Bu ayın onunda yazdığım “DOST Partisini bitiren nedenler…” (https://www.arda-tuna.com/2019/01/10/dost-partisini-bitiren-nedenler/) başlıklı yazımdan sonra, DOST Partisi Başkan Yardımcılarından birisi olan Mehmet Hoca, kendi Facebook profillerinden birisinde, şöyle bir açıklama yaptı:
“SAYGIDEĞER, MÜSLÜMAN KARDEŞLER! HADDİM OLMAYARAK, KÜSTAHLIĞIMI VE CEHALETİMİ DİKKATE ALARAK ,NOLUR BENİ MAĞDUR GÖRÜN. BİLENLERE BİR SORU SORMAK İSTİYOYORUM,İZİNİNİZLE:
-KENDİNİ İYİ BİR MÜMİN (MÜSLÜMAN) GİBİ TANMLAYAN , SÜREKLİ ŞAHSIMI VE BAŞKALARINI TANRITANIMAZLIKLA(ATEİZM) SUÇLAYAN, D.ARDA HAZRETLERİ, 19 MART-ATATÜRKÜ ANMA , ÇOCUK VE SPOR BAYRAMI MÜNASEBETİYLE, TC FİLİBE BAŞKONSOLOSLUĞU TARAFİNDAN DÜZENLENEN,ÇANAKKALE GEZİ TURUNA KATILAN, ANADİLİ KURSU ÖGRENCİLERİNİN (KURSİYERLERİ) HERBİRİNİN BAVULUNA KAÇAK , TÜRKİYE’de KÂRIYLA KENDİ HESABINA SATMAK İÇİN; ÖRNEK MÜSLÜMAN- D.ARDA ,MECBURİ OLARAK (alkol)MASTİKA GEÇİRMELERİNİ ŞART KOŞMUŞTUR VE BUNUN KESİN KANITI MEVCUTTUR. D.ARDA GİBİ BÜYÜK VE ÖRNEK BİR MÜSLÜMANIN YAPTIĞI SÖZÜM ONA,EĞİTİMCİ-ALTAY DERNEĞİ FAKTÖRÜ; ÇOCUKLARA TÜRKLÜGÜ VE MÜSLÜMANLIĞI ÖĞRETEN HAZRETİ D.ARDA ,NE KADAR MÜSLÜMANDIR VE BAŞKALARINI ATEİZMLE SUÇLAMAYA HAKKI VAR MIDIR? (Hakaret ve iftiralara devam ederse ,bizde”kendi düşen ağlamaz”derler , devamı da gelecektir).”
Bu açıklamanın altına yapılan yorumlarda, birkaç DOST Partisi yandaşı ve Mehmet Hoca, bana çamur atmaya sürdürdüler.
Mehmet Hoca, daha sonra beni engellediği için, benim hakkımda yazılan iddialara cevap verme imkanı bulamadım. Aynı paylaşımda, hakkımda yapılan iddialara tek tek cevap vereyim:
– Kendimi hiçbir zaman iyi bir Müslüman, iyi bir mümin olarak tanımlamadım. Düzenlenen DOST Partisi yemeklerinde, herkesin yediği yemeklerden, içtiği içkilerden, bende yedim, içtim.
– Hiç kimseyi Tanrı tanımazlıkla suçlamadım. İnsanlar ateist, deist, dindar vs olabilir. Ancak siyaset yapmak isteyen ateistler veya deistler, dindarları dışlayarak bölücülük yapmalarını, dindarların da ateistleri ve deistleri dışlamalarını eleştirdim. Biz, Bulgaristan’da yaşayan Türkler, asimilasyon ile karşı karşıyayız. Bunun önüne geçmek için, aramızdaki farklılıkları hoşgörüyle karşılamamız gerekiyor. İslam dinini dışlarsak, kendi Türk kültürümüzü de korumayız. İster ateist, ister dindar, ister Alevi, ister Suni olalım, hepimiz birbirimize saygılı olmalıyız, bizi birleştiren ortak Türk kültürü değerleri olması lazım… Mehmet Hoca ateistmiş, dindarmış, beni ilgilendirmez. Fakat karşıt görüşlü insanları alaya alıp siyaset yapmaya kalkışıyorsa, bunu, ancak eleştiririm.
