Her hatalı kul gibi, bende 20’li yaşlardaki hatalarımı, 30’lu yaşlarda ancak telafi edebildim.
Hani “Herkesin bir şansı daha vardır!” derler ya…
Ben bu şansı, 30’lu yaşlarımın başında yakalayabildim.
Hayatımın aşkıyla ilk tanıştığımızda 18’indeydi. İlk dansımızı ederken, O narin vücudunun kollarımda heyecandan titrediğini hissettiğimde ise, “Hayatımın aşkı olması için çok genç” diye düşünsem de, daha sonra “neden olmasın?” dedim.
Bir sene aramızda sözlü kaldığımız sürece, bazı nedenlerden dolayı hep gizli görüştük, sokakta birkaç metre mesafeyle yürürken, o ise hep isyan ediyordu, “El ele, kol kola yürüyeceğimiz günler ne zaman gelecek?” diye.
İlk çıkışımızdan bir sene sonra, Kıbrıs’a kaçarak evlendik. “Evlilik aşkı öldürüyor” diyenlerin aksine, aşkımız hiç ölmedi ve o zamandan beri, yani 20 senedir hep el ele yürüyoruz. Bazı tanıdıklarımızın “ Arzu ile Kamber gibisiniz” veya “Liseliler gibisiniz” gibi takılmalarına ise hiç aldırmadık.
İkimizde ailelerimizin beş numaralı çocuklarıyız, ikimizde aşırı kurallara karşıyız, ikimizde de biraz aykırılık var. Ben baba baskısından 15 yaşında baba evini terk ettim. O ise, 19 yaşında sadece duygularına ve sevgisine güvenerek bana kaçtı…
“Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin” atasözünü, hayatımda hiç uygulamadım. Hala sevgilim olan eşime, bir tokat dahi vurmadım.
“Eşime şöyle vurdum, böyle duvara çarptım bayılttım” diyen “erkekleri” ise, “ben kendimden güçsüz birisini dövmem, hele sevdiğim kadını hiç dövmem, kadın ancak sevilir” diyerek bozmuşumdur.
19 ve 15 yaşındaki çocuklarımın anneleri de olan eşimi, sevgilimi, üzerek değil, mutlu ederek haz aldım.
“Sıpaya” gelince… O üç- dört çocuk istedi, ben ise bir ve daha sonra hep birlikte iki çocukla yetinmeyi kararlaştırdık.
Evliliğimiz süresince, poligamlık(çokeşlilik), eşime ihanet etmek, aklımın ucandan dahi geçmedi, çünkü aşkımız yıllandıkça şarap gibi değerlendi, tatlandı ve Mevlüt Çetinkaya’nın şu “Aşk dediğin şarap gibi olmalı” şiiri gibi oldu:
“Aşk dediğin şarap gibi olmalı, Yıllandıkça tatlanmalı, Bir kadeh tebessüm, Mutluluk sarhoşu etmeli insanı, Aşk dediğin şarap gibi olmalı, Yıllandıkça değer bulmalı, Birkaç damla sevinç gözyaşı, Mutluluk sarhoşu etmeli insanı, Aşk dediğin şarap gibi olmalı, Yıllarca sevgiyle saklanmalı, Ben albatros kuşları gibi monogam(tek eşli) birisiyim, bazen sevgilimden birkaç gün ayrı kalsam da, hep onun kollarında huzur bulacağımı biliyorum. Mutluluğu dışarıda değil, ailede arayan birisiyim ve bu mutluluğu da doya doya yaşıyorum. Malum, bugün sevgililer günü… Her sevgililer günü öncesi, sevgilim, ”Sevgililer gününü unutmazsın herhalde” diye hatırlatıyor. Unutur muyum hiç, fakat her yıl, “Biz hala sevgili miyiz?” diye takılmadan da edemiyorum ve “Sevgiliyiz tabi, senin bir şüphen mi var!” cevabını alıyorum. Bu gibi yanıtlar, beni daha bir mutlu ediyor, daha bir hayata bağlıyor… Başkalarını bilmem, fakat eşimin, bir eşten ziyade bir sırdaşım, bir yoldaşım, bir sevgilim olması bana huzur, mutluluk veriyor… Birkaç sene önce akciğer kanseri ameliyatı olmamdan sonra, alınan tümörlü akciğer parçasını, hastanenin patoloji bölümüne kendi elleriyle götürdüğü için, sevgilim, “Senin ciğerini de biliyorum artık” diye sık sık takılıyor. Oysa benim sevgilim, sadece ciğerimi değil, beynimin ve kalbimin içlerini de biliyor. Sevmek ve sevilmek konusunda, kendimi Yaradan’ın şanslı kullarından sayıyorum. Sevmediğim ve sevilmediğim bir eşle 80 sene yaşamak yerine, sevgilimle sadece 8 sene yaşamayı tercih ederim. Oysa ben, – bir yıl çıkma süresi dışında- sevgilimi severek ve onun tarafından sevilerek dolu dolu tam 20 yıl yaşadım… Sevmek, sevilmek çok iyi bir duygudur… Sevgililer gününü, “Hıristiyan geleneği” olduğu için kutlanmasına karşı çıkanlardan değilim. Bunun “Hıristiyan geleneği” değil, birbirini seven sevgililerin gelenek haline getirdiklerini düşünüyorum Bir Müslüman olarak da, bu günün kutlanılmasını günah olduğunu düşünmüyorum. Allah aşkına sevmenin, sevilmenin günahı olur mu? Bu 14 Şubat Sevgililer Gününde, en büyük dileğim şudur: Yaradan, hiç kimseyi sevgisiz ve sevgilisiz bırakmasın! Durmuş Arda |
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.