DOLAR 35,6878 0.13%
EURO 37,4911 0.7%
ALTIN 3.178,670,76
BITCOIN 3716594-0.7274%
Kırklareli

PARÇALI BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

Bulgaristan’daki totaliter rejime karşı ilk başkaldıran Tosçalı köyünde, İslam dinini yozlaştırma hareketi mi başladı?
  • BALKANLAR 24 SAAT
  • BALKANLAR
  • Bulgaristan’daki totaliter rejime karşı ilk başkaldıran Tosçalı köyünde, İslam dinini yozlaştırma hareketi mi başladı?

Bulgaristan’daki totaliter rejime karşı ilk başkaldıran Tosçalı köyünde, İslam dinini yozlaştırma hareketi mi başladı?

ABONE OL
7 Temmuz 2019 18:29
Bulgaristan’daki totaliter rejime karşı ilk başkaldıran Tosçalı köyünde, İslam dinini yozlaştırma hareketi mi başladı?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

34 sene önce, tam bugün 24 Aralık, Pazartesi günü,  Tosçalı, Bulgaristan’daki totaliter rejime karşı ilk başkaldıran köydür.

Maalesef, bugün Tosçalı köyü, İslam dinini yozlaştırma girişiminin başlatıldığı köy olarak bilinmektedir.

2016 yılı Ramazan ayında, “Bu Mübarek Ramazan ayında, Tosçalı köyüne imam gönderenlerden Allah razı olsun!” başlıklı, şöyle bir yazı yazmıştım: 

“Tosçalı, 24 Aralık 1984 tarihinde Bulgaristan’daki totaliter rejimin asimilasyon politikalarına karşı ilk başkaldıran köydür.

1989 yılından önce Tosçalı, tamamen Türk asıllılardan oluşan 500 haneli, İlköğretim çağındaki 500 öğrencisiyle, camisi cemaatle dolup taşan, Kırcaali bölgesinin en büyük köylerinden birisiydi.

Maalesef son yıllarda Tosçalı, eski köy imamının yaşlılıktan dolayı görevi bırakmasından sonra, alkollü içki içen, kumar oynayan imamı olduğu gerekçesiyle de gündemdeydi. Bu münferit bir olay olsa da,   “Bulgaristan’da imamlar rakı içiyor, kumar oynuyor, sonra da namaz kıldırıyor” dedikodularına neden oluyordu.

Dini bütün insanların göçe zorlanmasından sonra, kalanları ise yozlaştırma politikaları, özellikle bu ilk başkaldırı köyünde başarılı olması hayli manidardır.

Geçen Cuma günü, Tosçalı köyündeki bu yozlaşmanın bir nebze de olsa azaltmak için, Kırcaali Müftüsünden, sadece Mübarek Ramazan ayında da olsa, Tosçalı köyüne bir imam göndermesini rica ettim, hatta bir aylık maaşını da cebimden karşılamaya hazır olduğumu söyledim.  Kendisi, zamanın dar olduğunu, imam kıtlığı çektiklerini söylese de, Ramazan ayının ilk teravih namazından önce, Tosçalı köyüne de bir imam gönderildiği haberi, beni çok sevindirdi.

 Tosçalı, benim doğduğum ve 15 yaşıma kadar yaşadığım köy olduğu için, yeni gelen imamı merak ettim. Ramazan ayının birinci gününde çok yoğun olmama ve sağanak yağmura rağmen, Kırcaali’den 35 kilometre mesafedeki köyüme iftar vaktinden hemen sonra ulaştım. Köy merkezine aracımı park ederken, içkili lokantada sadece tek bir kişinin içki içtiğini gördüm.

Camiye gidip, Türkiye’den yeni gelen imamla tanıştıktan sonra, iki cami odasının ne karar perişan olduğunu, banyo olmadığını,  kır tuvaletinin ise camiden hayli uzakta olduğunu görünce çok şaşırdım.

İnegöl’den gelen, aslen Trabzonlu olan cana yakın imam, cemaatin azlığından, sabah namazına hiç kimsenin gelmemesinden, şartların kötü olduğundan, banyosu olmayan bir yerde imamlık yapılamayacağından şikayet ederek, ertesi gün gitmeyi düşündüğünü söylediğinde çok üzüldüm, “Hocam, şartların ağır olduğunu biliyorum, bizim dedelerden kalma bir evimiz var, sende uygun görürsen orada kalıversen ne olur, bu köyden tek bir kişiyi camiye çekebilirsen ne ala, tek bir kişiyi alkolün pençesinden koparabilirsen ne ala, Hocam, bir ay sabrediversen!” diyerek, evi görmesini davet ediyorum.

