Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ ndan yapılan açıklamada, “Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil El Arabi’nin 4 Ağustos’ta yaptığı, ülkemizin Irak‘ın kuzeyinde yuvalanan PKK/KCK terör örgütüne yönelik olarak gerçekleştirdiği operasyonlar hakkındaki açıklamasını kınıyor ve reddediyoruz. Kuzey Irak’a konuşlanan PKK teröristleri tarafından topraklarına gelen saldırılara karşı Türkiye’nin kendini savunma hakkı olduğunu, operasyonların uluslararası sözleşmelere uygun olduğunu, Arap Birliğinin tepkisinin yersiz ve mantıksız olduğu” belirtildi
Açıklamada, sözkonusu açıklamanın, “Arap Birliğ içerisinde herhangi bir şekilde istişare edilmediği ve adı geçenin şahsi görüşlerini yansıttığı” belirtildi.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında, “Bu hususlar, bugün Bakanlığımıza davet edilen Arap Ligi Ankara Temsilcisi Büyükelçi Muhammed Elfettah Naciri’ye de aktarılmış ve El Arabi’nin ifadelerinin kabul edilemez olduğu vurgulanmıştır” ifadeleri de yer aldı.
Bilindiği gibi, Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil e Arabi, yazılı bir açıklama yaparak, “Irak’ın tüm topraklarındaki egemenliği, iyi komşuluk ilişkileri ve iki ülke arasındaki anlaşmalara saygı gösterilmesi ile gerilimi yükseltmeme” çağrısı yapmıştı.
Arap Birliği Genel Sekreteri açıklamasında “Arap Birliği’nin bölge ülkelerinin güvenlik ve istikrarını hedef alan tüm terör eylemlerini kınadığını” vurguladıktan sonra, “bölgenin karşı karşıya olduğu muazzam zorluklarla mücadele, terör ve sınır ötesi tehditlerin ortadan kaldırılması, bölgedeki güvenlik ve istikrarın güçlendirilmesi için ikili koordinasyon ve işbirliğinin yoğunlaştırılmasını” istemişti.
Ancak Katar resmi haber ajansı QNA ise Katar Dışişleri Bakanlığı’nın Arap Birliği’nin açıklamasına “şerh koyduğunu” duyurmuştu. Katar Dışişleri, Arabi’nin açıklamasının “üye ülkelere danışılmadan yapıldığını” ileri sürmüştü
.
Açıklamada Doha’nın “sınırlarını korumak, güvenlik ve istikrarını muhafaza etmek için aldığı önlemler ve attığı adımlarda kardeş ülke Türkiye’nin yanında durduğu” da söylenmişti.
Türkiye’nin Birleşmiş Milletler antlaşmasının 51. maddesi çerçevesinde bireysel veya toplu şekilde kendini savunma ve nereden gelirse gelsin tehdidi ortadan kaldırma hakkının olduğu” vurgulanmıştı, “Türkiye’nin terör örgütlerinin tehdidiyle karşı karşıya geldiği sınırdaki Suruç’ta gerçekleşen saldırıların ardından, bu tehditleri ortadan kaldırma ihtiyacı bir an önce hasıl oldu. Özellikle, Suriye rejiminin yıkıcı eylemleri, bu tür örgütlerin yayılmasına, etkin rol oynamasına yol açtı. Bu da uluslararası güvenlik ve barışa tehdit oluşturuyor. Genel Sekreterin açıklaması ise bu hakkı inkar ediyor” denilmişti.
News
