DOLAR 36,2571 0.03%
EURO 37,9444 -0.26%
ALTIN 3.396,030,56
BITCOIN 3471531-0.34423%
Kırklareli

KAPALI

SABAHA KALAN SÜRE

Fahriye Ersoy’dan BSP heyetine yalanlama

Fahriye Ersoy’dan BSP heyetine yalanlama

ABONE OL
15 Ağustos 2017 08:47
Fahriye Ersoy’dan BSP heyetine yalanlama
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bulgaristan’daki bir yayın organında, “ İzmir’de Yanaki Stoilov ve Nazmi Mümün’den  Bulgarca öğretmeni istediler” (http://www.kardjali.bgvesti.net/news/191589/Izselnicite-v-Turciya-iskat-da-uchat-balgarski) başlıklı haberde Bulgaristan Sosyalist Partisi(BSP) heyetinin göçmen derneklerindeki görüşmelerinde, “ Göçmenlerin Bulgarca öğrenme hevesleri olduğunu ve Bulgarca dil öğretmeni istedikleri” belirtilmektedir.

Bulgaristan’da Türk çocuklarının sadece % 10’u Anadillerinde öğrenim görürken, 1993 yılından beri Türkçe ders kitapları basılmazken… Türkiye’de “ Bulgarca öğretmeni istrenmesi” hayli şaşırtıcı bir olayFahriye Ersoy

Haberde görüşmelere, Bulgaristan Sosyalist Partisi(BSP) Kırcaali teşkilatından Nazmi Mümün’ün de katıldığı bildirilmektedir

Bilindiği gibi, BSP, eski Bulgaristan Komünist Partisi (BKP) nin devamıdır. Yani 1984- 1989 yıllarında Bulgaristan’da Türklere zulmeden bir partidir.

 Nazmi Mümün ise, eski rejim döneminde BKP öncülerindendi ve Tosçalı köyü bölgesinin parti sekreteri olup, zumlun bir parçası olan kişiliktir.

Nazmi Mümün, 1984- 1989 yıllarında, Türklere karşı girişilen asimilasyon politikalarının bir maşasıdır; Türkçe konuşanlara ceza kesen, ibadet edilmesin diye cami önlerinde nöbet tutan, Türklüğü çağrıştırıyor diye kadınların elbiselerini üstünden çıkarttıran, yaşlı erkeklerin şapkalarını yerlere attırarak ceza kestirendir. Aynı Nazmi Mümün, onlarca Türk’ü Belene kampına sürdürenlerdendir…

 Fahriye Ersoy’un bir göçmen derneği başkanı sıfatıyla, her nedenle olursa olsun, Nazmi Mümün gibi bir Türk haini ile görüşme yapması, göçmenlerce kınanmasından sonra, Fahriye Ersoy, şu iki açıklamayı yapmıştır:

 

