İstanbul’da sözüm ona garip bir göçmen derneği vardır. Bu derneğin garip bir ismi olduğu gibi, yürüttüğü faaliyetler de bir gariptir. Bu derneğin ismi Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneğidir. Yani kısaca Bultürk…
Bulgaristan’da yaşayan Türkler vardır, fakat Bulgaristan Türkleri diye bir kavram yoktur.
Bu garip isimli derneğin en “büyük” faaliyetlerinden birisi, İstanbul’daki eski Bulgar mezarlığındaki otları temizlemesidir. Her ne kadar Türkiye’de Ak Parti’yi destekliyormuş gibi görünse de,- ayda yılda bir bastıkları gazetelerinin sayfalarında görüldüğü gibi- bu derneğin asıl amacı, Bulgaristan’da iktidarda olan GERP partisini, onun lideri ve şimdiki Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov’un propagandasını yapmaktır. Yani GERP’in Türkiye uzantısı görevini yürütmektir!
Bu Bultürk Derneği ne kadar garipse, başkanı Rafet Ulutürk’de o kadar gariptir…
Örneğin Bulgaristan başbakanı Boyko Borisov’un “ Bulgaristan’daki Türkler, Çingeneler ve emekliler kötü malzemedir” veya “Soyadönüş(1984-1989 yılları arasındaki Türklerin asimilasyonu) süreci doğru bir hareketti, fakat yöntemler yanlıştı” veya Bosna’da binlerce Müslüman’ı katleden generali kastederek “Bir dakikada Bulgaristan’ın Radko Mladiç’i olabilirim” derken…
Bulgaristan’daki Türkler hala sömürge halkı gibi görülürken… Bulgaristan’da 1993 yılından beri Türkçe ders kitapları basılmazken… Bulgaristan’da yaşayan Türkler ekonomik olarak çökertilip gurbet yollarına dökülürken… Örneğin Kırcaali bölgesinde yaşayan nüfusun % 80’i Türk asıllı olmasına rağmen, GERP yönetimindeki Kırcaali valiliğinin bir sömürge valiliği gibi çalışırken… Bu valilikte çalışan 40- 45 personelin sadece 3-4’ünün ancak Türk asıllılardan oluşurken… Kırcaali GERP milletvekili Karayançeva’nın bir sömürge valisi gibi sadece Türklerin takibineyken… GERP partisi mensuplarının alayının Bulgaristan’da yaşayan Türklere “Bulgar Müslümanları” sıfatı takılırken…
Bu garip dernek Bultürk ve onun garip başkanı Rafet Ulutürk, Kırcaali bölgesinde GERP partisinden köy muhtarlığı kazananları, FETÖ’nün Zaman Bulgaria gazetesi Kırcaali temsilcisi Georgi Kulov’un yanına davet ederek, Bultürk derneği adına kendilerine birer sertifika vermesine ne denmeli?…
Bu aynı garip Bultürk, Bulgaristan’da yeni kurulan DOST partisine de ilk başlarda karşı çıkıyordu, fakat daha sonra yapılan baskılardan dolayı bu partiyi destekler gibi görünüp üstü örtülü eleştirilerine devam ediyordu.
Nihayet birkaç gün önce, Rafet Ulutürk imzalı “Halk Şehit, onlar Gazi” başlıklı bir yazıda, Bultürk’ün kendi GERP partisi özüne döndüğünü görüyoruz.
Bu yazıda Rafet Ulutürk, Sofya’da yapılan bir kültür etkinliğinde, DOST milletvekili Aydoğan Ali’nin Türkiye’deki 15 Temmuz darbe girişimine değinmediğini eleştiriyor ve
“Yine DOST partisi kurucularından olan, şaire ve sanatçı Nurten Remzi de kürsüye çıktı, söz aldı, sanat etkinliğine katıldı, fakat o da Türk halkının ne yaşadığı trajediden, ne gösterdiği kahramanlıktan, ne şehitlerden ne de Türkiye’nin artık Balkan jeopolitiğini etki alanına tamamen alan Büyük Yeni Türkiye imajından bir söz bile etmedi.” diye yazıyor.
Bulgaristan kökenli bir siyasetçiden ve bir sanatçıdan,- bir kültür etkinliğinde- Türkiye’ de üç hafta önce cereyan eden bir olayı gündeme getirmelerini ve Türkiye’nin hiç olmayan Balkan jeopolitiğinden bahsetmelerinin istenmesi trajikomiktir… Hele Ankara’da senelerdir at izinin it izine karıştığının artık herkesçe bilinmesine rağmen…
Bunu, “Onlar Ankara garını bombaladı, bizde Brüksel havaalanını bombaladık” diyerek saçmalayan bücür Rafet gibi birisi isteyebilir(“Bücür” sıfatını boyunun kısalığından değil, kendisinin fikir bücürlüğünden dolayı kullanıyorum).
