Malum bugün 3 Mart. Peki, 3 Mart Bulgaristan tarihi ve ülkede yaşayan Türk toplumu için sıradan ve önemsiz bir gün mü? Cevabımız; hayır. Bugünün ne olduğunu anlamamız için şöyle biraz geçmişe gitmekte yarar var. Daha Anadolu’da birçok bölge ve şehir Osmanlı imparatorluğu tarafından fethedilmemişken Balkanlar’da 100 veya 150 yıllık bir Osmanlı hakimiyeti mevcuttu.
Osmanlı İmparatorluğu uygulamış olduğu hoşgörü (istimalet) politikasıyla bu coğrafyada farklı milletlerden oluşan heterojen yapıyı uzun süre muhafaza etmişti. Peki ne oldu da Balkan hakimiyeti bozuldu ve devlet anavatan olarak gördüğü bu topraklardan çekilmek durumunda kaldı?
18. Yüzyıl başlarında Batı Avrupa’da kendini gösteren Aydınlanma Devrimi kişi hak ve özgürlüklerini, hürriyet, adalet, eşitlik gibi kavramları yüksek sesle gündeme getirdi. Ve nihayet yüzyılın sonunda gerçekleşen Fransız Devrimiyle ( 1789 ) çok uluslu imparatorluklarda yaşayan azınlıklar imparatorluklarına karşı ayaklanarak milli bağımsızlıklarını kazanmayı arzuladılar. Bu çok uluslu imparatorluklardan en önemlisi şüphesiz ki; Osmanlı Devletiydi. Osmanlı Devletinde ilk ayaklanan Balkan azınlık 1804 yılında Kara Yorgi önderliğinde Sırplar oldu. Sırplar sırasıyla 1812 Bükreş Antlaşması ile ayrıcalık, 1829 Edirne Ant ile Özerklik, 1878 Berlin Ant ile de bağımsızlık kazandılar. Sırpların 74 yılda elde ettiği bağımsızlığı Yunanlılar daha kısa sürede elde etti. 1821 yılında Mora’da başlayan isyan 1827 – 1829 Osmanlı Rus Savaşı sonrasında imzalanan Edirne Antlaşmasıyla Yunanistan’ın bağımsızlığına dönüştü. Osmanlı ülkesinde bir diğer azınlık olan Bulgarların bağımsızlık mücadelesi biraz daha ilerleyen yıllarda olacaktır. 1876 yılının Nisan ayında Panagürişte (Pazarcık) bölgesinde başlayan Bulgar Kalkışmasını Osmanlı devleti zor da olsa bastırdı. Ama; Avrupa kamuoyunun olayı tek taraflı olarak görüp olayları farklı boyuta taşıması Avrupa’da Bulgarlar lehine bir kamuoyu oluşmasına neden oldu.
Tarihler 23 Aralık 1876’yı gösterdiğinde ise İngiltere’nin öncülüğünde Balkanlar’daki Ortodoksların haklarını görüşmek için İstanbul’da Tersane Konferansı toplandı. Konferansın toplandığı gün sultan II. Abdülhamid I. Meşrutiyeti ve Osmanlı’nın ilk anayasası olan Kanun-i Esasi’yi ilan etmiş ama özellikle Rusları memnun edememiştir. Rusya, bölgedeki azınlıklara ve özellikle Bulgarlara daha fazla hak verilmesi gerektiğini söylemiş ama bu durum Osmanlı tarafından kabul görmemiştir. Durumdan istifade eden Ruslar Osmanlı’ya savaş ilan etmiştir. 1877 / 1878 Osmanlı Rus Harbinde ( 93 Harbi: Rumi 1293) Osmanlı Devleti Ruslarla hem Balkanlarda hem de Kafkaslarda mücadele etmek zorunda kalmıştır. Plevne’de Osman paşanın destansı mücadelesi Erzurum’da nene hatun ve diğer kahramanların bölgesel başarılarına rağmen. Osmanlı devleti savaşa hazırlıksız yakalanmış ve büyük bir yenilgiye uğramıştır. Plevne’de Osman paşanın direnişinin kırılmasıyla Ruslara Edirne yolu açılmış ve buradan da Yeşilköy’e kadar gelinmiştir. Osmanlı devleti barış istemek zorunda kalmış ve 3 Mart 1878’de Rusya ile Ayastefanos ( Yeşilköy ) Antlaşması’nı imzalamıştır. Bu antlaşmanın hükümleri oldukça ağır maddeler içermekteydi. Özellikle büyük bir Bulgaristan prensliğini kurulup topraklarının Ege ve Akdeniz’e kadar uzanması İngiltere’yi rahatsız etmişti. İngiltere ve diğer büyük Avrupa devletleri durumdan rahatsız oldu ve Berlin’de yeni bir konferans toplanması gerektiği ifade edildi.
Osmanlı Devleti bu tepkiden yararlanarak Kıbrıs’ı Birleşik Krallığa ( İngiltere ) üs olarak bırakmayı kabul ederek yeni bir antlaşma zemini oluşmasına ortam hazırladı. 13 Haziran 1878’de Alman şansölyesi Bismarck önderliğinde Osmanlı, Rusya, İngiltere, Almanya, Fransa, Avusturya-Macaristan ve İtalya’nın katılımıyla bir kongre toplandı. Ve 13 Temmuz 1878’de ise Ayastefanos Antlaşması yürürlükten kaldırılarak Berlin Antlaşması kabul edildi. Bu antlaşma Rusya’nın Balkanlara tamamen egemen olmasını önlediği gibi Osmanlı Devletinin de varlığını 35 yıl daha devam ettirmesini sağladı. Ayastefanos Antlaşmasının maddeleri ne kadar hafifletilmiş de olsa Osmanlı imparatorluğunun Karlofça Antlaşmasından sonra yediği en büyük darbelerden biridir.
Yazının başlığında da belirtildiği üzere 3 Mart aslında nedir ? Bugün; Bulgaristan’ın ulusal bayramı 3 Mart 1878 olarak kutlanmaktadır. Fakat; 3 Mart 1878’de Ayastefanos Antlaşması yerini Berlin Antlaşmasına bırakmak durumunda kalmıştır. Yani hukuki anlamda Bulgar Prensliğinin kuruluşu 3 Mart değil, 13 Temmuz 1878’dir. Ve Ayastefanos Antlaşması tıpkı Türk milli mücadelesinin lideri Atatürk ve silah arkadaşlarının kurtuluş savaşını başlatarak emperyalistleri yenerek yırtıp attığı Sevr Barış Antlaşması gibi geçersiz ve hukuken yok hükmündedir. Fakat; bu tarih bugüne kadar Bulgar halkı tarafında milli bayram olarak kutlanmaktadır ve alışılageldik gelenek ve anlayışları değiştirmek de bir o kadar zordur.
Son olarak şunu söylemek isterim:
Bizler Bulgaristan’da yaşayan Türkler veya Türkiye’de yaşayan Bulgaristan vatandaşları olarak tabi ki de vatandaşı olduğumuz ülkenin milli bayramını tebrik edeceğiz. Çünkü bizler de Bulgaristan’ın eşit birer yurttaşıyız ve her yurttaş gibi Bulgaristan’ın neşesine, üzüntüsüne ortak olacağız ama bunu yaparken ‘’TÜRK’ÜN TÜRK’TEN KURTULUŞUNU KUTLAMAK GİBİ’’ DEĞİL DE; DAHA SADE BİR ŞEKİLDE YAPARSAK DAHA İYİ OLACAĞINA İNANCIM TAM.
Bekir Güler
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.