Son yıllarda hayatımıza bir de “hibrid savaşı” kavramı girdi. Hatta, son günlerde bu savaş ülkemize sıçramış durumda.
Önce, bu yeni strateji türünün ne olduğunu anlamaya çalışalım. Bunun mimarı, Rusya Federasyonu (RF) Genel Kurmay Başkanı General Valery Gerasimov sayılıyor.
“Gerasimov Doktrini” olarak da adlandırılan hibrid savaş, “non-linear” war, “kirli savaş” gibi farklı isimlerle de anılmaktadır.
Rus General Gerasimov, bu savaş türünü şöyle izah etmekte;
“Stratejinin temeli, barış durumunu beyaz, savaş durumunu siyah olarak kabul edersek iki durum arasında kalan gri bölgenin kullanılmasına dayanmaktadır. Gri bölgede askeri olmayan kapasitenin yönlendirilmesi ve yönetilmesi konvansiyonel güç kullanımından çok daha etkili olmaktadır. Askeri kapasitenin (regular military) hibrid savaş içerisinde kullanılması ise belirlenen amaçlara ulaşıldıktan sonra elde edilen kazanımın korunması için kullanılmaktadır. Hibrid savaşın asıl özünü ise regular military’nin savaş içerisinde kullanılmadığı süreçte kullanılan araç ve yöntemler oluşturmaktadır. Kullanılan bu araç ve yöntemler saldırıda bulunulan devletin konvansiyonel savaşlarda kullanılan savaş hukukunu, düzenli ordusunu ve bu ordu için oluşturulan stratejisini, ittifak ilişkilerini ve uluslararası ilişkilerin çatı örgütü olan Birleşmiş Milletlerin getirebileceği yaptırımları büyük ölçüde engellemektedir. Bunun asıl nedeni ise iki devlet arasındaki savaş durumunun hibrid savaşta ortaya çıkmamasıdır. Bu süreçte kullanılan araçlar yaklaşımın esnekliğinden dolayı uygulamadan uygulamaya farklılaşmakla beraber, stratejinin en önemli unsurlarından biri, düşman devlet içerisindeki ayrılıkçı/muhalif unsurların desteklenmesi ya da desteklenecek bir ayrılıkçı/muhalif unsurun oluşturulmasıdır. İkinci önemli unsur ise ayrılıkçı unsurların ağırlık kazandığı bölgeye tespit/isnat yapılamayacak şekilde özel kuvvetlerin sevkidir. Özel operasyon kuvvetlerinin yönetimi altında ayrılıkçı/muhalif unsurların yönetimi ele geçirerek istenilen hedefin elde edilmesi doğrultusunda yönetilmesi ise hibrid savaşın stratejik boyutunu oluşturmaktadır.”
Gerasimov’un hibrid savaşını pek anlamadım ama dünkü gün Burgaz kentimizde düzenlenen “patriotik” bir forumun neleri amaçladığını herhalde kör ve sağır anlamıştır.
Büyük kuşku ve şüpheyle yaklaştığımız, hızlı bir şekilde türeyen bu onlarca sözde “patriotik örgütün” son akıbeti acaba ne olacak?
Bütün bu yarı askeri ve kanun dışı örgütler artık yeni bir çatı altında toplandılar – “Bulgaristan İçin Birlik”.
Bu örgütler, kendilerini her ne kadar bağımsız ve demokratik olarak tanımlamış olsalar da, gerçek ise bambaşka.
Aslında bizim “patriotlar”, “Balkan Cephesi Bulgaristan” (“Балканский фронт Болгария”) olarak isimlendirilmiş bir Rus projesine bağlanmışlar. Liderleri de eski deputat Evgeniy Viktoroviç Novikov.
Üyeleri 24 000 kişiyi aşan bu örgütlerin yarı askeri militanları yurt dışında savaş eğitim alacaklarmış, ayrıca günümüzün iktidar güçlerini, isyan çıkararak hemen bertaraf edeceklermiş…
Belli ki, kendi ülkesine ve halkına karşı savaşa hazırlanıyor bunlar.
Görüldüğü gibi, topluma empoze edilmek istenen mesajların arkasında, gerçek ve vatanperver Bulgaristan vatandaşları durmamakta.
Moskova’nın menfaatleri doğrultusunda çalışan sahte “patriotlar”, herhalde en yakın zamanda vatana ihanetten yargılanacaklardır.
Herhalde, “hibrid savaşı” da bu olacaktır.
Sen, Moskova’da oturacaksın ve maaşa bağladığın piyonlar sayesinde, başka bir bağımsız devletin iç işlerine kaba bir şekilde karışacaksın ve Bulgaristan toplumuna bu şekilde korku ve tedirginlik salacaksın.
Mümin TOPÇU
News
