Bilindiği gibi, 2005 yılından beri her Bulgaristan genel seçimlerinde, Türkiye’de ikamet eden Bulgaristan vatandaşlarına otobüslerle ücretsiz taşıma imkanı tanınmaktadır.
2005 yılındaki Bulgaristan genel seçimlerinde, Türkiye’den Bulgaristan’a seçmen taşıma işini, belirli otobüs şirketlerine verilmişti.
O dönemde kurucu başkanı olduğum Lüleburgaz merkezli Bal-GÖÇ Trakya ve yine kurucu üyesi ve 2 dönem 2. başkanlığını yaptığım Edirne merkezli Balkan Türkleri Federasyonu toplantılarında, Bulgaristan’a seçmen taşıma görevini, “Bizim göçmenler ekmek yesin” düşüncesiyle, her gün Bulgaristan’a yolcu taşıyan otobüs şirketlerine verilmesine destek çıkanlardan birisiydim.
Daha sonraki dönemlerdeki Bulgaristan genel seçimlerinde, seçmen taşıma görevini her gün Bulgaristan’a yolcu taşıyan şirketlere verildi. İlk dönemlerde sorun yoktu, fakat daha sonra bazı açgözlü otobüs şirketi sahipleri bunu istismar etmeye başladılar.
Aynı bazı şirket sahipleri, açgözlülüklerinden dolayı senelerdir seçmen taşıma görevini layıkıyla yerine getiremediler.
En son 9 Haziran günü, Bulgaristan’da yapılan genel seçimlerindeki seçmen taşıma rezaletine bizzat tanık oldum.
Bulgaristan’a gidiş gelişlerimde, muavinlerinden birisinin Bulgaristan’dan köylüm, Lüleburgaz’da da komşum olduğu için, Çorlu’dan Kırcaali’ye yolcu taşıyan sahibinin Ali isimli birisinin olduğu Yonca Tur ile seyahat ederim. 100 TL daha uygun olduğu için, biletlerimi de gidiş- dönüş olarak alırım.
1 Haziran günü, Bulgaristan’dan dönerken, yine gidiş- dönüş bileti aldım.
Bulgaristan seçimlerinden dolayı, 8 Haziran günü, Bulgaristan’a ücretsiz gittim. Giderken muavinler, “Seçimlerden(9 Haziran) sonra, 15 gün içinde ücretsiz dönme hakkınız var” dediler. Bazı şirketler, yoğunluğu önlemek için bunu bir aya çıkarmışlar.
Bayramda eşimde aynı şirketle Bulgaristan’a geldi ve kendisine “Seçmen dönüş yoğunluğu var” gerekçesiyle sadece gidiş ücreti alınmış.
22 Haziran günü, aynı otobüs şirketiyle Türkiye’ye dönme kararı alıyoruz ve komşu muavini arıyorum, ” Seçmen dönüşlerinden dolayı çok yoğunuz, büyük otobüsümüz tura gitti, tek minibüs var, otogara erken gelip koltuk ayırmanız lazım” diyor. Eşim daha sabahtan eşyalarını toplamış, illa aynı gün gidecek, “Sen beni otogara bırak, ben koltuk ayırırım” dedi. İki saat önceden eşimi Kırcaali otogarına bıraktım. Şahsi aracımı eve bırakmak ve bozulacak gıda maddeleri olduğu için, ben daha sonra bindim minibüse…
Baktım, 16-17 kişilik minibüs, 4-5 kişi ayakta, Ali kaptanın karısı ikinci sıradaki ikili koltuklara kurulmuş, “Seçim için gelenler de para ödeyecek, ödemeyecekseniz kalkın ayakta gidin, benim para ödeyecek yolcularım var, hem bayram yapacaksınız, hem para ödemeyeceksiniz” diye dengesiz dengesiz bağırıyor.
Seçmen listesine dahi bakma gereği duymuyor ve benden de para istiyor. Terbiyesizliğe pabuç bırakacak değilim, tabi ki ödemedim.
Nihayet Karagözler(Çernooçene) köyüne vardığımızda, Ali kaptanın karısının neden iki koltuk zaptettiği anlaşıldı, buradan iki yolcu daha aldı ve paralarını kaptı. Halbuki kliması dahi çalışmayan ufacık minibüste ayakta 4-5 yolcu var… Ben otobüsten inecektim, mülteci gibi üst üste klimasız araçta yolculuk yapmak istemedim. Eşimin “Benim için birkaç saat sabret, lütfen!” diye rica ettiği için katlandım.
Yonca Ali kaptan ile yolculuk yapmamaya karar vermiştim. Ancak elimde parası ödenmiş bir dönüş bileti var. 28 Haziran tarihinde, “Son kez Yonca Ali kaptan otobüsünü kullanayım” dedim. Muavine dönüş biletimi verdim, fakat daha sonra, Ali kaptanın karısı yanıma gelerek, “Bu bilet geçersiz, sen geçen de ücretsiz geldin, para ödeyeceksin” diyerek, bileti avucunun içinde buruşturdu. Bende, “Verin benim ödenmiş paramı, ben ineyim” dedim. Baktım Ali kaptan da direksiyonda bir şeyler mırıldanarak dengesiz karısını destekliyor. Şaşırdım kaldım. Neyse ki sonra muavin, karı- koca istişare ettiler ve olay kapandı.
Daha sonra, köylüm olan muavine sordum, ” Bunlar sana mı güvenmiyor, aranızda bir sorun mu var?” diye sordum. “Aramızda herhangi bir sorun olduğunu hatırlamıyorum. Bende anlamadım neler olduğunu. Seçmen listesi ellerinde” dedi.
Vay canına…
Seçimlerden önce, seçmen kapmak için büyük otobüsle yolcu taşıyacaksın, hatta ek otobüs çıkaracaksın, seçimlerden sonra, “Nasıl olsa listeye yazıldı, para cepte” diye büyük 40-45 kişilik otobüsü başka tura göndereceksin ve seçmenleri bu sıcaklarda klimasız, mülteci gibi üst üste 17 kişilik minibüse doldurup geri getireceksin. Üstelik seçime gidenlere hakaretler yağdıracaksın…
Bu, sonradan görmenin, açgözlülüğün, kör cehaletin, insan terbiyesizliğinin bariz örneği olsa gerek…
Durmuş Arda
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.