Bulgaristan’ da son yapılan yerle seçimlerde, Kırcaali bölgesindeki yedi belediyenin tamamını yine HÖH/D(p)S “kazandı.” “Kazandı” kelimesini tırnak içine alıyorum, çünkü ortada kazanılan bir demokratik seçim yok…
“Neden?” dediğinizi duyar gibiyim!
Seçim hileleri ilk önce, tüm Kırcaali bölgesindeki belediyelerde kurulan Belediye Seçim Kurullarında, partilerin seçim listelerindeki sıralanması için yapılan kura çekimi sırasında yapıldı.
Bu kuralarda, rastlantıya bakın ki, her nasılsa HÖH/D(p)S, üç belediyenin seçim listelerinde de 4’üncü sırada yer aldı. Bunlar Kırcaali, Mastanlı ve İridere.
HÖH/D(p)S’nin diğer belediyelerdeki seçim listesindeki yeri ise, ilk beşi geçmemektedir. Örneğin Karagözler’de 1, Cebel’de 2, Kızılağaç’da 3, Koşukavak’da ise 5’inci sıradaydı. Yani HÖH/D(p)S’ nin seçim listelerindeki sıralaması bir elin parmaklarını geçmiyor…
“Bunun ne önemi var” demeyin! Kırcaali bölgesinde yaşayan insanların okuma yazma oranları çok düşüktür. Onun için, bir partinin seçim listelerindeki yerinin ilk sıralarda olması çok önemlidir.
Örnek olarak Kırcaali belediyesini alacak olursak, bu sıralamanın ne kadar önemli olduğunu anlaşılıyor. Kırcaali merkezde HÖH/D(p)S adayı Hasan Aziz, toplam 16 bin geçerli oydan, 6 bine yakınını alıyor ve bu partinin oylarının sadece 60 kadarı geçersiz sayılıyor, yani % 1. Oysa Kırcaali merkezde Belediye başkanlığı için, toplam geçersiz oyların sayısı 897’dir, yani % 5 kadardır. Yani HÖH/D(p)S, % 1 kaybederken, diğer partiler doğrudan oylarının % 9’unu kaybediyor
Belediye Meclisi seçiminde ise, HÖH/D(p)S, toplamda % 54 civarında oy almasına rağmen, Kırcaali merkezdeki oyların sadece % 32’sin alabilmiştir, diğer oylarını köylerden almıştır. Tercihli oy karmaşasından dolayı, Kırcaali merkezdeki Belediye meclisi seçimlerindeki toplam oyların % 14’ü geçersiz sayılmıştır.
Roman mahallelerindeki bazı sandıklardan % 100’ e yakın oy alsa da, Hasan Aziz’ e Kırcaali merkezde verilen oyların oranı % 36 civarındadır.
Kırcaali Belediye başkanlığını % 59 kusurla kazanan Hasan Aziz, diğer partilerin de örgütlü olduğu merkezden % 36, genelde diğer partilerin örgütlü olmadığı Kırcaali belediyesine bağlı irili ufaklı 95 köyden ise, % 80 ile %100 arasında oy almıştır. Yani eski Komünist rejimi dönemindeki gibi, o zamanın tek partisi BKP’ nin OF ( Vatan Cephesi) adayları, her zaman oyların % 99,9’unu alıyorlardı. O zaman da bu köylerin hiç birinde kanalizasyon yoktu, şimdide yok. O zaman da köylerdeki evlerin tuvaletleri dışarıdaydı, şimdi de dışarıda. O zaman da, köylerdeki evlerin mobilyaları (Rusenski krevat) denilen birkaç karyoladan oluşuyordu, genelde şimdi de öyle. O zaman da evlerin aralarında yol yoktu, genelde şimdi de yok…
Eskiden herkesin işi vardı, şimdi köylerdeki halkın çoğu işsiz veya gurbet ellerde… Yani bölgede en büyük iş veren HÖH/D(p)S…
Görüldüğü gibi, köylerde yaşayan Türklerin kaderi, HÖH/D(p)S gibi, eski rejimin bir uzantısı olan bir partinin insafına bırakılmış… Bu kasıtlı yapılan bir şeydir… Senelerdir Kırcaali bölgesinde, HÖH/D(p)S dışında örgütlenmeye çalışan Türkler baskıdan kurtulamamışlardır, devletin tüm kurumları tepelerine indirilmiş olup, hiçbir iş yapamaz hale getirilmişlerdir, onlar da ekonomik nedenlerden dolayı çekip girmek zorunda kalmışlardır. Yani HÖH/D(p)S’ ye temiz alan bırakılmıştır.