– Herhangi bir 19 Mart gününde yapılan bir geziye hiç katılmadım. 19 Mart gününün, “19 MART-ATATÜRKÜ ANMA , ÇOCUK VE SPOR BAYRAMI” olduğunu, Türkiye’de 10 sene öğretmenlik yapmış Mehmet Hoca’dan öğreniyorum. Burada seneler önce yazdığım “Muallim yoldaşlar”(https://www.arda-tuna.com/2016/02/15/muallim-yoldaslar/ başlıklı yazımı hatırlatmak istiyorum.
– ALTAY Derneği yöneticisi olarak, “TC FİLİBE BAŞKONSOLOSLUĞU” tarafından düzenlenen bir Çanakkale gezisine katıldığımı hatırlamıyorum. Ancak Dernek olarak, benim organizasyonum altında, 04.11.2017 tarihinde 2 otobüsle gerçekleştirdiğimiz Çanakkale gezisine 40 çocuk, 40 veli ve birkaç yönetici olmak üzere, toplam 83 kişi katıldık. Otobüs masraflarının birisini ben, diğerini ise dönemin dernek başkanı karşıladı.
04.11.2017 tarihinde, düzenlediğimiz bu Çanakkale gezisinde, kahramanlığın, cesaretin, şehitlik mertebesinin yüceliği, çocukların almış oldukları şehit kanını temsil eden bayraklar mı birilerini rahatsız ediyor?
Bu çocuğa verdiğim harçlık, annesi tarafından alındığı için, bir şehit şapkasını beğenip de alamadığını gördüm. O şapkayı ona satın aldığım için, bu çocuğun yüzündeki sevinç mi, yoksa verdiği asker selamı mı birilerini rahatsız ediyor?
– Geziye katılan çocukların çantalarına içki koyduğum iddiasını, 2017 Aralık ayının başlarında ekibimden kovduğum misyon(erlerin) birisinin yeğeni olan, şimdi DOST Partisi Kırcaali Kadın Kollarında bir yerlere gelmeye çalışan Leman Lütfi ortaya attı. 12.12.2017 tarihinde yazdığım, “Bursa’daki misyon(erlerin) şerefsizliği”(https://www.arda-tuna.com/2017/12/12/bursadaki-misyonerlerin-serefsizligi/) başlıklı yazımdan sonra ise, aynı misyon(erlerin) birisinin dünyadan kopuk, dağ başında oturan kardeşlerinden birisi ve Leman Lütfi’nin de babası olan Lütfi Bayram, sosyal medyada, Çanakkale gezisine götürdüğüm çocukların çantalarına bir tona yakın sahte Bulgar rakısı koyup sınırdan geçirdiğimi yazdı. Yani bir tona yakın içki… Birer litreden 1000, 0,7 litreden 1400 şişeden fazla eder. Buda 40 çocuğun çantalarına birer litreden 25’er şişe, 0.7 litreden 35’er şişe eder. Akıl var, mantık var, velileriyle birlikte günübirlik bir geziye katılan 8-15 yaş arası çocuklar, bu kadar yükleri nasıl taşımışlar. Bu ancak, dünyadan kopuk, dağ başında oturan birisinin hayal ürünü olabilir. Her üç günde bir Kapıkule sınır kapısından giriş- çıkış yapan birisi, çocukların çantalarına alkollü içki konulmayacağını çok iyi biliyor. Dağ başında Türk televizyon kanallarını seyreden Lütfi Bayram, “sahte Bulgar rakısı” duymuş, fakat bunun Türkiye’de merdiven altında üretilen “Bulgar rakısı” olarak Türkiye pazarına sürüldüğünü anlayamamış.
– Çocukların çantalarına içki koyduğumun kanıtı varsa. Bu kanıtı, açıklamayan namerttir!
– Hiçbir zaman örnek Müslüman olduğumu iddia etmedim. Eğitimci olduğumu da iddia etmedim.
