Kasım ayında Türkiye’nin bir Rus savaş uçağını düşürülmesinden sonra ve Bulgaristan’daki bir siyasi parti başkanının, Türkiye tezlerini desteklediğini açıklamasından sonra, Bulgaristan’daki bazı etnik milliyetçiler, “Bulgaristan’da yaşayan Türkler, Türkiye’nin beşinci kolu gibi çalışıyor” suçlamalarında bulundular.
Halbuki Bulgaristan’da yaşayan Türklerin % 99’u, 5’inci veya 6’ncı kolun ne olduğunu dahi bilmezler. Bulgaristan’da yaşayan Türklerin sömürüden ve baskıdan belleri bükülmüş…
Peki, buradaki amaç nedir?
Tabi ki, Bulgaristan’da yaşayan Türklerin sömürü halkı olarak kalmalarını, Türklerin malvarlıklarını daha rahat gasp etmek, yürütülen gizli asimilasyonun politikalarını daha rahat gerçekleştirme içindir…
Her ne kadar Avrupa Birliği üyesi olsa da, Bulgaristan derin devleti, bu ülkede yaşayan Türk ve Müslümanların kültürel kimliklerini yok etmek için hala agresif politikalar yürütmektedir.
Bu politikalar sonucu, Güney Bulgaristan’da yaşayan Türklerin % 5’i, Kuzey kısmında yaşayanları ise % 10’u Türk kimliklerini yitirip tamamen asimile olmuşlardır. Bu durum Müslüman Pomaklarda ise, daha vahimdir.
Şimdi birileri çıkıp, “Bulgaristan devlet televizyonundan Türkçe haberler, devlet radyosundan Türkçe yayınlar yapılıyor” diyebilir.
Hafta içi beş gün, Bulgaristan devlet televizyonundan sunulan onar dakikalık Türkçe haberler, birkaç saatlik Türkçe radyo yayınları ve seçmeli Türkçe öğrenimi göstermeliktir ve sadece Avrupa fonlarına ulaşmak içindir.
Onar dakikalık Türkçe haberler, saat 16:00’ da kimsenin televizyon seyretmediği bir saate verilmektedir. Türkçe radyo yayını da öyledir.
Bulgaristan’daki devlet okullarında seçmeli olan Anadil Türkçe sınıflarının oluşumunda çeşitli zorluklar çıkartılmaktadır. 1993 yılından beri Türkçe ders kitapları basılmamaktadır.
Güncel öğretim araç gereçlerinin olmaması ve diğer faktörler, Türkçe Anadil öğrenimi alan çocukların sayısını, her yıl, ciddi bir şekilde azaltmaktadır. Örneğin 90’lı senelerin başında 100 bin civarında çocuk Türkçe öğrenim görürken, şimdilerde bu sayı 6 binlere düşmüştür. Bu çocukların bir kısmı ise, Türkçe derslerine düzenli girmemektedir.
Bugün Kırcaali, Şumnu, Razgrad, Eskicuma, Rusçuk, Silistre, Koşukavak, Mastanlı, İridere gibi, Türklerin yoğun olduğu merkezlerde tek bir Türk çocuğu, Türkçe öğrenim görmemektedir.
Örneğin Kırcaali’ de Müslüman Türk çocukları, okullarda Türkçe dilini öğrenmekten uzaklaştırıldıkları gibi, ayni zamanda bir tür özenerek veya özendirilerek, okul bandolarında Bulgar çetnik/haydut/ kıyafetleri giydirilip, Hıristiyan Haçlı Kudüs Tapınak Şövalyeleri tarikatı ayininde kullanılmaktadır.
Bugün tüm Bulgaristan’daki kreşlerde ve okullarda Müslüman Türk çocuklarına domuz eti yedirilmektedir.
Bulgaristan’da Türklere karşı hala ayrımcılık politikaları uygulanmaktadır.
Örneğin Türklerin çoğunluk(% 70) olduğu Kırcaali bölgesindeki resmi dairelerde çalışan Türklerin oranı % 5 ‘i geçmemektedir. Tabi ki asimile olanları da sayarsak, bu oran %10-15’e çıkabilir.