 Misafir imam, Ramazan ayı davulcusu ve ben, evin önüne geldiğimizde, bahçesine aylarca ayak basılmadığı için diz boyu ot… “Hocam, yarın bu otların temizlenmesi için insan tutacağım” diyorum.  O da, sağ olsun çok mütevazı “Otlar önemli değil, banyo yapacak yer olsun yeter” diyor.

Eve girdiğimizde, “Burası caminin odalarından çok çok iyi, seni bu akşam buraya Allah mı gönderdi, ben yarın gidecektim” diyor ve “Allah senden razı olsun!” diye de ekliyor. “Hocam, anahtar kapıda, bizim buralarda kuldan korkmayacaksın, hangi odada, hangi yatakta rahatın olursa onda yat” diyorum.

 Daha sonra, adı Mustafa Çakır olan İnegöllü imamla, hep birlikte teravih namazına gidiyoruz…

 Camide bizi, içki içip namaz kıldırdığı iddia edilen “imam” karşılıyor, “Durmuş abi, hoş geldin” diyor ve elimi sıkıyor. Elimi omzuna koyarak, “Umarım artık tövbe edersin” diyorum.  O da, “ İşallah” diyor…

 Teravih namazını Mustafa hoca kıldırdı, müezzinliğini ise söz konusu dedikodulara vesile olan “imam”…

Ne diyelim… Allah büyüktür!

Tosçalı gibi bir köyün ağır şartlarında,  imamlık yapmayı kabul eden Mustafa Çakır hocadan ve onu gönderenlerden Allah razı olsun!”

Bu yazıdan sonra, İnegöllü imam Tosçalı’da ancak üç gün dayanabildi. Çünkü kendisine “Bizim imamımız var sen niye geldin buraya, sen DOST Partisini mi, yoksa DPS’yi mi tutuyorsun?” gibi çeşitli sataşmalar yapılmıştı, hatta “misafir imam da bizimle içki içsin” diye dalga geçenler de olmuştu.  Geçen seneki Ramazan ayındaki teravih namazlarına 7-8 erkek ve 3-4 kadın geliyordu, bunu gören misafir imam, “teravih namazlarına diğer komşularınızı ve eşlerinizi de davet edin” diye iyi niyetle vaaz veriyor. Bunu fırsat bilen bazı din düşmanları, “Türkiye’den gelen imam, bizim karılarımızı görmek için camiye davet ediyor” gibi dedikodular yaymaktan geri kalmadılar. Oysa, teravih namazına gelen kadınlar ile erkekler birbirini hiç göremezler, çünkü kadınlar bir perdenin arkasında namaz kılarlar.

İnegöllü imam Tosçalı’da üç gün dayanabildi, fakat benim yazımdan sonraki bu süre içinde, Türkiye’de ve köyde oturan Tosçalılar harekete geçti. Tosçalı camisinin eski minberi değiştirildi, caminin içi ve dışında bazı düzenlemelerin yapılması için öneriler getirildi. İzmir’de oturan Tosçalılar, yeni halılar için ölçüler aldılar ve en kısa sürede temin ettiler. Bursa’da oturan Tosçalılar,  cami bahçe temelinin hemen altına yeni tuvaletler ve ayrı bir oda yaptırdılar. Hatta Eğridere belediyesine baskı yapılarak caminin önüne kadar asfalt yol getirildi. İçkici, kumarcı imamın da, hiç yoksa geçen Ramazan ayı boyunca  bu alışkanlıklarından feragat ettiği, teravih namazına gelenlerin de 4-5 kat artarak, 40-50 kişiye kadar ulaştığı görüldü…

Bende bir Tosçalılı olarak kendi çapımda ufak bir katkı sağlamak istedim ve 2017 Ekim ayından beri Tosçalı camisine şu malzemeleri temin ettim:

3 palet  doğal döşeme taşı, 60 torba 25 kilogramlık çimento, 30 m2 laminat parke, 5 masa, 11 sandalye, 60 kg duvar boyası, 3 torba sıva alçısı, 3 torba saten alçısı, 10 m2 fayans, 3m2 kalebodur, 20m2 strafor, 20m2 mantolama filesi, 10 kg  yağlı boya(saçtan olan odaların çatısını boyamak için), 5 torba kalekim(fayans yapıştırıcı), 5 torba strafor yapıştırıcısı, 1 lavabo, 1 batarya, 20 m yarım parmak plastik boru (buna bağlantı elemanları; dirsek, uzatma vs), 4 top membran(40m2 kumlu ziftli kağıt, 20 kg membran astarı vs.

