Birkaç gün önce, Osman Kavala’nın eşi Ayşe Buğra ile DW’de yapılan “Başımıza gelenleri hâlâ inanılmaz buluyorum” başlıklı röportajı(https://www.inspiredminds.de/tr/ay%C5%9Fe-bu%C4%9Fra-ba%C5%9F%C4%B1m%C4%B1za-gelenleri-h%C3%A2l%C3%A2-inan%C4%B1lmaz-buluyorum/a-63602416?fbclid=IwAR2XxoTmkUdNdPghhiEerr77LMjG-fqjgaEy_bWKerWgHd0QKeI2pUmEX-4) hiçbir yorum yapmadan paylaştım.
Fakat bu paylaşımımın altına, “Ünal Gazi’ sahte isimli bir profilden bana hakaretler yağdıran şöyle üç yorum yapıldı:
Bende, kendisini kim olduğunu ve profildeki ismin sahte olduğunu hatırladıktan sonra yanıt olarak şu iki yorumu yaptım:
Bu “gerçek ismini açıkla” çağrımdan sonra, sahte Ünal Gazi, benim yanıtlarıma cevap veremedi, fakat aynı yorumlara “sınırda mastikalarını mı kaptırdın…” düzeltmesini eklemiş. O düzeltmeyi gördükten sonra içimden, “olay daha bir aydınlandı” dedim.
Gelelim mastika olayına…
Bilindiği gibi, Kırcaali merkezli ALTAY Derneği yöneticisi olarak, Şubat 2017 yılından, Haziran 2021 yılına kadar; Kırcaali, Koşukavak, Eğridere, Mestanlı gibi merkezlerde 8-15 yaş arası çocuklara Türkçe dersleri organize ettim.
Kasım 2017 yılında, Türkçe derslerine katılanların bir kısmı olan 40 çocuk, 39 veli, 2 öğretmen, 2 dernek yöneticisi ve 2 misafir olmak üzere, -toplam 85 kişilik- 2 otobüsle Çanakkale gezisi organize ettim. Gezi dönüşü Türkiye’de kalacağım için, her zamanki gibi sınırdan geçerken, yasal olarak geçirebileceğim 1 şişe rakı, 3 şişe şarap, 5-6 da bira aldım. Tabi yasal içki haklarını diğer dernek yöneticileri ve bazı veliler de kullandılar. Ben 45 senedir alkollü içki içiyorum ve Bulgaristan’dan Türkiye’ye her dönüşümde bu içkileri alıyorum. Bu konuda benim keyfimin kahyası olmak isteyenler avucunu yalar!
Ancak Çanakkale gezisinden 35 gün sonra, “Bursa’daki misyonerlerin şerefsizliği” (https://www.arda-tuna.com/2017/12/12/bursadaki-misyonerlerin-serefsizligi/) başlıklı yazımda, Zoran Sokolov(daha sonra Mümin Topçu) isimli “gazetecinin” totaliter rejimi dönemindeki yazılarını deşifre ettiğim için, aynı geziye misafir olarak katılan Zoran Sokolov’un, yani Mümin Topçu’nun kardeşi olan Lütfi Bayram(bazen Lütfi Mehmetali, bazen Bayram Topçu), benim hakkımda Facebook’ta, “Çocukların çantalarında bir ton sahte Bulgar rakısı geçirdi” yazısı paylaştı. Bunun doğru olmadığını 39 veli şahit. Yani her çocuğa 25’er litre sahte Bulgar rakısı yüklemişim. Daha sonra benim faaliyetlerimi baltalamak isteyenler otoriter rejimi artıkları da, bu konuda bana çamur atmak için karşı yazılar yazdılar.