Yani Bulgaristan’daki Türkler, bir nevi sömürü halkı olarak görülmektedir.
Bu nedenlerden dolayı, Bulgaristan’da yaşayan Türkler, ekonomik olarak çökertilip, Batı Avrupa’ya veya Türkiye’ye göçe zorlanmaktadır.
Maalesef bu konuların bilinmesine rağmen, Türkiye, Bulgaristan’ da yaşayan Türklere yeterince kol kanat germemektedir.
Peki, diğer ülkeler bu konuda ne yapıyor?
Örneğin Macaristan, sekiz yıl önce soydaşlarının problemlerini hafifletmek ve komşu ülkelerde yaşayan Macarların kültürel kimlikleri korunması için bir kanun kabul etmiştir, bu “Komşu ülkelerde yaşayan Macarlar” kanunudur. Bu kanuna göre, başka ülkelerde yaşayan Macar asıllılar, – Macaristan’ daki seçimlerde oy kullanmak hariç – Macar vatandaşlarına tanınan her türlü haktan yararlanıyorlar; Romanya, Slovakya, eski Yugoslavya, Ukrayna, Hırvatistan ve Slovenya’da yaşayan Macar toplumunun temsilcilerine, “Macar kökenli” statüsünü belgelendiren özel kart veriliyor ve Macaristan’ da yılda altı ay sosyal güvenceden yararlanarak yasal olarak çalışma hakkıyla birlikte, ücretsiz üniversite eğitimi almak, ücretsiz veya indirimli kültürel etkinlikler ve Macaristan’da bulundukları sürede sağlık haklarından da yararlanabiliyorlar.
Bulgaristan’da buna benzer “Dış ülkelerde yaşayan Bulgarlar” kanunu vardır. Bu kanuna dayanarak Bulgaristan Ukrayna, Rusya ve başka ülkelerde yaşayan Bulgar asıllılara Bulgarca ders kitapları göndermektedir. Fakat kendi vatandaşı olan Türkler için, 23 senedir Türkçe ders kitapları bastırmamaktadır.
Bu konuda Yunanistan’ın “4000/3/10No’lu” kararnamesi, Slovakya’nın “70 nolu Dış Slovaklar” kanunu; Romanya, Slovenya, Avusturya, İtalya ve Rusya’ da buna benzer kanunlar kabul etmişlerdir. Bu kanunlar, “Jus sanguinis” (Kanbağı) hukuk ilkesine göre tasarlanmışlardır.
Bu da demektir ki, – Türkiye hariç – birçok ülke, yabancı ülkelerde yaşayan soydaşlarına çeşitli haklar tanımak ve özellikle kültürel/soy kimliklerinin korunması için, özel kanunlar kabul etmişlerdir ve günümüzde de uygulamaktadırlar.
Glöballeşen dünyada, Türkiye Cumhuriyeti, maalesef bu olayların gerisinde kalmaktadır.
Ancak Türkiye’ de de, yabancı ülkelerde yaşayan soydaş ve akraba toplulukları için özel bir kanun çıkartılabilir.
Örneğin yurtdışı Türk ve akraba topluluklarına verilen üç aylık vizelerin altı aya çıkarılması, yılda altı aya kadar çalışma hakkı tanınması, soydaşların sigorta kapsamına alınması gibi kolaylıklar sağlanabilir. Türk kökenli yabancı uyruklulara, sınır ticaretinde kolaylıklar sağlanabilir.
Türkiye’de öğrenim görmek isteyen Türk asıllı gençlere, ücretsiz eğitim imkanı ve burs sağlanabilir.
Türkiye, hafta sonları veya yaz tatillerinde, Türkiye’deki belirli merkezlerde yurtdışındaki Türk asıllı çocukların Türkçe öğrenimi için kurslar düzenleyebilir.
Üzülerek belirtmek isterim ki, maalesef Türkiye, Bulgaristan’da yaşayan Türklerle yok denecek kadar az ilgileniyor.
Türkiye için, Bulgaristan ile ikili ilişkiler daha önemli.
Maalesef!…
Durmuş Arda
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.