Bulgaristan’da, 34 senedir “Türk partisi” olarak lanse edilen HÖH/D(p)S, nihayet dağılıyor.
HÖH/D(p)S, Bulgaristan’daki Türk azınlığı kontrol altına almak için, eski totaliter rejimin gestaposu sayılan DS tarafından, kendi ajanı olan Ahmet Doğan’a 1990 yılında kurdurulan bir partidir.
Bilindiği gibi DS, Jivkov rejiminin siyasi polisi olarak, 1983-1985 yıllarında Bulgaristan’da yaşayan Türklere karşı yürütülen asimilasyon girişiminin öncüsü olmuştur.
Aynı dönemde DS; aralarında 20 aylık bir bebek(Türkan bebek), 16 yaşında(Mümin Ahat) bir çocuk da olmak üzere, yüzlerce Türk asıllı kadın ve erkeğin katledilmesinin, binlercesinin Belene gibi kamplarda veya polis karakollarında işkenceden geçirilmesinin sorumlusudur.
1990 senesinden DS kontrolünde kurulan HÖH/D(p)S, ilk önce tüm Türklerin üye olabileceği bir parti olsa da, daha sonra Türk ulusal bilinci taşıyanların hepsi kademe kademe partiden uzaklaştırılmıştır ve tamamen Rusya yanlısı bir oluşuma dönüştürülmüştür.
Aynı dönemde, mafyalaşan DS kadroları yönetimindeki Bulgar basını ise, HÖH/D(p)S başkanı Ahmet Doğan’ı yüceltmeye devam etse de, onun iplerinin de eski DS kadroları tarafından çekildiği bilinen bir gerçektir.
DS, Ahmet Doğan’ın iplerini 2009 yılına kadar perde arkasından çekerken, aynı yıl açıklanan totaliter rejimin gizli dosyalarında Ahmet Doğan’ın da DS ajanı olduğu ortaya çıktı. Ancak diğer DS ajanlarının dosyalarında “Dosyası 1990 yılında imha edilmiş” yazarken, Ahmet Doğan’ın yaptığı bazı gammazlıkları ortaya döküldü. “Bazı” yazıyorum, çünkü aynı 2009 yılında, o zaman 29 yaşındaki Delyan Peevski isimli birisi, HÖH/D(p)S milletvekili aday listelerine koyularak seçildi ve parti içinde etkili olmaya başladı. Daha doğrusu Ahmet Doğan partide pasifize edilmeye başlandı. Bu da demek oluyor ki, Ahmet Doğan’ın açıklanmayan bir kısım ajanlık dosyaları, kendisine karşı şantaj olarak kullanılıyor.
Oysa Ahmet Doğan, yeni şartlara göre Bulgaristan’da yaşayan Türklerin asimilasyon sürecini çok iyi yönetti:
1993 yılından sonraki 20 yıl boyunca, Bulgaristan’da Türkçe ders kitapları basılmadı. 2013 yılında yardımcı Türkçe ders kitapları basılsa da, Türkçe öğrenim görmek isteyen çocuk sayısı 115 binden 3-4 binlere kadar düştü. 2019 yılında Türkçe ders kitapları basıldığında ise, Türkçe öğrenim gören çocuk sayısı 1-2 binlere kadar düşmüştü. Bugün Kırcaali, Şumnu, Razgrad, Silistre, Aytos, Koşukavak vs gibi Türk azınlığın yoğun olarak yaşadığı merkezlerde tek bir Türk çocuğu Türkçe öğrenimi almıyor.
Türk ulusal bilinci olanların hemen hemen hepsi, ekonomik olarak çökertildi, onlara iş verilmedi ve onlarda ya Türkiye’ye, ya da Avrupa’nın çeşitli ülkelerine göç etmek zorunda kaldılar. Bulgaristan’da Türk asıllıların sadece HÖH/D(p)S militanları, onların yandaşları, yaşlılar, emekliler ve alkolikler kaldı(Bu duruma, Türkiye’deki mafya yapılanmasının parmağı da var, fakat bu başka bir konu)…
Buna rağmen, Ahmet Doğan’a baskılar artmış olacak ki, 2013 yılının başında HÖH/D(p)S yönetimini Lütfi Mestan’a bırakmak zorunda kaldı.
Peki, kimdir bu Delyan Peevski?
