DOST partisinin İridere’de(Ardino) yapılan teşkilatlanma toplantısı, Genel Başkan Lütfi Mestan, Genel Başkan Yardımcıları Mehmet Hoca ve Şabanali Ahmet’in de katılımlarıyla gerçekleşti.
İlginin büyüklüğünden dolayı, kalabalıkların toplantının yapıldığı mekana sığmadığı ve bir kısmının toplantıyı dışarıdan izlemek zorunda kaldıkları görüldü.
Toplantıda DOST partisi Genel Başkanı Lütfi Mestan’ın özetle şu sözleri ise dikkat çekiciydi:
“…DOST partisi, yasal Anayasanın tanıdığı haklarla siyaset yapacak… Demokrasiye geçiş döneminde, bizden sadece itaat edip, boyun eğmemizi istediler. Biz boyun eğmeyeceğiz, savaşacağız, fakat yasaların tüm Bulgaristan vatandaşlarına verdiği haklar çerçevesinde mücadele edeceğiz…
…Bizim partimizde herkes kendi dini, etnik kimliğiyle gurur duyacak; ‘Bulgar olduğum için gururluyum, Pomak olduğum için gururluyum, Yahudi olduğum için gururluyum, Türk olduğum için gururluyum’ diyebilecek. Evet sevgili dostlarım. Ne mutlu Türküm diyene. Ne mutlu Pomakım diyene…
…Hak ve Özgürlükler Hareketindeki(HÖH) meslektaşlarımız, BSP(eski rejimin tek partisi olan BKP’nin devamı) ortak cephe kurmak için görüşüyorlar. Göreceksiniz ki, bu ortak cephenin hedefi,- bu çok önemli- hep birlikte Rusya yanlısı bir Cumhurbaşkanı seçtirmek olacak, 2001 yılında yaptıkları gibi. Biz olmasaydık bunda belki başarılı olabilirlerdi. Biz kendi adayımızla çıkarsak, DOST partisi 200 binden fazla oy alacak, ikinci turda da biz bu oylarla Rusya yanlısı değil, bizim haklarımızı koruyacak gerçek NATO yanlısı bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz. Bizim partinizin tescil edilmesine engel çıkaranlarda bunu çok iyi biliyorlar, çünkü yeni kurulan partimizin oylarıyla onların hesapları bozulacak. Bulgaristan adaletinin DOST partisini tescil etmek için objektif olacağını, sadece evrakları inceleyeceğine, bizim gerçek siyasi hedeflerimizi göz önünde bulunduracağını, bizi Bulgaristan partisi değil de, Türkiye ve İslam yanlısı bir parti olarak gösteren Rusya yanlısı propagandalardan etkilenmeyeceğine inanıyorum.
Bazı çevreler bize “İslamcı parti” diyorlar.
İslamcı ne demektir?
Ben Allah’ımı inkar etmiyorsam, İslamcı mı oluyorum, canım ciğerim kardeşlerim?
Ben 56 yaşında ilk kez niyetine girmiş oruç tutuyorsam, ben İslamcı mı oluyorum?
Hayır! Dediğim gibi, ben kimliğimi kimseden gizlemedim. Gurur duyarak Türküm, Müslümanım diyeceğim. Gerçek budur!
Bu İslamcılıksa, isteyen beni İslamcılıkla suçlayabilir. Dini kimliğimi inkar etmemem, beni İslamcı yapmaz! Etnik kimliğimi inkar etmemem de, beni Türkiye yanlısı siyasetçi yapmaz! Bu iddiaların kesinlikle hiçbir dayanağı yoktur.
Şimdi en önemli konuya değinmek istiyorum. Bunu da Bulgarca söylüyorum, isteyen yazsın ve tüm “dost” basına göndersin. Altını çizerek belirtmek istiyorum ki, Bulgaristan, Türkiye Cumhuriyetini iyi bir komşu ülke, NATO’ da partner olarak görmeli ve birkaç nedenden dolayı Türkiye Cumhuriyeti ile özel bir iyi komşuluk stratejisi belirlemeli. Birincisi bu ülke, kritik 1951, 1968,1978 ve en son asimilasyon trajedisi dönemi sonraki 1989 yılında yüz binlerce kardeşimize kucak açarak bağrına bastı. Bu salonda tek bir kişi çıkıp ailesinin parçalanmadığını söyleyebilir mi? Anne baba, kardeş, kardeş çocukları gibi akrabalarının Türkiye’de yaşamadığını söyleyebilir mi? Var mı böyle birisi? Yok tabi ki!
Öyleyse, Türkiye ile kötü ilişkilerde bulunmamız ne anlama geliyor? Bize bu yakışır mı?
Türkiye’nin Bulgaristan’a yatırım yapmasını, malum çevreler, çeşitli bahanelerle engelleniyorlar.
Türkiye, Bulgaristan’a kıyasla, Romanya’ya on kat daha fazla yatırım yapıyor. Halbuki Romanya’da 100 bin Türk asıllı yaşıyor. Bulgaristan’da bir milyona yakın Türk ve Müslüman yaşarken, oysa Türkiye’nin buraya yaptığı yatırım on kat daha azdır. Eğer Türkiye, Bulgaristan’a ve bizim yaşadığımız bölgelere, sadece Romanya’ya yaptığı kadar yatırım yapsa, Bulgaristan ile Türkiye arasındaki iyi ilişkilerin nimetlerini soframızda hissedeceğiz…”
Mestan konuşmasına, partisinin Türkiye ile iyi ilişkiler kurulması için özel strateji geliştirdiğini. Kendilerinin Bulgaristan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için bir denge unsuru olacaklarını ve bunun da bir vatanseverlik hedefi olduğunu, çünkü bundan Bulgaristan’ın ve Bulgaristan halkının kazanacağını belirtti.
Mestan’ın bu sözleri, toplantıya katılanlar tarafından coşkuyla alkışlandı.
Not:
Kendilerini ” Eğridereli” olarak tanımlayan bazı okuyucular “İridere değil, Eğridere’dir” diye eleştiriyorlar.
İridere yazmam, cehaletimden değil, İridere’yi “eğri” yapmamak içindir.
Eğri… Yani doğru olmayan, doğruluğu bozulmuş, çarpık, muavveç, münhani, bükülmüş, kemerlenmiş, bel vermiş, mukavves, yatık veya dik halde olmayıp bir tarafa eğilmiş halde olan, mail, yalan, işte ve sözde güvenilmez olan, yalan söyleyen kimse vs, vs…
Ben Tosçalı doğumluyum. İridere, benim çocukluğumun en büyük yerleşim yeridir. Çocukluğumda ve daha sonra bölgede yaşayan hiç kimseden İridere’ye, “Eğridere” dediklerini duymadım.
İridere’ye “Eğridere” denilmesi, sıradan bir Osmanlı memurunun yazım hatasından kaynaklanmaktadır.
Kimse kusura bakmasın… İridere’ye ve bölge insanına “eğri” diyemem.
Haber: Durmuş Arda
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.