“Değerli Basın Mensupları,

11 Haziran 2015 tarihinde Rodopi 24’te yer alan “В

Измир поискаха български учители от Янаки Стоилов и Назми Мюмюн” (İzmir’deYanaki Stoilov ve Nazmi Mümün’den Bulgarca Öğretmenleri İstediler) başlıklıhaberde belirtilen hususlara ilişkin tarafımızca açıklama yapılması gerekligörülmüştür. Gerçekleşen ziyarete ilişkin söz konusu haberde yer alan başlık vebu başlık bağlamındaki içerik gerçeği yansıtmamakta olup, tüzel kişiliğimizizan altında bırakmaktadır. Bu sebeple söz konusu haberi İzmir Balkan GöçmenleriKültür ve Dayanışma Derneği olarak tekzip ediyoruz. Kendilerine sunduğumuzmetin ise ekli dosyada yer almaktadır. 
Bulgaristan göçmenlerinin Türkiye’deki en güzide sivil toplum kuruluşlarından
biridir. Bu anlamda kurumsal kimliğimize yönelik bu haberle atılmak istenen
mesnetsiz iddia daha anlamlı hale gelmektedir.
Yönetim Kurulu Adına Genel Başkan Fahriye ERSOY”
olarak üyelerimiz ve Bulgaristan kökenli vatandaşlarımızın sorunlarını, duydu
ve düşüncelerini sizin aracılığınızla Bulgaristan Parlamentosuna ulaştırmak
isteriz; 1.Bir bireyin yaşına, dinine, ırkına, cinsiyetine, yaşadığı ülkeye
bakılmaksızın en tabi hakkı olan ana dilini öğrenme, anadilinde eğitim alma
hakkı hal bir başka etnik, dini kesimin iznine bağlı olmaya devam etmektedir.
Bir ülkenin toplulukları arasında var olması düşünülen eşitlilik, karşılıklı
saygı ve anlayış olması gerektiğine inanıyoruz. Üzülerek görmekteyiz ki
Bulgaristan’da dil, din, örf-adet farklılıklarının siyasilerce dışlama ve
ötekileştirme politikaları olarak kullanılması neticesinde, toplumdaki
azınlıklar ve Bulgar halkı arsındaki yakınlaşma sağlam ve güvenilir bir zemine
oturtulamıyor. Bulgaristan da Türk kökenli vatandaşlarımızın çocukları için
Türkçe dersi zorunlu ders programına alınması şarttır. Bulgaristan
televizyonunda Türkçe yayın yapan programın süresinin de uzatılmasını talep
etmekteyiz. 2.Bulgaristan da Türk nüfusunun yoğun olduğu bölgelerdeki pasaport
şubelerinin önündeki yığılmalar ve yaşanan mağduriyetler bizleri rahatsız
etmektedir. Yıllarca ikinci sınıf vatandaş olma gerçeğiyle yaşamaya zorlanmış
bu çalışkan, vatanına bağlı insanlarımıza yapılan muamele var olan, eksilmeyen
tahammülsüzlüğün ve nefretin doğal sonucu olmaması gerekir. 3.Bulgaristan’da
bulunan Osmanlı ve daha sonraki dönemlere ait yapı ve eserlerin korunması,
restore edilmesi, var olan ibadethanelerin özgürce ve huzur içinde kullanılması
en içten temennimizdir. Zaman-zaman tanık olduğumuz cami saldırı ve
kundaklamaları, ibadet eden insanlara yapılan çirkin saldırıları kınıyoruz. Bu
tür suçların tekrarlanmaması için her türlü güvenlik tedbirlerinin yanı sıra
tüm Bulgar halkından gerekli olgunluğu, sorumluluğu ve hoşgörüyü beklemekteyiz,
çünkü bu bizde Türkiye de yaşamakta olan Bulgaristan göçmenlerinde ve Türk
milletinde fazlası ile var. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Vakıf
mallarının iadesi bir zaman dilimi içerisinde belirli bir meblağ veya eder
olarak görülebilir, ancak hiçbir topluluğu gerçek manada zengin edemez. Örneğin
Sveti Stefan demir kilisesi Türk makamlarınca restore edilmiş ve İstanbul da
bulunan Bulgar vakfına iadesi yapılmış ve geçmişten gelen ortak
kültür-tarihimizin bir eseri olarak ortak kültürümüze zenginlik katmıştır.
Günümüz şartlarında atalarımızın bırakmış olduğu dini ve kültürel eserlerimize
sahip çıkmak ve onları yaşatabilmek bizler için anlaşılabilir olduğuna inandığımız
çok büyük manevi değeri vardır. Topluluklar birbirilerini inkar ederek değil,
sahip oldukları ortak değerlere, kültürel mirasa sahip çıkarak var olabilirler.
Bir arada var olabilmek ve yaşayabilmek sadece bir temenniden ibaret
olmamalıdır. Bizler Türk ve Bulgar halkları için yaşadıklarımız, ortak
tarihimiz, coğrafyamız, geçmişimizin hatırası olmalı ve geleceğimizin de
güvencesi. 4. Çok güncel ve ivedilikle çözümlenmesi gerektiğine inandığımız bir
başka konu İzmir ‘de Bulgaristan Cumhuriyetinin bir konsolosluğunun açılması.
Bunun birçok haklı gerekçesinin olduğunu düşünmekteyiz: İzmir 4 milyona yakın
dinamik bir nüfusuyla bölgesinde Sanayi, Ticari, Sosyal, Kültürel ve Turizm
açısından önemli bir şehir. Ayrıca Türkiye’nin Avrupa’ya açılan penceresi olarak
da bilinmektedir. İzmir’in bu özelliklerini dikkate aldığımızda Siyasi, Sanayi,
Ticari, Sosyal, Kültürel ve Turizm ve her şeyden önce dostlukların arttırılması
