Aladağ’ ın eteklerinde, babamın mezarı.
Doğduğum büyüdüğüm, Dalca köyünde.
Uludağ’ ın eteklerinde, annemin mezarı.
Yaşamımı sürdürdüğüm, Bursa şehrinde.
İki arada kalmışım ben, a dostlar.
O eski köy yaşantımı özlemişim.
Saraylar gibi, sıra sıra apartmanlardan.
Şehir hayatından, biraz olsun uzaklaşmak.
Buralarda, artık nefes almaktan zorlanmış.
Kendimi birazda, olsa yorgun hissetmişim.
Küçük viran evimde, doya doya kalmak.
O yaşadığım, çocukluk yıllarımı özlemişim.
Metroda, otobüste, ayakta giden.
Amcaların, o hüzünlü gözlerine baktıkça.
Telefonu elinden, hiç mi hiç bırakmayan,
Şu genç delikanlıları izlerken, içim sızladı.
Ben hala o eski günlerdeki, o cömert delikanlıların
“Buyur amca otur” demelerini özlemişim.
Sokaklardaki, ağır çöp kokularından.
Otomobil, egzoz atıklarından bunaldım.
“Şöyle, bir temiz doğa havası alayım.
İçimdeki stresi, bir atalım” dedim.
Huş, kayın, meşe, çam ağaçların…
O mis gibi kokan havasını, özlemişim.
Arkadaşımın,”Hadi mersedese atla,
Uludağ’ ın zirvesine çıkalım” önerisine.
Pek de sıcak bakmadım, doğrusu.
Oralarda ruhum sıkılır, açıkçası.
Ben, babamın eşeğiyle
Aladağ’ ın zirvesine çıkmayı özlemişim.
Akif Yurtsever, Bursa
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.