DOLAR 33,9008 0.03%
EURO 37,6352 -0.04%
ALTIN 2.809,880,81
BITCOIN 20454544.14945%
Kırklareli
27°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

Türkler gibi, Makedonlar’da “3 Mart Bulgaristan ulusal gününe” karşı

Türkler gibi, Makedonlar’da “3 Mart Bulgaristan ulusal gününe” karşı

ABONE OL
22 Ocak 2020 12:16
Türkler gibi, Makedonlar’da “3 Mart Bulgaristan ulusal gününe” karşı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Geçen sene Şubat ayında, Kırcaali merkezli ALTAY Derneği, 3 Mart gününü, “Bulgaristan ulusal bayramı günü”  olarak kutlanması dolayısıyla Avrupa Komisyonuna, Avrupa Parlamentosuna, Bulgaristan Başbakanlığına, Bulgaristan Parlamentosuna, Bulgaristan’a komşu olan Türkiye, Kuzey Makedonya, Yunanistan, Sırbistan, Romanya  ve Arnavutluk Sofya Büyükelçiliklerine,  Bulgaristan Baş Müftülüğüne,  Bulgaristan Helsinki Komitesine, Bursa merkezli Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonuna ve Balkan Türkleri Göçmen ve Mülteci Dernekleri Federasyonuna; Türkçe, İngilizce ve Bulgarca olarak şu açıklama metnini göndermişti:

“Bulgaristan’daki totaliter rejimi, 3 Mart gününü, Bulgaristan’da yaşayan Türklere karşı giriştiği asimilasyon dönemi olan 1987 yılında resmi tatil, 1989 yılında 400 binden fazla Türkü göçe zorladıktan bir kaç ay sonraki 1990 yılının başlarında ise, “Bulgaristan Ulusal Bayramı” ilan etmiştir.

Bilindiği gibi, 3 Mart günü, 1877-1878 Rusya- Osmanlı devleti arasındaki savaşı bitiren Ayastefanos(San Stefano) Ateşkes Antlaşmasının imzalandığı bir gündür. Bu ikili antlaşmada şimdiki Kuzey Makedonya’nın tamamı, şimdiki Türkiye’nin Lalapaşa, Kırklareli, Pınarhisar, Lüleburgaz, Vize gibi merkezleri; şimdiki Yunanistan’ın İskeçe, Kavala gibi merkezleri; şimdiki Sırbistan’ın Pirot, Vranye gibi merkezleri; şimdiki Romanya’nın Dobruca bölgesinin bir kısmı gibi yerler, hayali Bulgaristan Knezliği sınırları içinde yer alıyordu.

Amerikalı tarihçi Justin McCarthy, İngiltere arşivlerindeki diplomatik kaynaklara dayanarak yazdığı “Ölüm ve Sürgün”(Sayfa 109-110, tablo 5-6) adlı eserinde, 1877- 1879 yılları arasında 261 binden fazla sivil Türk veya Müslüman hayatını kaybettiğni, bunların bir kısmı açlıktan, hastalıktan veya soğuktan donup ölmüş olsa da, birçoğu Rus askerleri veya Bulgar çeteciler tarafından katledildiğini, aynı dönemde 515 bin sivil Türk yerinden yurdundan göç ettirilip malvarlıklarına el konulduğunu, 1879- 1887 yılları arasında 52 binden fazla Müslüman Türkün yine göçe zorlandığını belirtmektedir. Yani 1877-1878 yıllarında, Rusya’nın “kurtardığı”  ve daha sonra Bulgaristan knezliği kurulduğu topraklarda, Müslümanların %17’si katledilmiştir, %34’ü ise göçe zorlanmıştır. Osmanlı kaynaklarında ise, bu katledilen ve sürülen Müslüman sayısı daha fazladır.

Ayastefanos Antlaşması, Bulgaristan Knezliği’nin kurulmasını ilan etse de, 13.07.1878 tarihinde yapılan Uluslararası Berlin Antlaşmasına kadar, sadece 4 ay 10 gün yürürlükte kalan ikili bir antlaşmadır ve uluslararası hiçbir hükümlülüğü olmamıştır.

Buna rağmen, gerek knezlik, gerek çarlık, gerek otoriter rejim, gerek “demokrasi” döneminde, Bulgaristan’daki bazı çevreler, Ayastefanos Antlaşmasını daima gündemde tutarak “Büyük Bulgaristan” hayalinde koşup, tüm komşu ülkelerin en zayıf anlarını yakalayıp, onlara karşı saldırgan, agresif politikalar izlemişlerdir.

Bulgaristan’ın 1. Balkan Savaşında Osmanlı devletine; 2. Balkan Savaşında Sırbistan, Yunanistan, Romanya; 1. Dünya Savaşında yine Sırbistan, Yunanistan, Romanya; 2. Dünya Savaşında Sırbistan ve Yunanistan gibi komşu ülkelere saldırması, daima Ayastefanos Antlaşmasına dayandırılmış olup, bu da Balkanlar’da yaşayan tüm halklara katliamlar, zorunlu göçler getirmiştir.

