Kırcaali’deki HÖH/D(p)S yönetimi, Kırcaali Müftüsünü, Papazını ve Belediye Başkanını bir araya getirip etkinlik yaptırmaya bayılır.
Bu Müftü, Papaz, Belediye başkanı üçlüsünün fotoğraflarını Kırcaali’ deki bir çok etkinlikte görebilirsiniz. En son bu üçlüyü, Mayıs ayının başında, Hristiyanlar için kutsal sayılan Aya Yorgi, yani Sveti Georgi gününde, Hristiyanlar tarafından ” kurban” denilen haşlanmış dana eti dağıtırken görüntülendiler(Aya Yorgi günü, 6 Mayıs günüdür, bu sene 6 Mayıs hafta içine geldiği için, Kırcaali’de Aya Yorgi “kurban” eti, bir önceki hafta sonu dağıtılmıştır).
HÖH/D(p)S veya Bulgaristan’daki diğer resmi kurumlar, bu üçlünün beraber çekilmiş fotoğraflarının, – kendi yayın organlarında olsun, Bulgaristan ulusal basınında olsun,- boy göstermesine özen gösterirler ve birde “Kırcaali hoşgörü kenti” veya “ Kırcaali’deki etnik barış” gibilerinden başlık atarlar.
Peki, nasıl “hoşgörü ve etnik barıştır” bu?
Kırcaali’nin yarısından fazlası, bölgenin ise % 80’den fazlası Türk ve Müslümanlardan oluşurken…
Kırcaali merkezde beş kiliseye karşılık, tek bir cami vardır.
Kırcaali, Mastanlı, Koşukavak, İridere gibi merkezlerde tek bir Türk çocuğu Türkçe öğrenim görmemektedir.
HÖH/D(p)S belediyelerinin idaresinde olmasına rağmen, Kırcaali bölgesindeki kreş, anaokul ve okul çağındaki tüm Türk Müslüman çocuklarına, Müslümanlara haram olan domuz eti yedirilmektedir.
Kırcaali iline bağlı resmi dairelerde çalışan Türklerin oranı %5’i geçmemektedir.
“ Hoşgörü” kenti, Kırcaali camisindeki ezan sesi, çevreyi rahatsız ettiği gerekçesiyle Kırcaali valisinin kararıyla kısıldığı için, ezan, camiye 50-60 metre uzaktan ancak duyulurken, polis karakolu binasından her saat başı çalınan yüksek desibelli marş ise, kilometrelerce uzaklıktan duyulmaktadır.
Yani Bulgaristan’da Türklere karşı ayrımcılık, dışlama ve asimilasyon politikaları yeni yöntemlerle hala devam etmektedir.
Ünlü Amerikan tarihçi Justin McCarthy’nin İngiliz diplomatik kaynaklara dayanan, İngiltere Dışişleri Bakanlığı’nın arşivinden faydalanarak ve her belgenin tek tek arşiv numarasını da vererek yazdığı “Ölüm ve Sürgün” (Death and Exsile) adlı eserinin 171. sayfasında, Balkan Savaşı esnasında Bulgarların işgal ettikleri topraklarda Türkleri nasıl din değiştirmeye zorladığını şöyle yazar:
“İşte din değiştirmeye zorlama yöntemlerinden biri:
… kaymakam yardımcısının kardeşi papaz Çatoyev’in bulunduğu özel bir komite oluşturuldu. Bu komitenin kuruluş amacı Maleche’deki bütün Türklerin Hıristiyanlığa geçirilmesi idi. Komitenin verdiği emir üzerine yerlilerden 400’ü eski tüfeklerle, sopalarla silahlanıp komşu
köylerin Türklerine saldırdılar ve onları Verovo kilisesine zorla götürdüler, burada hepsi vaftiz edildi.
İşte bir diğer örnek:
Müslümanları küme küme sıraya dizdiler… Exarkhos’a bağlı bir köy papazı kümeden kümeye dolaşıp, bu pek kendine özgü türde dinsel öğreti öğrencilerini( kendine Hıristiyanlık inancının ilkeleri öğretilecek Türkleri) kenara çekti; her birinin alnına bir eliyle kutsal(okunup üflenmiş) suyu sürerken, öteki eliyle de( domuz etinden) bir sucuğu ısırmaya zorladı. Kutsal suyun sürülmesi vaftiz etme yerine geçiyordu; sucuktan bir parça yenmesi de Müslümanlık dininin bırakıldığını anlatıyordu, çünkü kuran domuz eti yenmesini yasaklar…”
Kırcaali “höşgörü ve etnik barış” bölgesinde Balkan Savaşından başlayarak, 1989 yılına kadar baskı yoluyla süren asimilasyon politikaları, şimdi zoraki olmayan daha yumuşak yöntemlerle HÖH/D(p)S’ye yaptırılmaktadır.
HÖH/D(p)S Belediye Başkanları olarak, Kırcaali’de Hasan Aziz, Mastanlı’da Akif Akif, Koşukavak’ta Sabihan Mehmet, İridere de Rasmi Murat, Cebel’de Bahri Ömer, Karagözler’de Aydın Osman, Kızılağaç’ta Salih Ramadan, kendi yönetimindeki kreş ve okullarda, Türk ve Müslüman çocuklarına domuz eti yedirerek şimdiden damak alışkanlığı edindirmektedirler…
Görüldüğü gibi eskiden yetişkinlere zorla yedirilen domuz eti, şimdi çocuklara yediriliyor. Şimdilerde yetişkinlere domuz eti yedirilme taktiği de değişmiş… Kırcaali bölgesindeki tüm köftecilerin çalışma ruhsatları HÖH/D(p)S belediyelerince verildiği için, hemen hemen hepsi HÖH/D(p)S yandaşıdır. Bu yandaşların çoğu, domuz eti köftesini, Müslümanlara, “dana eti” diye hiç rahatsız olmadan yutturmaktadırlar.
Yine görüldüğü gibi, Kırcaali bölgesinde “hoşgörü ve etnik barış” varsa, Türklüğünü ve Müslümanlığını unutmuş “Türklerin” sadece % 5’ni oluşturan HÖH/D(p)S yandaşları için vardır.
“Hoşgörü ve etnik barış” kenti Kırcaali’de yaşayan diğer Türkler ise, ya ekonomik baskılardan dolayı sindirilmiş, ya göçe, ya da Avrupa’ya gurbet ellere sürülmüş…
Durmuş Arda
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.