Yıllar önce, Bulgaristan’daki şehitlerimizi anma törenleri ile ilgili özetle şöyle bir yazı yazmıştım:
“Bulgaristan’da 26 Aralık 1984 günü, Türklere karşı girişilen ilk asimilasyon girişiminde 20 aylık bir bebek, 16 yaşında bir çocuk da olmak üzere onlarca Türk şehit edilmişti…
1990 yılında Bulgaristan demokrasiye geçtikten sonra, o zamanki rejimin gizli servisi olan DS, bu şehitleri anma törenlerini kontrollü yapılması için, DS ajanlarınca kurulan HÖH/D(p)S’yi görevlendirmişti…
Daha sonra aynı HÖH/D(p)S, kendi tekelindeki bu “şehitleri anma törenlerini” kendi propaganda mitinglerine çevirdi…
HÖH/D(p)S ve yandaşları için 24, 25, 26 Aralık günleri yine çok yoğun geçecek…
Bir kısmı, Bulgaristan’da Türklere uygulanmak istenen asimilasyon politikalarına karşı, Tosçalı köyü halkının ilk kalkışma yeri olan Sütkesiği mevkiinde “24 Aralık kahramanlarını anma törenine…”
Bir kısmı ise, 25 Aralık’ta Edirne Türkan bebek anıtında düzenlenecek olan “ Türkan bebeği anma törenine…”
26 Aralık günü ise hepsi, Yoğurtçular köyündeki Türkan bebek ve diğer iki şehit anıtının olduğu yerde ve Mastanlı şehitlerinin anıtının olduğu yerde toplanarak, “Anma töreni” altındaki HÖH/D(p)S propaganda mitinglerine katılacaklar…
HÖH/D(p)S’nin Türkiye’deki uzantıları İstanbul, Bursa, İzmir gibi şehirlerde harıl harıl çalışıyorlar. HÖH/D(p)S ve ona bağlı belediyelerden ihale alan şirketler kesenin ağzını açmış, daha önceki senelerde olduğu gibi, Türkiye’deki 1989 göçmenlerini otobüslerle bu “Türkan bebeği anma töreni” altındaki HÖH/D(p)S mitingine bedava taşıyacaklar.
Sadece bu sene tepkilerden dolayı, bu partinin Türkiye’deki uzantıları, Bulgaristan pasaportlarında Hıristiyan- Slav isimleri taşıyanları, tahsil edilen otobüslerle artık taşımayacaklarını beyan ettiler… Yani mahalle baskısı az da olsa etkili olmuş…
(Bilindiği gibi, Türkiye’de yaşayan 1989 göçmenlerinin % 40’ı, kullandıkları Bulgaristan pasaportlarında 1984-1985 yıllarında zorla verilen Hıristiyan- Slav isimlerini hala taşımaktadırlar. 10 sene önce bu oran % 70- 80 civarındaydı. Senelerdir yapılan baskılardan dolayı, bu oran ancak % 40’ lara indirilebildi…)
Yoğurtçular köyünde kurulacak kürsünün arkasındaki pankartın bir tarafında yine “DPS”, diğer tarafında “HÖH”, ortasında ise “Anma töreni” yazacak…
Kürsüye yine eski rejim yanlıları, eski DS ajanları, eskiden zulmün bir parçası olanlar veya onların çocukları, hatta Türkan bebeğin de olduğu yürüyüşü ihbar edenler dizilecek…
….HÖH/D(p)S’nin bu şehitler konusunda garip bir politikası vardır…
Senelerdir bu şehitlerin sömürüsünü yapar, fakat bu şehitlerin katillerinin deşifre edilip yargılanmaları için hiçbir girişimde bulunmaz.
HÖH/D(p)S’nin siyasetinde anıt yaptırma konusunda da bir gariplik vardır…
10-15 sene önce, HÖH/D(p)S milletvekilleri veya mensupları, Osmanlı döneminde şimdiki orta ve Kuzey Bulgaristan’da komitecilik yapmış, ancak daha çok 15 yaşında bir çocuğu öldürdüğü için idam cezası alarak asılan, fakat sağlığında Kırcaali bölgesine hiç uğramamış olan Levski gibi birisine, Kırcaali merkezinde anıt yapılması için 15 bin Leva kaynak yaratmışlardı.
Aynı HÖH/D(p)S mensupları, Edirne’de Türkan bebek anıtı yapılması için 9 bin Leva veya Lira aktarıyorlar. 25. 12. 2013 tarihinde Edirne’de yapılan bu Türkan bebek anıtı açılışında, HÖH/D(P)S başkan yardımcısından tutun da, Kırcaali bölge belediye başkanlarına kadar, “Bu girişimde bizim de katkımız var” dercesine, Türkiye’deki uzantılarıyla birlikte gövde gösterisi yapmışlardı…
Bulgaristan’da Türkan bebeğin tek bir yerde anıtı vardır. O da şehit edildiği Yoğurtçular köyündedir. Bu köy ve civar köylerin % 80’i, 1989 göçüyle boşaltılmıştır. Bu anıta yılın tek bir günü dışında, yani 26 Aralık günü dışında, pek uğrayan yoktur.
Bulgaristan’da Kırcaali gibi, asimilasyona en çok maruz kalan merkezde, Türkan bebek anıtı yokken…
HÖH/D(P)S ve Türkiye’deki uzantılarının Edirne’den sonra İstanbul, Bursa, İzmir gibi merkezlere de Türkan bebek anıtı yaptırma projeleri vardı…
Yani HÖH/D(P)S, 1989 yılında kendisiyle aynı ismi taşıyan kız kardeşi Türkan, abisi Turan, annesi, babası ve binlerce Türkan ve Türker gibi, annesinin kucağında ilk şehit edilen 20 aylık Türkan bebeğe de göçü reva görüyor… Yani Türkan bebeği de buralara göç ettirip, zamanla unutturmaktı, fakat tepkilerden dolayı bundan vazgeçtiler.
Türklerin çoğunlukta olduğu Kırcaali’de yüzlerce anıt varken… Etnik Türk’e ait olan tek bir anıt vardır. O da Kırcaali Tiyatrosunun önünde bulunan Kadriye Latifova anıtıdır.
Artık Kırcaali’ye, 1984-1985 asimilasyon döneminde zalimce şehit edilen 17 aylık Türkan bebek, 16 yaşındaki Mümin Ahat, Yusuf Halilibrahim, Mehmet Habil, Aliosman Ali, İbrahim İbrahim, Mustafa İbrahim, Mustafa Osman, Mustafa Ali, Abdüllaziz Bekir, diğer şehitler, Belene kampında veya başka yerlerde işkence görenler anısına birer anıt yaptırma zamanı gelmedi mi?”
Nihayet dün DOST Partisi başkanı Lütfi Mestan, seneler önce yazdıklarımın doğrultusunda bir deklarasyonla, bu şehitleri anma mitinglerinin günlerini, “…bu anma törenlerini, hiçbir partinin bencilce kendi takvimi haline getirerek gasp etme hakkı yoktur…” çıkışı yapmıştır.
Oysa daha önceki ve geçen seneki şehitleri anma törenleri, çeşitli parti bayrakları veya parti şapkaları ile kirletilmişti.
DOST Partisi, bu seneki 24-27 Aralık tarihlerindeki şehitleri anma törenlerinde iyi bir örnek olmak istiyor.
Bu da kutlaması gereken bir olaydır.
Durmuş Arda
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.