noktasında önemli olacağını düşünmekteyiz. İzmir’in Ege Bölgesine hitap etmesi
dolayısıyla sivil toplum örgütleri ile de öne çıkmaktadır. Örnek vermek
gerekirse çok güçlü Sanayi Odası ve Ticaret Odası bulunmaktadır ve bu Odaların
yöneticilerinin bir bölümü Balkan kökenlidir. Bulgaristan ve Türkiye arasında
ticaretin gelişmesi açısından bu sivil toplum örgütlerini önemli buluyoruz. Ege
Bölgesi, basta İzmir olmak üzere bir turizm bölgesidir. Bulgaristan’dan tatil
için gelen Bulgaristan vatandaşları, Bölgede Konsolos olmadığı için herhangi
bir sorun yaşadıklarında mağdur olmaktadırlar. Dönem-dönem yaşanan göçler
sebebiyle ciddi sayılara ulaşan Bulgaristan Türklerinin (bir çoğunun
Bulgaristan’la akrabalık bağı, manevi ve gönül bağı vardır) İzmir’de yaşıyor
olması. Zorunlu göçe tabi tutularak 1989 yılı ve daha sonraki yıllarda değişik
sebeplerden dolayı Türkiye’ye göç etmiş Bulgaristan Türklerinden büyük bir
kısmının İzmir’e yerleşmiş olması. Bunların büyük çoğunluğu çifte vatandaş
olmuştur. İzmir ilinde çifte vatandaşlarımızın sayısı 160 000 civarındadır.
Göçmen aileleri Türkiye’de doğan çocuklarını aynı zamanda Bulgaristan
Cumhuriyeti vatandaşı olmaları için gerekli yasal işlemlere başvurmaktalar. Bu
bebeklerimiz ve küçük çocuklarımız aileleriyle uzun mesafeli, çoğunlukla
Bulgaristan’a kadar uzanan uzun ve yorucu seyahatler yapmak zorundadır.
Yaşlılarımız ve hastalarımız da aynı şekilde emeklilik işlemleri, pasaport
sürelerinin uzatılması için Bulgaristan’a gitmek zorundadırlar. Bu yaşlıların
çoğu 20 – 40 yıl kadar Bulgaristan’da fabrikalarda, tarım ve tütün alanlarında,
maden ocaklarında.  Rodop dağlarının
çıplak yamaçlarını ağaçlandırmada, inşaat sektöründe, hizmet sektörlerinde ,
genellikle ağır işlerde çalışmış kişilerdir. Ama her zaman Bulgaristan’da
yaptıkları işlerle gurur duymuşlar, çocuklarını ve torunlarını iş disiplinini
ve çalışmayı öğütlemişlerdir. Bulgaristan Cumhuriyeti’nin kalkınma ve refahın
yükseldiği yıllarda söz konusu yaşlılarımızın çok emeği geçmiştir. Yıllardır
Türkiye’de yaşamakta ve çalışmaktayız. İşyerlerimizde, oturduğumuz semtlerde
bir çok arkadaş edindik ve yıllardır onlara Bulgaristan’ın tarihinden,
doğasından, ormanlarından, balkanlarından, şehirlerinden, kültüründen, Bulgar
insanından ve geride bıraktığımız ama unutmadığımız dostlarımızdan bahsettik.
Birçoğu Bulgaristan’a ilgi duydu, ziyarete gelenler oldu. Birçok büyük şehirde
olduğu gibi İzmir’de de yaşam çok yoğun ve dinamik. Bu sebeple vize
işlemlerinin İzmir’de yapılabilmesi burada edinmiş olduğumuz Bulgaristan dostu
arkadaşlarımızın Bulgaristan’a olan ilgileri, kültürel ve turistik ziyaretleri
kat ve kat arttıracaktır. Sonuç olarak biz bir Bulgaristan Cumhuriyeti
vatandaşı olarak pasaport gişelerinde, sınır-gümrük kapılarında ve kamu
kurumlarında medeni, kültürlü ve insanına değer veren her medeni ülkede olduğu
gibi en iyi ve saygın şekilde hizmet almak istiyor ve Bulgaristan pasaportunu
gururla taşımak istiyorum. 5. Üyelerimiz arasında,100 yıl önce göç etmiş,1930’lu
yıllarda, 1951 yıllarında, 1970’ lerde göç edenler vardır. Ben Bulgaristanlıyım
dediğimde ağızlarından Memleket özlemi ve Vatan hasreti içeren sözcükler
duyuyoruz. Hiçbir zaman Bulgaristan ve Bulgarlar hakkında kötü bir söz
duymuyoruz. Bulgaristan’da doğup büyümüş, atalarının mezarlarının bulunduğu
toprakları ziyaret etmek isteyen Bulgaristan göçmeni ancak Vatandaşı olmayan
üyelerimize yılda en az bir kere Bulgaristan’ı vizesiz ziyaret hakkı tanınması
onların doğal hakkı olduğunu düşünüyoruz. 6.Bulgar görsel ve yazılı basında,
aramızdaki dayanışmayı amaçlayan sivil toplum örgütlerimize ve derneklerimize
yönelik, zaman zaman etnik düşmanlık içeren, gerçeklerle alakası olmayan
yayınlar yapılmakta. Bunlar bizi üzmektedir. Dostlukların kıymetini iyi bilen
Bulgar dostlarımıza derneklerimiz ve evlerimizin kapıları kendileri için her
zaman açık olduğunu bilmelerini isteriz.
ERSOY”

Bulgaristan Türklüğü konusunda taraf olan Derneğimiz,

Kamuoyu ve soydaşlarımıza önemle duyurulur.

İzmir Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği”

 

 

 Fahriye Ersoy’un iddiasına göre, BSP heyetine sunulan metin:

 

“Sayın Yanaki Stoilov Bulgaristan Parlamento Başkan Yrd. ve BSP Başkan Yrd.

İzmir Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği

 

İZMİR BAL-GÖÇ YÖNETİM KURULU ADINA GENEL BAŞKAN Fahriye

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.