Dün Sofya’da yapılan Hürriyet ve Şeref Halk Partisi(HŞHP) 2. Olağan Genel Kurul Toplantısında, parti yönetiminde görev değişikliğine gidildi. Aralık 2012 yılından beri parti başkanı olan Korman İsmailov’un yerine, Bulgaristan Savunma Balkanı Yardımcısı olan Orhan İsmailov, parti başkanlığına getirildi.
Altı ay öncesine kadar Bulgaristan’da yaşayan Türklerin destekleyebileceği iki parti vardı. Bunlardan birisi HÖH/D(p)S, diğeri ise HŞHP…
2012 yılında kurulan HŞHP, senelerdir Bulgaristan’da yaşayan Türklerin asimilasyonu için çalışan HÖH/D(p)S’nin alternatifi olarak görülmüştü.
Her ne kadar kötünün iyisi olsa da HŞHP, yeni bir umut, yeni bir hareket olarak kendini pek gösteremedi…
Bulgaristan 2013 genel seçimlerine, Çar Simeon’un NDSB partisiyle koalisyon kurarak katılan HŞHP, koalisyon olarak Bulgaristan genelinde ancak %1.5 oy alabildiler. Bu da %4 ülke barajının çok altında olduğu için parlamentoya milletvekili seçtiremediler.
Yine Bulgaristan 2014 genel seçimlerine Reformcu Blok koalisyonu içinde yer alan HŞHP, her ne kadar parti başkanı Korman İsmailov’u Sofya’dan milletvekili seçtirebilse de, Türklerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerden aday gösterilmelerine rağmen Kasım Dal, Bilgin Yakubov gibi parti yöneticileri parlamento dışında kaldılar.
Örneğin 2014 Bulgaristan genel seçimlerinde, Reformcu blok içinde yer alan HŞHP, hiçbir miting veya geniş çaplı toplantı yapma gereği duymamıştır, sadece “Aramızda DS ajanı yok ve aramıza almıyoruz” propagandası yapmıştır. Oysa Bulgaristan’da yaşayan Türklerin bir suru sorunları vardı; ekonomik sorunlar, Türkçe öğrenim, kültürel haklar, ayrımcılık vs gibi. HŞHP, bunlara hiç değinmedi, çekindi… Hatta Reformcu Blok içindeki Bulgar etnik milliyetçilerinin altında ezildi, ezildi…
Yine örneğin 2014 Bulgaristan genel seçimlerinde, HŞHP, Türkiye çapında biraz çalışma yapsaydı Kasım Dal, Bilgin Yakubov milletvekili seçilebilirlerdi. Çünkü milletvekilliğini çok az farkla kaybettiler. Aynı seçimlerde Reformcu Blok Türkiye’den ancak 480 civarında oy alabildi. Oysa HŞHP’nin Türkiye, Ankara, İstanbul vs masa başı temsilcileri vardı… İstanbul’dan Reformcu Blok’a hiçbir sandıktan 10’dan fazla çıkmadı. Ankara’da ise, sadece iki sandıktan 25’er oy çıktı.
Kemoterapi tedavisi gömeme rağmen ve “temsilci” gibi sıfatlar kullanmadan, kendi inisiyatifimle, sadece bir günlük çalışmayla, Lüleburgaz’da kurulan seçim sandığında Reformcu Blok’ a 39 oy toplayabildim. Bu da Türkiye’deki bir sandıkta Reformcu Blok’a verilen en çok oydu. Bunları övünmek için yazmıyorum, güzel bir organizasyonla ve güzel bir çalışmayla Türkiye’deki her sandıktan Reformcu Blok’a ortalama 100’er oy toplansaydı, bugün Kasım Dal ve Bilgin Yakubov milletvekili olacaklardı. Maalesef bu çalışma yapılmadı.
HŞHP, her nedense bir parti olarak Bulgaristan çapında teşkilatlanma gereği de duymadı, onun için geçen her iki seçimde de, HÖH/D(p)S karşısında başarısız oldu.
HŞHP, – iki senedir hükümet ortağı olarak- Bulgaristan’da yaşayan Türkler açısından da bir varlık gösteremedi. Örneğin Reformcu Blok’a verilen bir sürü bakanlık olmasına rağmen, Kırcaali bölgesinde bu bakanlıklara bağlı kurumlara tek bir Türk asıllı atanmamıştır. Yani hiçbir Türk, hükümet nimetlerinden faydalanamamıştır veya faydalandırılmamıştır.
Senelerdir HŞHP başkanı Korman İsmailov’u yakından izleme imkanım oldu. Korman İsmailov, Sofya’da Türklerin çok az olduğu bir ortamda yetişmiştir. Çocukluğunda hiç Türk arkadaşı olmamıştır ve hiçbir çocukluk arkadaşıyla “Biz Türkler Bulgaristan’da eziliyoruz, buna bir çare bulmamız lazım!” muhabbetinde bulunmamıştır. 2015 yılının başında Korman İsmailov’a, 1993 basımlı yırtık, parça parça bir Türkçe ders kitabı gösterdiğimde, sadece “biliyorum” demiştir ve daha sonra bu konuda hiçbir girişimde bulunmamıştır. Korman İsmailov’un etnik Türklerin arasında kendisini rahat hissetmediğini, hatta etnik Bulgarların arasında daha rahat davrandığını tespit ettim.
Şimdi birileri çıkıp, “senelerdir neden HŞHP’yi destekledin?” diye çıkışabilir.
Şunu açıkça belirteyim:
HŞHP, HÖH/D(p)S ile kıyasla belki bin kattan daha fazla insan haklarına değer veren, demokrat bir partidir. HŞHP’nin, HÖH/D(p)S gibi Bulgaristan’da yaşayan Türkleri, Hıristiyan- Slav kültürüyle bütünleştirme, yani asimile etme gibi gizli bir misyonu da yoktur.
HŞHP, DOST partisi kurulmadan önce, Bulgaristan’daki partiler arasında kötülerin iyisiydi…
Ancak DOST partisi kurulduktan sonra, durum değişti. DOST partisi, geniş kitlelere hitap eden bir parti oldu, söylemleri ve çıkışları çok farklıydı. Türk kimliğinden, azınlık haklarından bahsetmeye başladı. DOST Partisi başkanı “ Ne mutlu Türküm diyene” diyebiliyor, ezilen Türklerden bahsedebiliyor.
HŞHP’nin aksine, DOST partisi mahalle mahalle, köy köy, kasaba kasaba, kent kent örgütleniyor. Yani her yerde teşkilat kuruyor. Bunun meyvelerini de en son yapılan Bulgaristan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aldılar.
HŞHP, şimdiye kadar ne böyle örgütlenme, ne de böyle teşkilatlanma gayreti içinde olmuştur, yani geniş kitlelerden hep kaçınmıştır.
Şimdi HŞHP’de gitti İsmailov, geldi İsmailov…
Ne değişecek?
Orhan İsmailov, farklı bir yöntem ve farklı bir çıkışla % 0,5’lerde olan parti oylarını ne kadar arttırabilir? Tüm gayretleriyle ancak %1’lere çıkartabilir. Buda parlamentoya girmek için % 4 ülke barajının çok altında…
“Bir musibet bin nasihatten iyidir!” derler ya…
Reformcu Blok içinde gerek Korman İsmailov, Bulgaristan Savunma Bakanlığı Yardımcılığı döneminde gerek Orhan İsmailov, kendilerine yapılan ayrımcılıkları gördüler…
Benden söylemesi:
Geriye yeni kurulan DOST partisiyle seçim ittifakı kalıyor!
Durmuş Arda
News
