Bugün(Cuma) Yeşilköy Polat otelde, Rumeli Yönetici ve İşadamları Derneğinin düzenlediği yemekli toplantıya Rumeli kökenli Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, bazı Rumeli kökenli milletvekilleri, Balkan ülkelerinin İstanbul’daki en üst düzeydeki dış temsilcileri, Rumeli kökenli işadamları, Rumeli kökenli ses sanatçıları Arif Şentürk ve Faruk Yılmaz, Rumeli kökenli Dernek yöneticilerinden oluşan 500 kişi katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Rumeli Yönetici ve İşadamları Derneği başkanı Cavit Ganiç, “Vakıflar Genel Müdürlüğü, TİKA, YTB, Yunus Emre Enstitüsü gibi kuruluşların başına, Rumeli kökenli olan Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu’nun getirilmesinden dolayı gurur duyuyoruz… Balkanlara yönelik her tür çalışmaya katkıda bulunmaya hazırız…” dedi.
Daha sonra söz alan Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın selamlarını getirdiğini belirttikten sonra, özetle şu konuşmayı yaptı:
Hakan Çavuşoğlu
“…786 bin kilometre karelik bir coğrafyaya sığdırılmış olsa da, Türkiye, sadece bu coğrafyadan ibaret bir ülke değildir. Türkiye, aynı zamanda yüz yıllara sahip bir şekilde, yüz milyonluk Asya’ya medeniyeti teşkil etmiş, bu coğrafyayı hoşgörü adası, barış iklimi haline getirmiş, büyük bir medeniyeti ve büyük bir gönül dağının da olduğu bir yerdir… Bu coğrafyada yaşayan herkes, yüzünü Türkiye’ye çevirmiştir, duasını burası için yapıyor… Sorumluluğumuz sadece bu topraklardan ibaret değildir, aynı zamanda tarihin bir tecellisi olarak sınırları cetvelle çizildiği yerlerde ailelerin birbirinden ayrıldığı, köylerin birbirinden ayrıldığı yerlerde, kader neticesinde oralarda kalmış, ama gönlü burada olan insanlar, her zaman için bizden bir ses, bir medet, kendileriyle ilgili güzel bir düşünce ifadesi bekliyorlar…
Bana bu görev tevdi edildiğinde, kendisine teşekkür etmek için telefonla aradığımda sayın Cumhurbaşkanımız bana iki şey söyledi, ‘Siz Bursa milletvekilisiniz, Bursa’ ya sahip çıkacaksınız’ ikinci olarak da söylediği, ‘Siz bir Balkan çocuğusunuz, oradan geldiniz, o topraklarda yaşayan ve bugün o topraklardan göç ettirildiği için, buralara göç eden kardeşlerimizle ilgilenecek, onların dertleriyle dertleneceksiniz’ diye talimatta bulundu… Bu görev, bu sorumluluk, aynı zamanda bir teveccüh, bir onur meselesidir, ama bu onur, bu salonda bulunan kardeşlerimizin hepimizin taşıyacağı bir onurdur(salondan büyük alkışlar). Allah bizleri mahcup etmesin!…
Tabi TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, YTB, Vakıflar Genel Müdürlüğü, bu medeniyet coğrafyasında çok önemli hizmetlerde bulunuyorlar, bugün baktığımız zaman yıkılmaya yüz tutmuş, kendi haline bırakılmış onlarca tarihi ve kültür eserimiz yeniden ayağa kaldırılıyor ve yeniden ihya ediliyor…”