Bulgaristan’da şimdiki demokrasi döneminde ise, açılımı yapılmadan VMRO(bunun açılımının “İç Makedon Devrim Organizasyonu” olduğu Bulgaristan ve Kuzey Makedonya’da herkes tarafından bilinmektedir) gibi adlar taşıyan partilerin yasal siyaset yaptığı bilinmektedir. Şu an komşu ülkelerin en zayıf halkası Kuzey Makedonya olduğuna göre, Bulgaristan’daki bazı çevrelerin bu ülkede yıkıcı faaliyetler yürüttükleri bilinen bir gerçektir.

Bulgaristan’da sürekli Bulgar etnik milliyetçiliği yaparak geçimini sağlayan bazı çevreler, her 3 Mart günü, “Bulgaristan Ulusal Bayramı” kutlamalarında, komşu ülkelere karşı ve Bulgaristan’da yaşayan azınlıklara karşı nefret dili kullanma fırsatı olarak gördükleri için, bu durum, Bulgaristan ulusunun % 20’sini oluşturan azınlıkları rahatsız etmektedir.

Bu nedenle, Bulgaristan’da faaliyet gösteren bir Sivil Toplum Örgütü olarak:

– Bulgaristan hükümetinin ve parlamentosunun, 3 Mart gününü, “Bulgaristan Ulusal Bayramı” olmaktan çıkarmalarını;

– Bulgaristan Eğitim ve Bilim Bakanlığının, İlköğretim ders kitaplarında “3 Mart Bulgaristan Ulusal Bayramı” başlığı altında kullanılan nefret dilinin kaldırılmasını;

– Bulgaristan’a komşu tüm ülkelerin resmi temsilcileri ve Sivil Toplum Örgütleri, komşu ülke topraklarına saldırgan, yayılmacı bir amaç taşıdığı için, Bulgaristan dış temsilciliklerinde düzenlenen “3 Mart Bulgaristan Ulusal Bayramı” etkinliklerine katılmayıp protesto etmelerini, bu “bayramın” kaldırılması için Bulgaristan dış temsilciliklerine baskı yapmalarını;

– Avrupa Birliği organlarının ve Avrupa Parlamentosunun bu “3 Mart Bulgaristan Ulusal Bayramı” adı altındaki komşu ülkelere saldırgan, yayılma amacı güden “bayramın” kaldırılması için Bulgaristan makamlarına baskı yapmalarını diliyoruz.”

Bu açıklamadan sonra, Bulgaristan’a komşu ülkeler arasında nasıl bir diplomasi yürütüldüğünü bilemiyoruz. Fakat “3 Mart Bulgaristan Ulusal Bayramı” gününe ilk tepkinin Makedonya’dan geldiğini öğrenmiş bulunmaktayız…

ALTAY Derneğinin açıklamasını İngilizceye çeviren ve daha sonra Amerika’ya yerleşen Yönetim Kurulu üyemiz Cevdet Mustafa, geçen hafta beni Amerika’dan arayarak, “Durmuş abi, bizim 3 Mart günü ile ilgili açıklamamız, Makedonya’da yankı bulmuş ve Bulgar basını da bu konuda agresif, saldırgan yorumlar yapmış” dedi.

Gerçekten Rısto Nikovski ismli bir Makedon diplomat, 02.10.2019 tarihinde, Nova Makedonya gazetesinde, bizim açıklamamızı savunan doğrultuda bir yazıyla, Ayastefanos antlaşmasının Makedon topraklarının tamamını yuttuğunu, Bulgaristan’ın eskiden olduğu gibi, Makedonya’ya karşı hala agresif politikalarla soğuk savaş yürüttüğünü, Makedon milli kimliğini hala tanımadığını belirtmiştir. Bu yazıya, Bulgaristan basını agresif, milliyetçi çıkışlarla karşılık vermiştir.

Yazının Makedonca orijinalinin bir kısmı

Yazının Makedonca orijinalinin bir kısmı

Bulgar basınını saldırgan, agresif, milliyetçi tutumu

Bu yazıya, Bulgar basınını saldırgan, agresif, milliyetçi tutumu

Ancak Bulgarların Makedon milli kimliğini tanımama mantığıyla hareket edersek…  Bulgar devletinin kurucusu olan han Asparuk ve ondan sonra gelen 16 hanın, -knez Boris’in Slavlaşma politikasına kadar- hepsinin Türkçe konuştuğunu düşünürsek, biz Türklerin de Bulgar milli kimliğini tanımamamız gerekiyor…

Komşu ülkelere saldırgan, agresif politika amacı güttüğü, Balkan ülkeleri arasındaki kalıcı kardeşliği, etnik gruplar arasındaki hoşgörü ve barışı engellediği için, “3 Mart Bulgaristan Ulusal Bayramı” gününün kaldırılması dileğiyle…

Durmuş Arda

ALTAY Derneğinin Makadonya'nın Sofya Büyükelçiliğine gönderdiği açıklamanın İngilizce metninin 1. sayfası

ALTAY Derneğinin Makadonya’nın Sofya Büyükelçiliğine gönderdiği açıklamanın İngilizce metninin 1. sayfası

ALTAY Derneğinin Makadonya'nın Sofya Büyükelçiliğine gönderdiği açıklamanın İngilizce metninin 2. sayfası

ALTAY Derneğinin Makadonya’nın Sofya Büyükelçiliğine gönderdiği açıklamanın İngilizce metninin 2. sayfası

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.