(mizah)
Nedense, seçimler, seçim kampanyaları çok hoşuma gidiyor. Yeni bir seçime gidilecek! Dendi mi, bu yaşıma rağmen yerimde zıplayıp hopluyorum. Bu halimi görenler, vallahi, bu adamcağız, keçileri gene kaçırmış, diyebilirler. Ve yerden göğe kadar haklı da olabilirler…
İlle, keçileri kaçıran ben değil, asıl seçimleri yapanlar, seçimlerden birşeyler bekleyenlerdir.
Sonra, şu gerçeği de asla unutmayalım. Seçim kampanyaları sırasında belli saati, süresi olmayan komediler yaşarız. Bu süre içinde yalanlar, işkembeden bol bol atmalar da yasaklar alanına girmez.
Gelin, şu partilerin seçimlerle ilgili ortaya attıkları, öne sürdükleri sloganlara,daha doğrusu paralanmalara bir göz atalım:
Biri: “Yeni Cumhuriyet!” demiş. Yahu, düne kadar bu cumhuriyet, “halk cumhuriyeti” adını taşımıyor muydu? Hem de böyle bir kırk, kırbeş yıl sürmedi mi? Sözde bu cumhuriyet, halkındı, bizimdi, inim inim inletmedi mi bizi?! Beleneler, cezaevleri, sürgünler yaşamadık mı?
Oy, oy! Şimdi de” Yeni Cumhuriyet!”
Bir başka yerde” Bulgaristan başımızın üstündedir!” sloganını görüyoruz. Evet, ne yerinde söz! İçi boşaltılmış, soyulmuş soğana çevrilmiş memleketi başının üstüne değil, daha da yükseklere kaldırabilirsin, onun bir tüyden farkı ne?
Ve bir yerde adeta göze diken olan bir uyarı:” Uçurumun başındaki Bulgaristan’ı kurtaralım!”
Peki, kardeşim, adama sormazlar mı, “Bulgaristan’ı uçurumun başına kim getirdi?”
Mecliste 10, hatta 15, 20 yıl mebusluk yapanlar var. Geçici veya kalıcı hükümetlerde bunca yıl ortaklık yaparken ülkenin uçuruma doğru gittiğini hiç mi farketmediniz?!
Böylece, bir vaatler yarışı,” şöyle yapacağız, böyle tutacağız” kampanyası aldı yürüdü…
İnşallah, uçurumun başından ters dönüş yaparız.
Mehmet ŞAKİR
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.