2017 Ekim ayında,- yine bir Tosçalılı olarak- Tosçalı camisi encümeni başkanı olan Orhan Mehmedali’ye, Balkan Savaşında şehit düşen siviller için her yıl Ağustos ayında geleneksel olarak  okutulan mevlidin masraflarını üstlenmek istediğimi belirttim, o da, “2018 yılı için sırada birisi var, o okutmazsa 2018 okutursun,  o okutursa seni 2019 listesine alırız” dedi. Köy muhtarı Mehmet Ahmet ise, ablama,  köy mevlidi için gereken malzemelerin listesini çıkartıyor.

Ancak cami sorumlusu olduğunu iddia eden zat, geçen Ramazan ayında ablama, “Siz köy mevlidini 2020 senesinde okutacaksınız” demiş. Bunun üzerine bende kendisini arayarak bunun nedenini sorduğumda, “Sen daha sonra bir şey demediğin için, 2019 yılında biz kendi aramızda okutacağız” cevabını aldım. Aynı şahısla sık sık iletişim halinde olmamıza rağmen, bana hiç kimse “Sen 2019 yılı köy mevlidini okutmaktan vazgeçtin mi?” diye soran olmadı.

Oysa biz dört kardeş ve vefat eden diğer iki kardeşimizin çocukları, 2019 Tosçalı köy mevlidini okutacağımızı herkese ilan etmiş olduk…

Ancak kumarcı, dolandırıcı “imamın”, köy muhtarlığı da yaptığını, 2019 yılında yerel seçimlerin olduğunu, bu Mehmet Ahmet’in ve Orhan Mehmetali’nin birer piyon olduğunu, onların arkasındaki güçlerin, 1989 senesinden önce bırakın ibadet etmeyi, cami önünden geçmeyi korkanların veya ibadet edilmesin diye cami önlerinde nöbet tutanların olabileceğini, Tosçalı’daki mevlitlerin de siyasi amaçla kullanıldığını hesaba katmamıştık.

Fikri Sali, mürtet papazla birlikte 3 Mart Ayastefanos Antlaşmasını kutluyor, yani binlerce Türk ve Müslümanın katledilişini, sürgününü...

Fikri Sali, mürtet papazla birlikte 3 Mart 1878 tarihinde imzalanan Ayastefanos Antlaşmasının yıldönümü  kutluyor, yani binlerce Türk ve Müslümanın katledilişini, sürgününü…

Fikri Sali, 21 Ekim gününü kutluyor, yani Arda nehrinin Türk ve Müslüman kanıyla boyandığı günü...

Fikri Sali, 21 Ekim gününü kutluyor, yani Arda nehrinin Türk ve Müslüman kanıyla boyandığı günü…

 

Fikri Sali, Balkan savaşında Tosçalı'da şehit düşen siviller(daha önce katillerini kutsadığı) için "mevlit okuyor", yani papaz usulü, sandalye üstünde... Mikrofonu tutan ise, Tosçalı'nın içki içen, kumar oynayan, yani papaz usulü yaşayan Tosçalı^nın "imam"- muhtarı Mehmet Ahmet...

Fikri Sali, Balkan savaşında Tosçalı’da şehit düşen siviller(daha önce katillerini kutsadığı) için “mevlit okuyor”, yani papaz usulü, sandalye üstünde… Mikrofonu tutan ise, Tosçalı’nın içki içen, kumar oynayan, yani papaz usulü yaşayan “imam”- muhtarı Mehmet Ahmet…

İçki içen, kumar oynayan, engelli köylüleri dolandıran Tosçalı “imamı” gibi birisine, 21 Ekim ve 3 Mart günlerinde,  binlerce Türk ve Müslüman’ın katledildiği günlerin kutlamasına katılan Fikri Sali gibilerine de,- inancım ve vicdanım gereği- mevlit duaları okutmak için tutmayacağım gerçeği, bazı çevreleri rahatsız etmişe benziyor…

Bu çevrelerin kimler olduğunu, nasıl bir şer ittifakı ile karşıya karşıya olduğumu araştırmak için ise, geçen Ağustos ayından beri, Cuma günlerinde sık sık doğduğum Tosçalı’ya  gitme gereği duydum… Başkalarının duygularını bilmem, fakat içki içen, kumar oynayan “imamın” arkasına her Cuma namazına durduğumda içim kan ağladı…

