Çanakkale cephesinde savaşan Hasan çavuş, annesinden şu mektubu almıştır:
“…Muhtargilin Ahmet şehit olmuş haber geldi dün.
Köy giyindi kuşandı, hep namazgaha gittiler.
O şehidin rahmetullah duasını ettiler.
Yeri belli olmak için mezarını kazdılar.
Bir taş dikip ‘Ahmet şehit oldu’ diye yazdılar.
Kurban kesip hatmi şerif indirdiler, hep ona
Gönderildi onun gökte yatan şanlı ruhuna.
Sen bilirsin yavuklusu kumral saçlı Emine,
Bir al bayrak asmış idi o gün kendi evine.
O güzel kız yeşil örtü örtmüş idi başına.
Bir kurumla oturmuştu, köyün dibek taşına,
Hiç kırmadı ağlamadı sandım onu bir melek,
Onun erlik ocağını söndürmüştü kör felek.
Sürme çekmiş, kına ile süslemişti elini,
Olmuş idi telli duvaklı nurlu şehit gelini.
Dedi: ‘Ahmet beni artık ahrette beklesin.
Ben onunum utanmasın beni Hak’tan istesin.
Kaderim bu, şehit olmuş benim sanlı yiğidim,
Kız kalırım varmam ele benim canlı şehidim.’”
Bu mektup, bir millet olmanın özetidir sanki… Türk milleti!…
Sami paşazade Sezai bey, Çanakkale savaşını şöyle özetlemiştir:
“Çanakkale savunması, üç mucizeler muharebesidir. Hali/ Hilali kurtardı; maziye hamaset ve azamiyeti iade etti; vatanımızı bir ebedi vatan yaptı.”
Yani Çanakkale savaşı, Türk ulus devletinin temellerini atmıştır…
Avusturyalılar ve Yeni Zelandalılar da, “Çanakkale’de ilk defa savaştık ve öldük” diye bayram yapıyorlar, çünkü bu savaştan sonra bağımsızlık mücadelesi verdiler ve onlar da ulus devlet oldular.
Çanakkale zaferinin 104. yıldönümünde, tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi saygıyla anıyoruz!
arda-tuna.com
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.