Amaç: Bana çamur atarak, benim dernek faaliyetlerimi ve organize ettiğim Türkçe derslerini baltalamak. Ancak bu olaydan sonra, 3 seneden fazla bir süre daha Türkçe dersleri devam etti. Pandemi olmasaydı, hala devam edecekti…
Şimdi gelelim “Ünal Gazi” sahtekarına…
Türkiye’deki 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, -başta HÖH/DPS mensupları olmak üzere- Bulgaristan’daki siyasi parti temsilcileri, darbe girişimini destekler demeçler veriyorlar. Bizde Kırcaali merkezli ALTAY Derneği olarak, 15.08.2016 tarihinde, Kırcaali’nin merkezinde, Türk bayrakları ve Erdoğan posterleriyle(Erdoğan posterlerini AKP’yi değil, Türkiye Cumhuriyetini temsil ettiği için salladık), bunu protesto etmek için, bir miting düzenleyeceğimizi ilan ettik. Miting öncesi, derneğimize eşi ve iki çocuğuyla birlikte bir şahıs geldi ve kendisini “Ünal Gazi” olarak tanıttı. Aynı şahıs, Almanya’da sigortacı olarak çalıştığını ve oradaki hayatından çok memnun olduğunu ve Türk milliyetçisi olduğunu iddia etti ve düzenleyeceğimiz mitinge eşi ve çocuklarıyla katılmak istediğini belirtti…
Şimdi hatırlamıyorum, fakat bir liste veya DOST Partisine üyelik için bir form doldurmak için onun kimliği gerekti. Kimliğini gördüğümde şaşkınlığımı gizleyemedim, tam olarak hatırlamıyorum, fakat kimliğinde, -emin olmamakla birlikte- Юлиян(Yuliyan) veya Йолуйан(Yoluyan) Гяволов(Gyavolov, yani Bulgarca Uyanıkov anlamında) benzeri bir isim, baba ve soyadı yazıldığını hatırlıyorum… Ancak kimliğinde isim, ov’lu baba ve yine ov’lu soyadı olan Hıristiyan- Slav isimleri yazılı olduğu, net olarak hatırladığımı belirtebilirim
Kendisine, “Bu kimliği sana yakıştıramadım, gelmişken değiştir bari” diye ricada bulundum.
Buna karşılık “Ünal Gazi”, “Abi ben Almanya’da bu isimle sigortacılık yapıyorum ve Almanlar arasında bu isimle tanınıyorum, değiştiremem” dedi. Yani, “Almanların yanında Hıristiyan- Slav ismiyle, Türklerin yanında ise Ünal Gazi ismiyle yolumu buluyorum” demek istedi.
Aynı akşam düzenlediğimiz mitinge, eşi ve çocuklarıyla birlikte gerçekten katıldı ve ailecek Türk bayrakları ve Erdoğan posterleri salladılar. Eylemden sonra ailesine, aynı posterlerden bol bol hediye ettik.
“Ünal Gazi” sahte isimli Facebook profilini ve aynı sahte ismin yöneticisi olduğu “DOST BİRLİGİ ALMANYA” grubunu biraz inceledim, bol bol Türk milliyetçiliği ve aymazlık var. İşte bunların bazıları:
Paylaşımlardan da anlaşıldığı gibi, sahte isimli “Ünal Gazi”, aymazlık yaparak Türk polisini şiddet yanlısı olarak tanıtıyor, Erdoğan ve AKP’ye övgüler düzüyor, CHP’yi PKK ile eşdeğer tutuyor, Türk kimliğinden bahsediyor, fakat kendi kimliğini yitirmiş, Ancak bol bol UID(Uluslararası Demokratlar Birliği) açıklamalarını paylaşarak, aynı organizasyonun çevresinde yolunu bulmaya çalışıyor.
Çalışıyor da, bu UID’den hiç kimsenin aklına gelip, “şu senin kimliğini bir görelim” demedi mi acaba?
Peki, UID, nasıl bir organizasyondur?
Bilindiği gibi, UID, 2004 yılında AKP desteğiyle Almanya’da kurulan UETD(Avrupa Türk Demokratlar Birliği)’nin, 2018 yılındaki isim değişikliğinin devamıdır.
UID, bir türlü partiler üstü bir organizasyon olamadı, Avrupa’da hala bir AKP uzantısı olarak çalışmaktadır.
Anlaşılan 3-4 senedir Erdoğan ve AKP’de görülen eksen kayması, onun Avrupa’daki uzantılarında da görülmektedir!
Ancak bu başka bir konu…
Sahte isim “Ünal Gazi’ ye dönersek…
Acaba bu sahtekarın, gerçek Hıristiyan- Slav ismiyle de sosyal medya profilleri var mıdır ve bu profillerde hazreti İsa’yı ve Alman milliyetçiliğini mi yüceltiyor?
Durmuş Arda
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.