Dün, Suriye sınırları içindeki Fırat nehrinin doğu kısmına Türk ordusu tarafından yapılan Barış Pınarı harekatı, dünyada yaşayan tüm Türkler tek yürek destekliyor.
Bilindiği gibi şanlı Türk askeri, Türkiye’nin Gündoğdu sınırlarında dış güçler tarafından yaratılmak istenen terör koridorunun önünü kesmek için ilk önce Fırat kalkanı harekatı ile Suriye’nin Cerablus, Azez ve El bab üçgenindeki PKK teröristlerini kovmuştu. Daha sonra yapılan Zeytin dalı harekatıyla ise, Afrin bölgesindeki terör odaklarını aynı akıbete uğratmıştı.
Şimdi sıra, – geç de olsa- Fırat’ın doğusundaki terör koridoruna geldi…
Çünkü, Fırat’ın doğusuna yapılan harekat da biz Türkler için, bir ölüm kalım meselesidir…
Kürtler bizim kardeşimizdir, fakat PKK/YPG yönetimindeki Kürtler, Amerika ve bazı Batı ülkelerini de arkalarına alarak, söz konusu koridorda etnik temizlik yaptılar; Arap, Türkmen gibi etnik grupları veya kendilerine muhalif Kürtleri baskı altına alarak göçe zorladılar, mal varlıklarına da el koydular ve Türkiye’deki mülteci sayısının 4 milyona yaklaşmasına büyük katkı sağladılar. Teröristlerin etnik temizlik yaptıkları topraklarda, üretime dayalı bir sistem kuracakları düşünülemez. Çünkü teröristler, dış güçlerin maşası olup ve onların desteğiyle ayakta durmaktadırlar. 40 senedir Türk milletine musallat olmuş, binlerce Türk’ü şehit etmiş, yüz milyarlarca dolar harcanmasına vesile olmuş PKK terör örgütü, eskiden olduğu gibi, ileri tarihlerde de Türk halkına ve Türkiye sınırlarına saldırmaya devam edeceğinden hiç kimsenin şüphesi yok.
Ancak, şu da bir gerçektir:
Biz Türkler, eski tarihlerde gösterdiğimiz iyi niyetten çok çektik…
Örneğin, 1885 yılında Doğu Rumeli’nin Bulgaristan tarafından ilhak edilmesine göz yumduk ve sonuçta o tarihten 1989 yılına kadar 2 milyondan fazla Türk yerinden yurdundan edilerek, mal varlıklarına el konuldu. Bugün, Türkiye’de yaşayan Doğu Rumeli ve Balkan savaşından sonra Bulgaristan’a bırakılan topraklardan göçe zorlanan Balkan kökenlilerin sayısı, şimdiki Bulgaristan nüfusundan daha fazladır. 1885 yılında, Doğu Rumeli’nin ilhakına göz yumulmasaydı, Balkan Savaşı da olmazdı ve 200 binden fazla Türk katledilmezdi.
Yine örneğin, 1897 yılında yapılan Girit savaşından sonra, -Yunanistan mağlup edilmesine rağmen- Girit adasına özerklik verilmeseydi, bugün Girit adasında Türkler de yaşıyor olacaktı …
Tarihte yaptığımız hatalardan çok örnekler verilebilir.
Ancak tarihte örnek gösterebilecek doğrularımız da vardır:
Bunlardan en önemlisi Çanakkale savaşıdır. Bu savaş kaybedilseydi, Türkiye diye bir devletin kurulması neredeyse imkansızdı.
Mustafa Kemal’in önderliğinde, 1919-1922 yılları arasında yürüttüğümüz Kurtuluş Savaşı…
1974 Kıbrıs Harekatı da doğru bir karardı… Tüm ambargolara rağmen, Yunanistan’daki albaylar cuntasının ilan ettiği “enosis”(Kbrıs’ı Yunanistan’a birleştirme) kararına göz yumulsaydı, Girit adasında olduğu gibi, Kıbrıs’ta binlerce Türk katledilecekti ve tamamı da Türkiye’ye göçe zorlanacaktı. Bugün, 45 sene sonra, Kıbrıs’ın stratejik önemi ortada…
Bu topraklarda, hainler de hep var olmuştur…
Balkan Savaşında, “İktidarda İttihatçıların olacağına, gelsin Bulgar çarı yönetsin… ” diyenler olmuştu…
Kurtuluş Savaşında, “Yunan ordusu halifenin ordusudur, asıl kafası koparılacak mahlukat(Mustafa Kemal’i kastediyor), Ankara’dadır” diyenler olmuştu…
15 Temmuz 2016 yılındaki darbe girişiminden sonra, “Erdoğan yöneteceğine, FETÖ yönetsin…” diyenler oldu…
Şimdi, Barış Pınarı harekatından sonra ise, “Türk ordusu Suriye topraklarını işgal ediyor” diyenler var…
Dünyada yaşayan tüm Türkler, tek yürek Barış Pınarı harekatını destekliyor, duaları da Türk askerine…
Diğerleri ise, ya haindir, ya Türk değil, ya adam!
Durmuş Arda
News