Değerli kardeşlerim, bir taraftan Balkanlar, bir taraftan Kafkaslar, bir taraftan Ortadoğu’daki Türkmenler, hatta Kuzey Afrika’ya baktığımız zaman, bu coğrafyada yaşayan kim varsa; mağdur, mazlum, ihtiyaç sahibi olan, olmayan, hepsinin gözü bu tarafta, ama onun da ötesinde bu coğrafya bulunduğumuz stratejik durumu itibariyle başkalarının da gözü önünde, başkalarının da bu coğrafya üzerinde bir takım operasyon niyetleri var. Bu coğrafya üzerinde, yeniden ameliyat icra etmek istiyorlar. Türkiye son yıllarda güçlü adımlar atıyor, yapmış olduğu hamlelerle gücüne güç katarken, hem alt yapısını, hem teknolojik seviyesini, hem savunma sanayi yatırımlarıyla beraber, sağlamış olduğu savunma gücüyle, bölgesini yöneten aktör olma yönünde emin adımlarla ilerlerken, diğer tarftan da çok ağır saldırılarla karşı karşıya kalıyor…
Bizim 1. Dünya Savaşının neticelerini, çok iyi okumamız lazım. Eğer 1. Dünya Savaşında ve Kurtuluş Savaşında kendi küllerinden doğan bu millet, kendisini zincire vurmak isteyenlere karşı, yokluk içerisinde adeta bir anka kuşu misali vermiş olduğu mücadeleyle kendisine burayı vatan kılarken, saldıranlar, nihai hedefine ulaşamamışlardır ve zamanı beklemek suretiyle yeniden bu tasarrufların ortaya koymaları ve yaniden aynı amaçla bu bölgeye gelmelerini zaten bekliyorduk. Sonuç itibariyle, yüz yıl sonra bugün, bu coğrafyada, yine birileri birilerini arkasına almış ve cirit atmaya devam ediyorlar. Son olarak Suriye’de yaşadıklarımız, Kuzey Irak bölgesel yönetimi tarafından alınmış bir referandum olayı, bunun bir göstergesidir. Her ne olursa olsun, biz attığımız adımlardan eminiz. Biz, oynanan oyunların senaryosunun nereden yazıldığının da farkındayız, Biz kuklayı değil, kuklayı elinde tutanı da biliyoruz.Onun için birlik ve beraberliğimizi muhafaza ederek, aynı amaç etrafında kenetlenerek, – göreceksiniz- bu günlerin de üstesinden çok rahat bir şekilde geleceğiz ve Türkiye, hak ettiği noktaya muhakkak ulaşacaktır…”
Daha sonraki konuşmasında Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Balkanlar’da yaşanan sorunlardan bahsederken, Saraybosna daki % 40 işsizlikten, Yunanistan da yaşayan Türklerin bölgelerine yatırım yapılmamasından, Bulgaristan’daki etnik temizlikten söz etti.
Hakan Çavuşoğlu, Balkan ülkelerinden gelen hastaların Türkiye’de ücretsiz tedavi görmelerini sağlamaya devam edeceklerin, istisnai vatandaşlık konusunda kolaylık sağlanacağını, yurtdışında Üniversite öğrenimi gören öğrencilerin Türkiye’deki denklik sorunlarıyla ilgili ise, “Burada denkliğini alanlar var, alamayanlar var, buda bir gerçek; Bulgaristan’daki Romanya’daki, Gürcistan’daki okullardan mezun olan kardeşlerimizin hiçbir şekilde herhangi bir sınava muhatap kalmadan aldıkları diplomalarının burada tanınmasını istemelerini saygıyla karşılıyorum, ancak her ülkenin kendine ait bir eğitim sistemi var, kendine ait bir müfredatı var ve özellikle sağlık bağlamında fizik tedavi olsun, Tıp Fakülteleri olsun, eczacılık olsun, buradan bir takım sınavdan geçmeleri ve bu sınavları başarılı bir şekilde vermek suretiyle denklik belgelerin almaları gerekiyor. Onlar için de gerekli çalışmaları sürdüreceğiz , inşallah onların da önünü açacak düzenlemeleri gerçekleştireceğiz” diye ifade etti.
Yemekten sonra, Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, toplantıya katılanların gündeme getirdikleri sorunlarla tek tek ilgilendi.
Haber: Durmuş Arda
News
