Avrupa Parlamentosu’ndaki Türkiye aleyhine çıkan son kararı, önceden sezmiş ve bu konuda bir yazı yazmıştım.
Filiz Hüsmen, İskra Mihaylova, İlhan Küçük ve Necmi Ali. Bu dört ismi asla unutmayın! “Hür” Avrupa’nın kucağında bunlar, kendi partileri DPS’yi ve Türk kimliklerini bir kez daha beş kuruş uğruna sattılar, çünkü Liberaller grubu, malüm önergeye tam destek verdi, hatta bu önergenin baş mimarlarından sayılırlar. DPS’li vekillerin göz boyamak için, “evet”, “hayır” veya “çekimser” oy kullanmalarının hiç bir vehameti yok, çünkü bunların ne sözüne, ne icraatına hiç bir güven olmaz…
Aslında bunlar, korkusundan karanlık bir sıçan deliğinde gizlenen, burada ismini bile anmaktan tiksindiğim liderlerini ve uyduruk partisini tarih çöplüğüne atmış oldular. Akabinde, tabi ki, kendileri de aynı çöplük kaydırağından aşağı süratla kaybolup gidecekler…
Avrodeputatlığın( Avrupa Parlamentosu Milletvekilliğinin) aylık getirisi 50 000 Euro’ dan fazla ama gerçek bir Türk kimliğinin paha biçilmez değeri bulunmakta. Hele, Türkiye Cumhuriyeti gene asla satılamaz ve ona uzanan düşman elleri tarih boyunca her zaman kırılmıştır. Bundan şüphe edenler gitsinler ve Çanakkale Boğazının dibine bir göz atsınlar…
Siz yine de, siz olun ve şu üç ismi bir kenara yazın; Filiz Hüsmen, İlhan Küçük ve Necmi Ali. Gavur kaltak zaten muhatabımız değil…
Türk dediğin, Anavatan sözde bahis ise, onun aleyhine olan düşman hattında olamaz, aksi takdirde bizden sayılmaz…
Demek ki, geçen hafta kızıl Radev paşaya gönül koyanlar ve oy verenler de, Türkiye Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’nde görmek istemiyorlar. Aslında sizler ne istiyorsunuz? Bir kez daha DPS’ nin kimlere hizmet ettiğini cümle alem görmüş oldu.
Eğer, bahsettiklerim günün birinde; “Biz Türk’üz ve bizim Anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti!” diye söz ederlerse, bunların sözlerine asla inanmayalım…
Mümin TOPÇU
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.