Kendince DOST partisine çamur atacak ya… Şöyle devam ediyor bücür Rafet:
“Sözde Aydınlar arasında gerçekleşen bu buluşmada, DOST partisi yönetiminden bir heyetin 7 Ağustos 2016 “Yedi Kapı”(!) Türklüğün demokrasi için buluşmasına neden katılmadığı konu oldu. Mitingden önce, DOST Sofya merkez ofisi Birleşik Amerika’nın Bulgaristan Büyükelçisi tarafından ziyaret edildiği öne atıldı. Elçi, bu görüşmede, Türkiye’nin bölge siyasetindeki rolü ve Türk dünyasında birlik beraberlik ve uzlaşma hamlelerine ilişkin gerçekçilikten farklı görüşler dile getirmiştir.”
Demek istiyor ki, DOST partisi Amerika’nın güdümünde olduğu için, Yenikapı (bücür Rafet bazen “Yedi Kapı” diye yazıyor. Yazılarını kendisi veya her kime yazdırıyorsa, Yenikapı’da olsa, Yedikapı’da olsa, Türkçe’de yer isimlerinin bitişik yazıldığını artık öğrenmeli) mitingine katılmadığını ima ediyor ve “Bulgaristan Başbakanı B.Borisov’un “Her ne pahasına olursa olsun Türkiye ile en iyi ilişkiler geliştirmek zorundayız!” sözlerinde ifade bulmuştur.” diye yazarak, ayda yılda çıkardığı gazetesinin her sayısında, en az bir Boyko Borisov haberi verdiği gibi, -“sözde aydınlar” ı da katarak- yine GERP partisi propagandası yapıyor. Yapıyor da, her Bulgaristan genel seçimlerinde, Türkiye’de kurulan sandıklardan GERP partisine hiç bir sandıktan 10 oydan fazla oy çıkmaz, tüm sandıklardan ise sadece 400 civarında oy çıkıyor, o da Bulgaristan’dan gelen GERP partisi sandık başı görevlilerinden gelen oylar. Bu durumda Bultürk’ün Türkiye’deki propagandasına 10 kişiden fazla inanan yok…
Bulgaristan’da yaşayan Türklerin sorunlarıyla ilgili toplantılarda, Bulgaristan’daki Türkçe öğrenim konusu getirenlere, “ Provokatör” diyen, “Bulgaristan’da Türkçe öğrenimini, sadece Türkiye’de oturan Pomaklar istiyor” diyerek bilgiçlik taslayan bücür Rafet, DOST partisi liderine çamur atacak ya, “18 yıl meclis eğitim, öğretim, kültür komisyonlarından maaş alan L. Mestan gibi siyaset adamlarının yeni Bulgaristanlı Türk kimliğine iki tuğla koyacağını, anadilimizde beş kitap bastıracağını, anadilimizde kreş, anaokulu ve orta okul açtıracağını ya da 20 üniversite öğrencisine burs vereceğini düşünmek de yanlış olur” diye yazıyor utanmadan…
Şimdi gelelim DOST partisinin Türkiye’deki 15 Temmuz darbe girişimi hakkındaki tutumuna…
DOST partisi, darbe girişimi gecesinin saat 04:30’uda şu açıklamayı yapmıştır:
“DOST partisi, büyük bir endişe ile bir grup darbecinin, darbe girişimini ve Türkiye devletini ele geçirme teşebbüsünü ve halkın iradesine karşı gelmelerini endişeyle izlemektedir. Biz halkın seçtiği Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Parlamentosuna ve devletin bütün Kanuni kuruluşlarına desteğimizi ifade eder ve darbelerin demokrasinin ve halk iradesinin ihlali olduğuna inanırız. Toplumun özgürce gerçekleştirdiği seçime sahip çıkılması gerektiğini ve bunu yapacaklarına inancımız tamdır. Türkiye bizim stratejik ortağımız ve komşumuzdur ve inanıyoruz ki, bu darbe girişimine müsaade etmeyecektir. Darbeciler püskürtülecektir ve Türkiye özgürlüğünü koruyacak ve adaleti tesis edecektir. Biz devlete, halka desteğimizi ifade eder ve normalleşmenin çok kısa zamanda gerçekleşeceğini umuyoruz. Bu bağlamda çıkan olaylarda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet yakınlarına sabır ve başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyoruz. Biz iki ülkenin ilişkileri ve halkın dayanışmasının en iyi şekilde devam edeceğine inanıyoruz.
DOST Partisi Yönetimi.”
Üstelik darbe girişiminin ertesi günü, DOST partisi başkanı Lütfi Mestan’ın darbe girişimini kınayan bir açıklaması daha vardı.
DOST partisi, resmi olarak davet edilmediği için Yenikapı mitingine katılmamış olabilir. Fakat Edirne’de yapılan tüm demokrasi mitinglerine katılmıştır.
Bücür Rafet’in attığı veya bir yerlerden aşırdığı “Halk Şehit, onlar Gazi” başlıklı yazı, Türkiye’deki siyasetçiler için geçerli olabilir. Fakat Türkiye’de olan bir olaya, Bulgaristan’daki siyasetçileri, hele DOST partisinin karıştırılması, tamamen saçmalıktır!
Durmuş Arda
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.