Bu ziyaretlerimin birisinde, Tosçalı cami encümeni başkanı olduğunu iddia eden Orhan Mehmetali isimli birisinin,  Eğridere Müftüsü’nün huzurunda, söz konusu “imam” hakkında, “Yukarıda Allah var, ben içki içtiğini görmedim” diye çıkışması, biz Eğridere müftüsü ile birlikte, tebessüm etmekten kendimizi tutamamıştık…

Bu olaydan sonra, cami sorumlusu olduğunu iddia eden Orhan Mehmetali’nin cami ile ilgili de birçok sorunun “görmediğini” tespit ettim. Örneğin cami minare şerefesinin içine yağmur suları ile dolduğu için parçalanmaya başlandığını, şadırvanın ve çay ocağının tavanlarından yağmur sularının sızdığı için sıvanın düşmeye başladığını, imam odasının yan duvarından da yağmur sularının sızdığını görmediğini… Ancak bu gibi aksaklıkları gidermeye çalışan cami encümen üyelerinden birisinin çalışmalarını hemen görüp, görevden uzaklaştırmaya çalışması, aynı Orhan Mehmetali’nin hizmet ettikleri için ne kadar iyi gördüğü anlaşılmaktadır…

Söz konusu “imam”  ise, içki içerken “görülmez” olduğuna kendisini o kadar inandırmış olacak ki,  alkollü içki masalarına eşini de davet etmeye başlıyor… Birçok görgü tanığının anlattıklarına göre olay şöyle gelişiyor:   Bir- iki ay önce, Tosçalı’nın “imam”- muhtarı, gecenin geç saatlere kadar bir grupla meyhane masasında alkollü içki içiyor… Bir ara “Sen bu saatlere kadar içki içmeye utanmıyor musun, senin ailen yok mu”  gibi isyan sözleriyle  “imam”- muhtarın eşi giriyor meyhaneye. “İmam”- muhtar, “Gel biraz otur,  bir şeyler iç, bekle, içkimi bitireyim gideriz” diyor. Eşi de alkolsüz bir içecek söylüyor ve yan masaya oturup bekliyor… İçkiler bittikten sonra, “İmam”- muhtar, eşinin hesabını ödemeye kalkışıyor, eşi de, “Ben kendi hesabımı öderim” diye çıkışıyor…

Yanlış anlaşılma olmasın! Kendime, hiç kimsenin özel hayatını veya yaşam biçimini sorgulama hakkı vermiyorum, haddime de değil. Fakat bir kişi, alkollü içki tüketiyor, kumar oynuyor ve daha sonra “imamlık” yapmaya kalkışıyorsa, bu İslam diniyle alay etmek anlamına gelmektedir. Tosçalı’daki bu “imamlık” örneği, dünyanın hiçbir yerinde yoktur! Böyle bir olayın benim doğduğum Tosçalı köyünde olduğu için, içim kan ağlıyor, kan. Görünen köy kılavuz istemez! Bu, bir nesil sonra, camilerde içkili ayinlerin önünü açmak demektir!

24.10.2018 tarihinde, bu “imam”- muhtara ve bir suret de Eğridere Belediye başkanlığına olmak üzere,  03.08.2019 tarihindeki köy mevlidini okutmak ve ertesi gün güreş(köyde senelerdir ata sporu olan güreş etkinlikleri yapılmıyor), futbol, satranç gibi spor etkinliklerinin masraflarını da üstlenmek istediğimi ve ekte de 3 cami encümen üyesinin imzalı onayı ile bir Tebliğ(Uvedomlenie) sunuyorum ve kendisinden giriş numarası rica ediyorum. “İmam”- muhtar, verilen tebliği okuduktan sonra mosmor kesiliyor ve “ Bizde giriş numarası verme geleneği yok” diye çıkışıyor. Giriş numarasını, Eğridere Belediye Başkanının araya girmesinden sonra ancak alabiliyorum.

