyelerdeki okullarda Türk Müslüman çocuklarına domuz eti yedirilmesinin devamını ve daha fazla çocuğa bu konuda damak alışkanlığı edindirilmesini…
90’lı senelerde camiler Cuma namazlarında dolup taşarken, HÖH/D(p)S’nin yürüttüğü politikalar sayesinde, Bulgaristan’da, Cuma namazlarına giden Müslüman Türklerin oranının % 2’lere düşürülmesini…
Bulgaristan’da HÖH/D(p)S politikalarına karşı çıkan, yani aynı partinin yandaşı olmayan Türklerin ekonomik olarak çökertilip saf dışı bırakılmasını ve Bulgaristan’da yaşayan Türklerin yarısından fazlasını çil yavrusu gibi dağıtılarak gurbet yollara düşürülmesini…
Hakkını yememek gerekir ki, Ak Parti, senelerdir HÖH/D(p)S’ye mesafeli davranmaya çalıştı. Hatta 2012- 2013 yıllarında ipleri tamamen kopardı. Fakat parti içi muhalefetin, Ankara bürokrasisindeki “Balkan uzmanlarının” ve muhalefet partilerinin “Bulgaristan’daki Türkler bölünüyor” baskılarından sonra, politika değişikliğine gitmek zorunda kaldı.
2015 yılında, HÖH/D(p)S’nin fahri başkanı Ahmet Doğan’ın, Türkiye karşıtı ve Rusya yanlısı açıklamasından ve daha sonra Lütfi Mestan’ın parti başkanlığından azledilmesinden sonra, Ankara’daki iktidar, HÖH/D(p)S ile ipleri yeniden kopardı. Fakat Ankara bürokrasisi ve muhalefeti temkinli davranmaya devam etti.
Ancak Bulgaristan’da yeni kurulan DOST partisinin 10 Nisan 2016 yılında Sofya’da yapılan 1. Olağan Kongresine katılan gerek Ak Parti, gerek CHP ve gerek MHP temsilcilerinin şu konuşmalarından bu konuda artık hemfikir oldukları anlaşılıyor:
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fatma Betül Kaya’nın “DOST Partisinin bütün Bulgar halkının refahı ve huzuru için projeler üreteceğine, Bulgaristan’da demokrasinin güçlenmesi ve hukukun üstünlüğü için çaba göstereceğine inanıyoruz…
…DOST Partisi kuruluş bildirisinde vurgulandığı gibi, etnik, dini ve kültürel farklılıklar bir ülke için tehdit değil zenginliktir. DOST Partisi şemsiyesi altında bir araya gelen etnik ve dini kökeni ne olursa olsun herkes, bu ülkenin zenginlikleri olarak, Bulgaristan’ın esenliğine ve istikrarına olumlu katkıda bulunacaktır…” demesi…
CHP Milletvekili Ahmet Akın’ın, “Cumhuriyet Halk Partisinin başka ülkelerin vatandaşı olan soydaşlarımızla olan gönül bağı çok güçlüdür. Soydaşlarımızın sorunlarını ve o ülkelerde yaşanan gelişmeleri yakından takip ediyor. Soydaşlarımızın kendi aralarındaki dayanışmalarının güçlü olması, barış ve huzur içerisinde yaşamaları bizim en büyük dileğimizdir. Burada daha önce soydaşlarımızın hangi acıları yaşadıklarını biliyoruz. Şimdi o yıllarda yerinden yurdundan edilmiş, sürgüne gönderilmiş Bulgaristan vatandaşı Türklerin gözü kulağı buradaki gelişmelerde. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak başka ülkelerin vatandaşı olan soydaşlarımızla ilgi konuların Türkiye’de iç politika malzemesi yapılmasından yana hiçbir zaman olmadık, bundan sonra da olmayacağız. Bu konuların partiler üstü bir anlayışla ele alınmasından yanayız. Bizim için önemli olan soydaşlarımızın hakları ve çıkarlarıdır. Bu konuda üzerimize düşen ne olursa onu yapma çabası ve anlayışı içerisinde olduk. Umuyoruz, diliyoruz ve bekliyoruz ki kurmuş olduğunuz DOST partisi ve başlattığınız yeni siyasi hareket bu anlamda başarıya ulaşır. Geçtiğimiz günlerde partinizin temsilcileri Türkiye’ye geldiler, Genel Başkanımızı ziyaret ettiler. CHP her zaman soydaşlarımızla ve onların temsilcileri ile dayanışma içinde olacaktır. Onların sorunlarının ve dertlerinin bundan önce olduğu gibi bundan sonra da takipçisi olacaktır…” demesi…
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Edip Semih Yalçın’ın, “…Ses bayrağımız olan Türkçe dünyanın üzerinde neresinde dalgalanıyorsa veya konuşuluyorsa, o parça bizim vatanımızdır…” demesi, Ankara’nın iktidarıyla ve muhalefetiyle politika değiştirdiğini görmek mümkün. Artık iktidarıyla, muhalefetiyle DOST partisi desteklenecek, HÖH/D(p)S’ye ise mesafeli davranılacağı açıkça görülüyordu.
DOST partisi kongresinde, bir olumlu gelişme daha yaşandı:
Senelerdir HÖH/D(p)S kürsülerinin misafiri olan Balkan- Rumeli Göçmenleri Konfederasyonu temsilcileri, bu sefer DOST partisi kongresinde olmaları sevindiriciydi…
Yani Türkiye iktidarıyla, muhalefetiyle, göçmen dernekleriyle, DOST Partisini desteklemişti…
Mayıs 2016 yılında, mafyanın, kaçakçıların ve dini tarikatların desteğiyle, birazda olsa Türk ulusal bilinci olan Ahmet Davutoğlu Başbakanlıktan indirildikten sonra, Türkiye’de İngiliz Dostları Derneği(İngiliz Muhipleri Derneği) zihniyeti, yani “Tövbe yarabbi, tövbe Türklüğüme, beni Türk milletinden addetme” diyen Mustafa Sabri zihniyeti hakim oldu… “Ne mutlu Türküm diyene” sloganları atan DOST Partisi, gerek Bulgaristan, gerek Türkiye’deki bazı çevrelerce dışlandı ve 2017 yapılan Bulgaristan seçimlerinde % 4 barajını geçememesi için her türlü alçaklık yapıldı.
2017 seçimlerinden sonra, yukarıda adı geçen AKP’ye yakın dinci üçlü ve partiye dava için değil, para için gelenlerin katkısıyla DOST Partisini dağıtmaya çalışsalar da, DOST Partisi dimdik ayakta…
Maalesef dinciler, kaçakçılar, şereften yoksun olanlar, elbirliğiyle Bulgaristan’da yaşayan Türkleri sattılar.
Şimdi aynı çevreler, “Biz Ahmet Doğan’ın arkasındayız” diyorlar.
Fakat Ahmet Doğan ve yandaşları, 27 Ekim seçimlerine HÖH adıyla katılamıyor; Çiftçi ve Obzor partilerinin koalisyonuyla katılıyorlar.
Çünkü Peevski, HÖH/D(p)S’yi ellerinden aldı…
Peki, Ahmet Doğan’ın ve Delyan Peevski’nin iplerinin aynı güç odakları tarafından çekildiğini bilmezler mi?
Onun için DOST Partisi, Bulgaristan’da yaşayan azınlıkların en iyi savunucusu olacaktır!
Durmuş Arda
…………………………………………………………………………………………………………………………….
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.