– Hiçbir zaman “Çocuklara Türklüğü ve Müslümanlığı öğretiyorum” iddiasında bulunmadım.
– Ben nereden düşmüşüm ki ağlayayım?
Mehmet Hoca, Mehmet Hoca,
Bilmiyorum hangi akla hizmet ediyorsun, fakat sınır kapılarından geçen bir çocuk çantasına alkollü içki koymayacak kadar donanımlı olduğum gibi, organize ettiğim Türkçe derslerinde Türklük, Müslümanlık gibi ideoloji öğretmeyecek kadar da donanımlıyım.
Organize ettiğim Türkçe derslerine hiçbir ideoloji yoktur. Türkçe okuma-yazmayı yeni öğrenen çocuklara, Bulgaristan müfredatındaki 4. sınıfa kadar olan Yardımcı Türkçe ders kitapları ile, daha ileri seviyedeki çocuklara ise Yunus Emre Enstitüsü Türkçe Öğretim seti kitaplarıyla, ben değil, branşı Türkçe öğretmenliği olan öğretmenler Türkçe dersi veriyor. Bulgaristan’da 1993 yılından beri Türkçe ders kitapları basılmış olsaydı, Yunus Emre Enstitüsü Türkçe ders kitaplarına ihtiyaç duymayacaktık…
Bursa’daki Misyon(erlerin) yakınlarının bana ilk çamur attıkları dönemde, Bulgar etnik milliyetçiliği yapan skat tv’den(https://www.youtube.com/watch?v=0ILts2UcW4A) bir Karnobat şaşkını, “Durmuş Arda, geçen sene 15 Temmuz’da, darbe karşıtları zaferinin 1. yıldönümü dolayısıyla, babaları Erdoğan, demokrasi vs onuruna, 15-16 yaşındaki reşit olmayan çocukları mobilize ederek, Erdoğan portreli bayraklarla ve Türk milli bayrakları sallayarak Kırcaali’deki Türk tiyatrosunun önündeki alanda miting düzenledi. Soruyorum: Nerede bizim savcılığımız, nerede bizim kamuoyumuz? Erdoğan’ı desteklemek için, Türk milli bayraklarıyla, reşit olmayan çocuklarla, Kırcaali’nin ortasında miting düzenleyen bu Durmuş Arda, nerede bulunuyor?
Ben soruyorum: Bir Bulgar gazeteci, Türk çocuklarını kullanarak, Bulgar milli bayraklarıyla, örneğin Kürt direnişi hareketi lideri Abdullah Öcalan posterleriyle, Türkiye’de Erdoğan karşıtı veya Kürtlerin davasını destekleyen mitingler düzenleyebilir mi?…” ifadeleriyle bana çamur atmaya kalkışmıştı…
Oysa 15 Temmuz darbe girişimini birinci yıl dönümünden bir gün önce, 14 Temmuz günü, oğullarımdan birisi Edirne Tıp Fakültesinde ameliyat olduğu için yanında refakatçiydim, 15 Temmuz’un(yani darbe girişiminin 1. yıldönümü) geç saatlerinde ise taburcu edilmiştik… Yani, söz konusu günde, Bulgaristan’da dahi değildim…
Görüldüğü gibi, bana çamur atanlar, sadece DOST Partisine kümelenenler değil…
Ancak kendime şunu sormadan edemiyorum:
Bana çamur atıp, organize ettiğim Türkçe derslerini baltalamaya çalışanların ipleri, aynı merkezden mi çekiliyor?
Mehmet Hoca’nın söz konusu paylaşımına dönersek…
DOST Partisi yandaşı olsun veya olmasın, bir haftadır herhangi bir Allah’ın kulundan şunu yazmasını bekledim:
” Ya hocam, 19 Mart günü, ne Türkiye’de resmi bayramdır, ne Bulgaristan’da… Türkiye’de çocuk bayramı 23 Nisan, Atatürk’ü anma bayramı ise 19 Mayıs günüdür!…”
Tabi ki, DOST Partisinin akıl “hocası” Mehmet Hoca ise…
Diğerlerine söyleyecek sözüm yok!
Durmuş Arda
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.