2. Balkan Savaşından sonra, Büyük Batı devletleri, Osmanlı ordusuna Meriç nehrinin batısına geçme yasağı koydukları için Batı Trakya bölgesinde bir hakimiyet boşluğu oluşmuştur.
Bu boşluktan yararlanan Bulgar asıllı Domuzciev yönetimindeki ve diğer çeteciler, Müslüman Türklerden ve Pomaklardan oluşan yerel halka karşı katliamlara girişmişlerdir.
Bu katliamları önlemek için – Batı devletlerinin baskısına rağmen- Eşref Kuşçubaşı(Sencer) ve Süleyman Askeri yönetimindeki 16 subay ve 100 askerden oluşan bir grup, 16 Ağustos 1913 tarihinde, düzenli Osmanlı ordusundan ayrılarak Meriç’in batısına geçmiş ve halktan yeni bir ordu kurarak, 19 Ağustos 1913 yılında Domuzciyev çetesini de bertaraf ederek, sırasıyla Dedeağaç, Gümülcine, İskeçe, Paşmaklı ve Kırcaali gibi merkezlerde hakimiyet sağlamışlardır.
İçine Dedeağaç, Gümülcine, İskeçe, Kırcaali, Paşmaklı gibi merkezleri de alan bu bölgede, 31 Ağustos 1913 tarihinde, Batı Trakya Türk Cumhuriyetini kurmuşlardır. Bu Cumhuriyet’i halk o kadar desteklemiştir ki, ordusu 30 bine kadar ulaşmıştır.
Batı Trakya Türk Cumhuriyeti’ni Yunanistan ve Bulgaristan dahi tanımak zorunda kalmıştır.
Ancak bu ilk Türk Cumhuriyeti, yine Batı devletlerinin baskısıyla Osmanlı devleti ve Bulgaristan arasında imzalanan 29 Eylül 1913 tarihli İstanbul antlaşması ile Bulgaristan’ a bırakılmıştır.
Yeni kurulan Batı Trakya Türk Cumhuriyetinin üstüne Osmanlı devletinin baskısı da eklenince, Cumhuriyet, kendisini 25 Ekim 1913 tarihinde lağvetmek zorunda kalmıştır.
1.Dünya Savaşından sonra ise, Batı Trakya Cumhuriyetinin toprakları ikiye bölünmüştür. Kırcaali ve Paşmaklı bölgesi Bulgaristan egemenliğinde kalırken; Dedeağaç, Gümülcine, İskeçe gibi bölgeler ise Yunanistan egemenliğinde kalmıştır.
Yunanistan’da kalan bölgeler, 1923 Lozan antlaşmasının içine alınmıştır. Yunanistan bu antlaşmaya kısmen de olsa uymaktadır.
Ancak Bulgaristan’da kalan bölgelerde ise 1913 İstanbul antlaşması geçerlidir. Bu antlaşmayla Kırcaali ve Paşmaklı bölgesinde kalan Müslümanların mal varlıklarının ve eğitim haklarının korunacağı belirtilmiş olsa da, Bulgaristan, bu sözleşmeye hiç bir zaman riayet etmemiştir.
Görüldüğü gibi, bugün, bu topraklarda hala meşruiyet sorunu vardır!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.