DOLAR 35,6878 0.13%
EURO 37,4911 0.7%
ALTIN 3.178,670,76
BITCOIN 3730887-0.31635%
Kırklareli

PARÇALI BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

Osman Kavala, Türkiye’deki Balkan kökenlilerin Nelson Mandela’sı olabilir mi?

Osman Kavala, Türkiye’deki Balkan kökenlilerin Nelson Mandela’sı olabilir mi?

ABONE OL
22 Kasım 2021 20:03
Osman Kavala, Türkiye’deki Balkan kökenlilerin Nelson Mandela’sı olabilir mi?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Son zamanlarda, Balkan Yarımadası göçmenleri arasında, Osman Kavala için, “Adamın dört senedir hiçbir suçunu kanıtlayamadılar, sadece Balkan kökenli olduğu için tutuklu” inancı hakim…

Osman Kavala için basında “kızıl milyarder” diye yazıldığı için, “muhakkak bir suçu vardır” diye ön yargılı davrandığımı itiraf etmeliyim.

 Çünkü Bulgaristan’da kendilerini “komünist” olarak tanıtanlardan 1984 senesinden sonra nefret etmeye başladım, o dönemde Bulgaristan’daki “komünistler”,  biz Türklere karşı asimilasyon süreci başlamıştı; 20 aylık Türkan bebek, 16 yaşındaki Mümin Ahat ve yüzlerce Türk katledilmişti, binlercesi de işkence kamplarına sürülmüştü…

Türkiye kökenli “komünist”,”sosyalist” vs gibi aşırı solculara ise, 1986 yılından beri hiç güven duymadım…

02.04.1986 tarihinde, Sofya’da yapılan “Bulgaristan Komünist Partisi”(BKP) 13. kongresine, Türkiye Komünist Partisi genel sekreteri Nabi Yağcı(Haydar Kutlu), Türkiye İşçi Partisi başkanı Behice Boran ve Türkiye Kürdistanı Öncü Partisi politbüro üyesi Ayhan Kutlay katılarak birer konuşma yaptılar. Bunların hiçbiri konuşmasında, Bulgaristan’da Türklere karşı uygulanan asimilasyon politikasından bahsetmedi, Bulgaristan’ı öve öve bitiremediler, kapitalistlerin Bulgaristan’ın iç işlerine karıştığını belirtmeyi de ihmal etmediler.

1990 senesinden sonra açılan BKP arşivlerinde, Türkiye “solcularının” BKP beslemesi olduğunu öğrendiğimde, bunlara karşı güvensizliğim kat kat arttı…

Türkiye “solcuları” BKP’den ne kadar para almışlar bir bakalım:

İsmail Bilen(o dönemin TKP başkanı), TKP adına, 06.10. 1977 tarihinde 200 bin(10 bin Amerikan doları civarı) TL almıştır…

Yine İsmail Bilen, 07.09. 1978 tarihinde, Politika Gazetesine destek için 500 bin( 20 bin Amerikan doları civarı) TL almıştır.

Yeni Işık(BKP’nin  Bulgaristan2da yaşayan Türklere yönelik Türkçe yayını) gazetesi yöneticilerinin tavsiyesi üzerine, 07.07.1978 tarihinde, Halil Mehmet Gürsoy’un emekli maaşı arttırılmıştır…

Nihat Sargın ve Behice Boran, 31.12.1980 tarihli ortak imzaladıkları makbuzda, 12 500 dolar aldıkları görülmektedir…

 Nabi Yağcı(Haydar Kutlu),  26.07.1983 tarihinde, 4 500 Alman markı almıştır…

Mehmet Karaca ve Osman Sakalsız, 07.04.1988 tarihinde, 20 bin Alman markı almışlardır…

30.01.1985 tarihinde, Ziya Yamaç isimli birisinin emekli maaşı arttırılmıştır…

Nabi Yağcı(Haydar Kutlu),  Nihat Sargın, Mehmet Karaca ve Osman Sakalsız, 22.07.1988 tarihinde 20 bin Alman markı almışlardır… Yani bize zulmeden BKP’den…

Ancak zorunlu göçle 1989 yılında Türkiye’ye geldiğimde, – totaliter rejimler tarafından beslenen ağababalarının aksine – sıradan solcuların iyi niyetli, romantik insanlar olduğunu gözlemledim.

“Kızıl milyarder” olarak tabir edilen Osman Kavala’nın nasıl bir solcu olduğunu bilemem. Bunu araştıracak olan bağımsız yargıdır.

