Bugün Bulgaristan Parlamentosundaki sağ patriotar görüşlü milletvekillerin oylarıyla seçim kanununda bazı değişiklikler yapıldığı bildiriliyor. Bu değişiklikle, Türkiye’de yaşayan Bulgaristan vatandaşlarının genel seçimlerde oy kullanma hakları kısıtlanmaktadır.
Bu seçim yasasına göre, Avrupa Birliği ülkelerinde yaşayan Bulgaristan vatandaşlarına, Avrupa’nın her hangi bir şehrinde 100 seçmenin dilekçe verildiği taktirde bir sandık kurulurken, Türkiye’de sadece Bulgaristan dış temsilciliklerinde ve bir milyondan fazla insanın yaşadığı şehirlerde oy kullanma hakkı getiriliyor; Çorlu, Lüleburgaz, Tekirdağ vs gibi yüz binlerce göçmenin yaşadığı merkezlere tek bir seçim sandığı hakkı verilmiyor.
Bu yasanın Türk asıllı seçmenlere karşı olduğu apaçık görülmektedir. Daha doğrusu, yeni kurulan DOST partisinin önünü kesmek için çıkarılan bir yasadır.
Bu yasaya karşı çıkan DOST partisi başkanı Lütfi Mestan şu açıklamayı yapmıştır:
“Bu büyük Perşembe(Hıristiyan yortusu olan Paskalya arifesindeki gün), 26 senelik Bulgaristan demokrasisinin en kara günüdür. Demokratik Bulgaristan Parlamentosu, bugün, açıkça faşist suç eyleminin esiri olmuştur, bunun tüm suç ortakları bilinmektedir, çünkü bu Anayasa ve Bulgaristan’ın imzaladığı bir sürü uluslararası sözleşmenin, Uluslararası Vatandaşlık ve Siyasal Haklar Sözleşmesinde yer alan herkesin seçimlerde eşit oy kullanma hakkının ihlalidir. Bu kararla Kanada, Amerika, Türkiye ve diğer Avrupa ülkesi olmayan devletlerde yaşayan çok sayıda Bulgaristan vatandaşı diskriminasyona(ayrımcılığa) uğramış olacak. Çağdaş Bulgaristan demokrasisi ve parlamenter sistemi, faşizmin pençeleri arasına sıkıştırılmıştır. Bu utanç verici seçim kanunu metnini kabul eden parlamento grubu liderleri dışında, Başbakan Boyko Borisov’ da doğacak sonuçlardan sorumludur. Bütün bu gayretler, yeni kurulan DOST partisinin önünü kesmek içindir. Bu Başbakan Borisov ile yapılan toplantının resmi stenograf kayıtlarından da görülüyor. DOST partisi, aşırı sağcılar için kötü, NATO ve Avrupa yanlıları için ise, çok iyi bir haberdir.”
Bilindiği gibi Bulgaristan’da 1993 yılından beri Türkçe ders kitapları basılmamaktadır. Türkçe seçmeli ders olsa da çeşitli zorluklar çıkartılarak, 1993 yılında 100 bin Türkçe öğrenim gören çocuk sayısı, şimdilerde 6 binlere düşürülmüştür; Kırcaali, Mastanlı, İridere, Koşukavak gibi Türklerin çoğunluk olduğu merkezlerde tek bir çocuk Türkçe öğrenim görmemektedir. Kırcaali gibi bölgelerde Türkler çoğunluk olsa da, devlet dairelerinde sadece % 10’una çalışma hakkı verilmektedir. Türkler ekonomik olarak çökertilip, gurbet yollarına düşürülmektedir.
En son bu seçim yasasında yapılan değişiklikle, Bulgaristan’da yaşayan Türklere karşı senelerdir uygulanan diskriminasyon(arımcılık) politikalarına bir yenisi daha eklenmiştir.
Bugün Kırcaali sokaklarında gördüğüm vatandaşlar, “Artık bıçak kemiğe dayandı, kaybedecek bir şeyimiz kalmadı, azınlıkların problemleri, çoğunluğun parlamentosunda çözülmez, 90’lı senelerin başındaki gibi sokaklara dökülmeden bu işler düzelmez” diyorlar.
Durmuş Arda
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.