1965 yılında, Jivkov rejimine karşı bir darbe hazırlığı deşifre olmuştur ve Bulgaristan tarihine “Gorunya darbesi” olarak geçmiştir. Bastırılan bu “darbenin” faillerinin çoğunun İvraca(Vratsa) partizan çetesinin üyelerinden olmasından dolayı, bu girişimi ihbar eden İvraca kökenli iki DS ajanının yıldızı parlamıştır. Bunlardan birisi Hristo Murgin, diğeri ise Delyan Peevski’nin dedesi olan Angel Krıstev…
90’lı senelerdeki özelleştirmelerden- diğer eski DS ajanları gibi- Murgin ve Krıstev aileleri de büyük pay almışlardır. Murgin’in gelini Mariya Murgina, Bulgaristan Gelirler Ajansı başkanı olarak 2000’li senelerin başında büyük yolsuzluklara karışmıştır.
Angel Krıstev ise, totaliter rejimi döneminde, devlet şirketi olan Bulgartabak aracılığı ile daha 70’li senelerde Türkiye’ye sigara ve Kintex şirketi aracılığı ile de silah kaçakçılığı yapanların başını çekmiştir. Bu kaçakçılığın Türkiye ayağını ise Abuzer Uğurlu ve Avni Musullulu(Sarı Avni) yönetmişlerdir.
Krıstev’in kızı İrena Krısteva(Delyan Peevski’nin annesi), 90’le senelerin başında yapılan özelleştirmeden, başta sigara üreten Bulgartabak olmak üzere, onlarca devlet şirketinin sahibi olmuştur.
HÖH/D(p)S liderliğine hazırlanan Delyan Peevski’nin yükselişi de dedesinin eski DS ajanı ve dolayısıyla annesinin büyük malvarlığından kaynaklanıyor.
Delyan Peevski, daha 21 yaşında Bulgaristan Parlamentosuna sekreter ve Varna Limanı Yönetim Kurula başkanlığına atanmıştır. Daha sonra, 26 yaşında Sofya savcı yardımcısı, 27 yaşında ise HÖH/D(p)S’li Emel Toşkova’nın Doğal Afetler bakanı olduğu dönemde, aynı bakanlığın bakan yardımcısı, 29 yaşında ise HÖH/D(p)S milletvekili yapılmıştır.
2015 yılının sonunda, o dönem HÖH/D(p)S başkanı olan Lütfi Mestan, Delyan Peevski’nin parti içi müdahalesine, baskılara ve sonunda ölüm tehdidi alınca, Türkiye Sofya Büyükelçiliğine sığınmak zorunda kaldı.
Nisan 2016 yılında HÖH/D(p)S’nin başına “seçilen” Mustafa Karadayı ise, geçen Kasım ayında sessiz sedasız istifa etti. Ancak Karadayı’nın, Delyan Peevski yüzünden istifa ettiğini, parti içinde bilmeyen yoktur.
MASAK( Türkiye Mali Suçları Araştırma Kurulu) 2014 yılı raporlarına göre, Dubai üzerinden PKK(Türk milletine ve devletine karşı silahlı ve bombalı eylemler yapan bir terör örgütü) ile sigara kaçakçılığı yaptığı iddia edilen Bulgartabak şirketinin o zamanki sahibi ve mafya bağlantıları olduğu iddia edilen aynı Delyan Peevski…
Bundan dolayı, 2017 yılında, Türkiye’ye giriş yasağı konulan Delyen Peevski…
Böyle birisinin, HÖH/D(p)S başına getirilmesi, Bulgaristan’da yaşayan Türklerle alay edilmesi gibi, “Türk partisi” diye HÖH/D(p)S’nin Türkiye’deki destekçileri için de büyük bir alay konusu olmuştu.
Ahmet Doğan gibi, kendi toplumuna ihanet eden, satan, gammazlayan bir DS ajanının “seninle işimiz bitti” denilircesine değersizleştirilmesi, aşağılanması, saf dışı bırakılması kaderin cilvesi olsa gerek…
Kırcaali teşkilatı dahil, tüm HÖH/D(p)S teşkilatları Delyan Peevski’yi, aynı partiye başkan adayı gösterdiler
Delyan Peevski ve onu HÖH/D(p)S başkan adayı gösteren, aynı partinin Kırcaali bölgesinin sözde “Türk asıllı” 7 Belediye başkanı…
Güler misin, ağlar mısın?