24.10.2018 tarihinde, Tosçalı muhtarına sunduğum tebliğ

24.10.2018 tarihinde, Tosçalı muhtarına sunduğum tebliğ

Eğridere Belediyesinden aldığım resmi cevap

Eğridere Belediyesinden aldığım resmi cevap

mevlid-cami-encumeni

Tosçalı cami encümen 3 üyesinin 2019 yılında köy mevlidini okutmam için verdikleri imzalı onay…

Bu olaydan sonra, cami encümen üyelerinin bir toplantısı yapılıyor. Toplanılan yer muhtarlık. Köy mevlidini okutmam için bana onay veren encümen üyeleri azarlanıyor. Cami için en çok çabalayan, çalışan üyelerden birisi için ise, “caminin bir miktar parasına el koydu” gerekçesiyle üyelikten çıkarılma kararı alınıyor. Oysa aynı üyenin cami tadilat çalışmaları göz önüne alınırsa, söz konusu miktarın üç-dört katı alacağı olduğu anlaşılıyor. Bu konu için  Eğridere Müftüsünü arayarak, “Bulgaristan’da cami encümenleri toplantılarını muhtarlıklarda mı yapıyorlar ve böyle bir karar alma hakları var mı?” diye soruyorum ve “Cami encümenlikleri toplantılarını muhtarlıkta yapmaz ve cemaat tarafından seçilmiş ve Müftülük tarafından onaylanmış encümen üyesini, üyelikten çıkarma hakları da yoktur”  cevabı alıyorum.

Bu olaydan sonra, köye yeniden gittim. Cami encümenliği üyeliğinden çıkarılmak istenen ne yapmış? Gönderdiğim malzemeyle, cami imam ve çay ocağı odalarını sıvamış, saten alçısını çekmiş, boyamış…  Ancak şer odağını, “İmam odasına çeki düzen verilirse, köye dini bütün imam gelir” korkusu sarmış olsa gerek… Son günlerde ise, bakım yapılması gereken imam odalarının anahtarları gizlenmiş…

Tosçalı cami minare şerefesinin yıkılmaya yüz tutan hali

Tosçalı cami minare şerefesinin yıkılmaya yüz tutan hali

Tosçalı cami girişindeki tavanın hali

Tosçalı cami girişindeki tavanın hali

Tosçalı camisinin sahibi  gibi davranan Orhan Mehmetali, cami minaresinin onarımı, caminin akan yerlerini ve imam odalarının düzenlenmesi işini, “Eğridere Belediyesi ihaleye çıkardı, Mart ayında başlanılacak” diyor. Oysa Eğridere Belediye Başkanı Resmi Murat, “Benden sadece minarenin onarımı için iskele istendi” diyor.

 Bir taraf yalan söylüyor! Neden? 

Tosçalı’da İslam dinini yozlaştırılmaya çalışıldığı gibi, Tosçalı camisinin de bir taraftan yıkılması mı isteniyor?

Durmuş Arda

Not: 

Tosçalı şehitleri için Mevlid-i Şerif

3 Ağustos(2019), Cumartesi günü, saat 10:00’da, Tosçalı camisinde, Balkan savaşında şehit edilen sivil Tosçalılardan Celil Hoca, Mümin Esat, Kadir Salih, Hüseyin Şumlu, Mehmet Ali Şumlu, Mehmet Bobali, Mehmet Boyacı, Hacı Mehmet Ali ve isimleri bilinmeyen diğer şehitler için Mevlid- i Şerif okutulacaktır.

Söz konusu Mevlid-i Şerif, şehitlerimize saygılı, dini bütün, ahlaki değerleri yüksek şahıslar tarafından okunacaktır.

Aynı gün, saat 17:00’da ise, köyün Okuma evinin önünde, 8- 18 yaş arası çocuklar arasında, Ana dilimiz Türkçe ile günün anlamına uygun (İnternetten indirdikleri şehitlik, dil, kimlik konulu) şarkı ve şiir yarışması düzenlenecektir. Şarkı ve şiir yarışmasına katılan çocukların Bulgaristan’ da oturmaları tercih edilse de, Bulgaristan dışında oturan çocuklar da katılabilir.

İlk üç dereceye giren çocuklara tabletler dışında, bağlama, darbuka gibi Türk halk çalgı enstrümanları, ders çalışma masaları, Türkçe kitaplar hediye edilecektir.

Şehitler için okutulacak olan Mevlid-i Şerife ve daha sonra düzenlenecek olan kültür etkinliğine, tüm Tosçalıların davetli olduğu gibi, civar köy sakinleri ve tüm katılmak isteyen misafirler de davetlidir.

Mevlid-i Şerifi okutacak ve kültürel etkinliğini düzenleyecek olan merhum Yusuf Ahmet Yusuf’un çocukları:

1.Merhum Mecit Yusuf adına çocukları Erdinç, Erol ve Türkan.
2.Merhum Duran Yusuf adına çocukları Orhan, Gülfide ve Selfide.
3. Hatice Yusuf.
4.Nuri Yusuf.
5. Durmuş Yusuf.
6.Rahim Yusuf.

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.