Yedi kişilik bir grup intihar eylemcisinin, Paris merkezindeki bir konser salonuna, bir dizi restoran ve bara saldırı düzenleyerek 129 masum insanı öldürmesi, yüzlercesini yaralaması, Avrupa’nın en kanlı terör eylemi olarak tarihe geçti.
Bu terör olayı duyulur duyulmaz, bu eylemin arkasında, tüm dünyada kanlı terör örgütü olarak bilinen IŞİD(Irak- Şam İslam Devleti)’ in olabileceğini çocuklar dahi tahmin edebilmişlerdi.
Ancak daha sonra gördük ki, bu yedi kişilik intihar timinin gerçekleştirdiği sadece terör eylemi değildi…
Terör eylemcilerin çoğunun Fransa vatandaşı olmasına rağmen, Batı toplumuna karşı kin besledikleri açıkça görülmektedir; konser salonu, restoran, bar gibi yerlere saldırmaları ise, Avrupa yaşam tarzından nefret ettikleri anlaşılmaktadır.
Bu saldırı, doğrudan Avrupa yaşam biçimi ve tarzına yapılmıştır.
Şimdi herkes kalkmış Irak ve Suriye’de olan IŞİD’ i suçluyor…
Peki, bu konuda Batı ülkelerinin, özellikle de Fransa’nın hiç mi suçu yok?
Bilindiği gibi, Fransa, Afrika’yı en çok sömüren ülkelerden birisidir. Fransa’da yaşayan 5 milyon civarındaki Müslüman’ın çoğu bu eski sömürü ülkelerindendir.
Fransa’nın sermaye birikimi, Almanya’daki gibi üretimden gelmemektedir, Afrika kıtasının sömürüsünden gelmektedir; Paris’teki Eyfel kulesi, Louvre müzesi, tiyatrolar, konser salonları, restoranlar, barlar, binalar, caddeler, sokaklar vs Afrika’daki Müslümanların sömürüsünden elde edilen gelirle yapılmıştır. Bu sömürü, Afrika’nın bazı bölgelerinde hala sürmektedir.
Bu sömürü ülkelerinden Fransa’ya gelen Müslümanlar ise entegre edilip, bu sömürü sermayesinden pay verilmek yerine, Paris’in varoşlarına hapsedilmiştir.
Aslında Fransa devleti bu ayrımcılığın farkındadır ve bunu örtbas etmek için de her kurulan kabineye bir Afrika kökenli bakan atamaktadır; daha önceki Sarkozi kabinesindeki bu bakan Fas, şimdiki Hollande kabinesindeki ise, Tunus kökenlidir…
Yine de…
Avrupa ülkelerinden İŞİD’ e 3 bin kişiden fazla katılan olmuştur. Bu da bir tugay asker eder.
Bunların 1700’ü Fransa’dandır. Bu da bir alay asker eder.
Yetmedi… Avrupa ülkelerinden İŞİD’e katılmak için 10 bin kişinin fırsat kolladığı bilinmektedir. Yani IŞİD’ e hazır bir tümen asker… Bunların 7 bininin de Fransa vatandaşı olduğu bilinmektedir…
Yani Avrupa’da 10 bin, Fransa’da ise, 7 bin potansiyel intihar eylemcisi vardır.
Avrupa’ nın göbeğindeki bu potansiyel 10 bin intihar eylemcisini İŞİD mi yarattı?
Televizyonda defalarca gösterilen o Paris stadındaki korkuyu, sarılarak birbirilerini teselli eden sevgilileri seyrederken hep şunu düşündüm:
“Acaba bu intihar eylemcileri, Paris’in sanatını veya güzelliklerini yaşamak için, bir sevgilinin veya bir eşin elinin sıcaklığını elinde hissetmişler midir? Bir kız arkadaşla veya bir kadınla bir müzeye, bir tiyatroya, bir konsere, bir sanat galerisine, bir restorana, bir diskoya veya bir bara gitmişler midir?”
Hiç zannetmem…
Öyleyse bu sadece IŞİD terörü değildir; dışlanmışlığın, sömürünün, ayrımcılığın, ötekileştirmenin de terörüdür…
Bilindiği gibi, Hasan Sabbah diye birisi, şimdiki İran’da bulunan Alamut Kalesi olarak bilinen bir yerde, cennet vaadiyle onlarca genci kandırarak intihar fedaisi yaparak, ortaçağın Ortadoğu’sunda terör estirmiştir.
Yeniçağın Hasan Sabbah’ı İŞİD, Alamut Kalesi Ortadoğu ise, bu kanlı terör örgütünün Rönesans yaşamış, Çağdaş Avrupa’dan da fedai bulması, düşündürücü değil midir?…
Durmuş Arda
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.