(Mizah)
Sakın, köpek deyip de geçmeyelim.
Köpekoğlu,daha dünyamızın karanlık dönemlerinden günümüze dek, insanın hep yanında kalmış, onun en ciddi, en samimi dostu olduğunu defalarca kanıtlamıştır.
Köpek milleti, her kiminle olursa olsun, ilişkilerinde ikiyüzlülük, isterseniz ona riyakarlık deyin, nedir bilmez…
Şimdi, gelelim, neden bu kadim dostumuzdan dem vurduk?!
Oturduğum mahallede komşumun köpeğini bir türlü çözemedim gitti. Bu hayvancağız,bir tanıdık ya tanımadık olsun, sokaktan geçen hiç kimsenin yüzüne, öylesine, gelişigüzel asla ve asla ürmez.
Ancak, komşu mahalleden biri var ki, her ne vakit daha sokağımızın başında belirir, belirmez bu Allah’ın canlı varlığı, sincirini parçalarcasına ataklar yapar, elinde olsa, bu adamı dişleri arasına alıp çıtır kıtır yiyecek…
Yüzeysel bir araştırma sonucu anlaşıldı ki, bu şahıs hırsızlık suçlarından defalarca cezaya çarptırılmış, hatta demir parmaklıklar arkasında bir hayli vakit geçirmişmiş…
Hal böyle iken niye biraz gerçekçi olmayalım. Hükümetimizin şu anda hırsızlardan ve yolsuzlardan başı dertte, değil mi? Onların foyalarını çıkarmak için oraya, buraya kameralar, pahalı pahalı cihazlar yerleştiriliyor. Bu harcamalar da hep halkımıza mal olmuyor mu?
O halde, köpeklerden uyuşturuculukta nasıl ucuzca yararlanıyorsak, hırsızları, yolsuzları yakalamada da bal gibi yararlanamaz mıyız? Her makamın, dükkan ve kuruluşun giriş ve çıkışlarına kamera yerine bir akıllı köpek oturtalım, yetmez mi?! Bu yerlere girip çıkanlar, köpekle kısa bir göz teması kurdular mı, yeter de, artar da…
Ancak Millet Meclisi’mizin portaları bir hayli geniştir. Böyle yerlerde tek bir köpekle baş edeceğimizi sanmıyorum.
M.Alev
17.12.2015 Smolyan
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.