 Ancak biraz araştırma yaptığımda, Osman Kavala, Robert kolejinde okumuş… Robert koleji ne demek? Yarı misyoner okulu demektir! Buradan mezun olanlar, İmam Hatip Lisesinden mezun olanlardan çok farklı düşünebilirler. Onlar, daha çok global kültürden etkilenirler, haberleri İngilizce okurlar, İngilizce düşünürler.

Hele Amerika’da Üniversiteye devam ettilerse, onların yargı değerleri, bizim yargı değerlerimizden çok farklıdır.

Peki, Mehmet Kavala neyle suçlanıyor?

“Gezi olaylarını destekledi,  Soros ve FETÖ ile bağlantıları var” deniliyor. Olabilir. Fakat savcılık, dört senedir neden bunun delillerini toplayıp,  mahkemeye sunamıyor?

Osman Kavala, neden hüküm giymeden 4 yıldan fazla tutuklu kalıyor?

Osman Kavala’nın Soros ve Fettulah cemaati ile bağlantıları varmış…

Soros’un “Açık Toplum Vakfı” 15- 20 sene önce,  Türkiye’deki tüm Sivil Toplum Örgütlerinin ilgi odağıydı.  Tüm dernek yöneticileri, oradan destek almak için proje peşindeydiler.  Çünkü yasal bir vakıftı.

Fetullah Gülen cemaati ise, 15 Temmuz darbesinden önce, toplum arasında “Hizmet grubu olarak” biliniyordu. Birçok insan, bu cemaatin topluma faydalı çalışmalar yaptığını düşünüyordu. Birçok sıradan insan onların fabrikalarında çalıştı, çocuklarını onların dershanelerine gönderdi. Terör örgütü veya paralel devlet yapılanması olduklarını, bu tarihten sonra öğrendik.

Soros veya Fettulah Güven ile kimlerin fotoğrafı yoktu ki?

Bu olay bana Bulgaristan’daki çalgıcı Roman Hasan’ın hikayesini hatırlattı:

Bulgaristan’daki totaliter rejimi döneminde çalgıcı Hasan, 1Mays, 9 Eylül gibi rejim bayramlarında, çalgı çalması için çağrılıyormuş, o da mecbur gidiyormuş. Ancak rejim değişikliğinden sonra, çalgıcı Hasan’ı karakola çekmişler ve soruyorlarmış, “Hasan totaliter rejimi bayramlarında çalgı çaldın mı?” Hasan’da “Çaldım” diye cevap verdikten sonra, “Vay seni totaliter rejimi taraftarı seni” diyerek, çekiyorlarmış dayağı…

Eve döndüğünde, karısı Hasan’ı kuzu derisine sarmış ve “Ba Hasan, bana ikide bir yalan söylersin, fakat onlara ‘Eskiden çalgı çalmadım diyemedin mi?’” diye söyleniyormuş. Hasan’da dayanamamış, “Nasıl yalan söyleyeyim ma Ayşe, eskiden bana çalgı çaldıranlarla, şimdi de sorgulayıp dövenler de aynı kişiler ki…” demiş.

Osman Kavala’nın olayı, bir nevi çalgıcı Hasan olayıyla benzerlik taşısa da…

 Asıl senelerdir tutuklu kalması, FETÖ savcılarının 2010 senesinden önce açtıkları Ergenekon ve Balyoz davalarıyla benzerliği şaşırtıcıdır. Çünkü Ergenekon ve Balyoz sanıkları da senelerdir hüküm giymeden tutuklu kaldılar.

Son yıllarda Türkiye’de,  Balkan Yarımadası kökenli olanların ötekileştirildiğini, hükümet ve bürokrasiden dışlandıklarını…

Camilerde Atatürk’e okunan lanetler ve onun Selanik kökenli hemşehrileri  “Sebatay” oldukları iddialarıyla okunan hutbeleri…

Basından öğrendiğimize göre, şimdi aynı suçlar işlenirken,  geçmiş dönemde Cem Uzan, Cavit Çağlar gibi işadamlarının mal varlıklarının el değiştirmesini düşünürsek…

Son senelerde, Türkiye’deki eksen kaymasını da göz önünde bulundurursak…

“Türkiye’de bir güç, Osman Kavala’yı,  sadece Balkan Yarımadası kökenli olduğu için mi, senelerdir içerde tutuyor?” sorusu gündemde…

Bu nedenle, Osman Kavala,  Türkiye’de yaşayan 30 milyondan fazla Balkan Yarımadası kökenlinin Nelson Mandela’sı olarak kahramanlaşabilir mi?

Durmuş Arda

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.