Ancak Haziran ayında yapılan genel seçimlerde HÖH/D(p)S, 47 milletvekili çıkararak Bulgaristan’ın 2. partisi oldu…
Temmuz ayının başında parlamentodaki hükümet kurma oylamasında, HÖH/D(p)S milletrvekillerinin bir kısmı, Delyan Peevski’nin desteklediği hükümet kurma oylamasındaa ret oyu verdiler ve hükümet kurulamadı. İşte ipler ondan sonra koptu…
Kendi partidaşlarını parlamento grubundan ihraç eden 25 HÖH/D(p)S milletvekili
İlk aşamada HÖH/D(p)S parlamento grubundan atılan 17 milletvekili
17 HÖH/D(p)S milletvekili, diğer 25 HÖH/D(p)S milletvekili kararıyla, -partinin eş başkanı Cevdet Çakırov dahil – HÖH/D(p)S parlamento grubundan ihraç edildi. Bundan sonra aynı partinin onursal başkanı Ahmet Doğan devreye girerek, “Bir demet çiçek veya el sıkışmak için geç sevgilim” deyimini de kullanarak, eş başkan Delyan Peevski ile birlikte 5 parti yöneticisini istifaya davet etti. Ondan sonra, parti içindeki Peevski muhalifleri, Sofya’daki parti binasını bastılar. Peevski yanlısı Bulgar basını ise, buna “Taliban yöntemli baskın” diye yazdılar.
HÖH/D(p)S’nin ilkesiz bir çıkar partisi olduğu için, aynı partiden seçilen milletvekilleri de kimin arkasında duracağını şaşırdılar…
Örneğin AKP çevreleri ve Recep Tayyip Erdoğan’a yakınlığı ile bilinen İslimne(Sliven) milletvekili Hüseyin Hafızov, ilk önce Peevski’yi destekledi, daha sonra saf değiştirdi. HÖH/D(p)S’nin % 78 oy aldığı Kırcaali bölgesi milletvekillerinin 4’ü liste başı Peevski’nin arakasında durdular. Bunlar Peevski’nin kendisi dışında; Ayten Sabri, Bayram Bayram ve Elvan Gürkaş oldular. Kimlik ve din değiştiren, yani mürtet olan Pavlin Krıstev ise Peevski karşıtı oldu…
Dikkat çeken bu ayrışmada, tüm Alevi kökenli parti mensupları Ahmet Doğan’ı desteklerken, Suni kökenliler ise her iki gruba dağılmış durumdalar.
Parti içindeki yolsuzluklar, pislikler bir bir dökülmeye başlandı, her iki grup da birbirlerini “derebeylikle” suçlamaya başladılar. Her iki grubun ortak kökeni DS olsa da, araya çıkar, para ilişkisi girdikten sonra, HÖH/D(p)S’nin gerçek yüzü de su üstüne çıkıyor…
HÖH/D(p)S’nin Türkiye ayağına gelince…
Türkiye’deki göçmen dernekleri, HÖH/D(p)S’nin Türkiye ayağı olduğu düşünülse de, onların başkanları üç-beş para için, dünyadan bihaber koşuşturan tiplerdir.
Asıl Sofya Vitoşa otelde, Türkiye’den hangi yapılanmalar, Bulgar istihbaratıyla antlaşma yaptıysa, onlar HÖH/D(p)S’nin Türkiye ayağıdır!
Delyan Peevski, 70’li senelerde Türkiye’ye silah, sigara vs kaçakçılığı yapan Bulgaristan ayağının sorumlusu DS ajanı Angel Krıstev’in mirasçısı olduğuna göre…
50- 60 senedir devam eden Bulgaristan- Türkiye arasındaki kaçakçılığın, Türkiye ayağındaki Abuzer Uğurlu ve Sarı Avni’nin mirasçıları kimlerdir?
Bulgaristan’da yaşayan Türklere yapılan ihanetin Türkiye ayağı da bunlar olsa gerek…
2009 yılında DS dosyaları açıldıktan sonra, yanı 15 senedir tekrar tekrar yazıyorum:
Bulgaristan’da yaşayan Türkleri temsil edecek yeni bir siyasi oluşum şarttır!
Durmuş Arda
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.