Belediye seçimlerini HÖH/D(p)S “kazandı,” fakat Türklük ve yerel Türk halkı kaybetti…
Eskiden kadınların şalvarlarını kesenler, ibadet edilmesin diye cami önlerinde nöbet tutanlar, Müslümanların buzdolaplarında kurban eti arayanlar, Türkçe konuşanlara ceza makbuzu kesenler, Türkleri ihbar edip Belene kampına veya cezaevlerine gönderenler, dört sene daha yerel yönetimlerde kalacaklar demektir…
Bu, Yunanistan ve Batı Avrupa’da fahişelik yapan kızlarımızın veya kadınlarımızın sayısının artması demektir.
Bu, gurbet yollarına düşecek olan gençlerimizin sayısının daha da artması demektir…
Bu, Kırcaali bölgesindeki Türklerin şu veya bu şekilde kovulmasının devamı demektir…
Bu, Kırcaali, İridere, Mastanlı, Koşukaavak, Kızılağaç gibi merkezlerde çocukları Türkçe öğrenim almamasının devamı demektir… Bu Cebel ve Karagözler’de de Türkçe okuyan çocukların sayılarının azalması veya oralarda da okunmaması demektir. Bu 1993 yılından beri basılmayan Türkçe ders kitaplarının, dört sene daha basılmaması demektir…
Bu, Türklerin asimilasyonunun devamı demektir…
Bu, Kırcaali merkezde her saat başı, yüksek desibelli kilise çanı gibi “dan, dan” sesinden önce, Kırcaali’deki Türklere marş dinletilmesi demektir…
Bu, Kırcaali’deki tek camideki ezan sesinin, cami avlusunun dışında duyulmaması demektir…
Bu, Kırcaali medresesinin ve diğer Müslüman vakıf mallarının gaspının devamı demektir…
Bu, HÖH/D(p)S’nin reklamını yapan Tek Rumeli, Rumeli tv gibi televizyonlara kaynak demektir…
Bu, Kırcaali bölgesindeki Belediyelere bağlı kreşlerde, anaokullarında ve okullarda Müslüman Türk çocuklarına domuz eti yedirilmesine devam demektir… (Bu konuda yanılmayı çok istiyorum, çünkü HÖH/DS belediyelerinden ihale alarak köşeyi dönen “Deveci” şirketi, et ve et ürünleri pazarlayan, “ Helal Gıda” sertifikası olan, Cebel yakınlarındaki “Musan” şirketini satın aldı, çıkar amaçlı da olsa, belki bu domuz eti olayına el atarlar.)
Bu, Kırcaali bölgesinde yaşayan Türklerin sömürü halkı olarak görülmesine devam edilmesi demektir…
Bu, çoğunluk olmalarına rağmen, Kırcaali’deki devlet dairelerinde çalışan Türklerin oranının % 15’i geçmemsinin devamı demektir…
Görüldüğü gibi, Türkler Kırcaali bölgesindeki belediyeleri kazanmadı, tam tersi Türkler kaybetti. Kazanan ise HÖH/D(p)S belediyelerden ihale alan şirketler, HÖH/D(p)S ve onların bir kısım yandaşları…
Durmuş Arda
SON YAPILAN YORUMLAR