Türk milletinin iktidarıyla, muhalefetiyle tek yürek olup, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Afrin’deki PKK hedeflerine karşı başlattığı hareketi desteklemesi, Bulgaristan Cumhurbaşkanı Radev ve Yunanistan Başbakanı Çipras’ı, her nedense rahatsız ediyor…
Bulgaristan Cumhurbaşkanı Radev’in “Suriye’de olanlar hepimizi endişelendiriyor. Güçlü bir askeri kampanya yürütüldüğünü görüyoruz. Toplu hava saldırıları yapılıyor, sivil vatandaşlar öldürülüyor. Bence bu çok tehlikeli bir süreç. Suriye’de durumun gerginleşmesi ciddi zorluklara yol açacaktır. Umarım AB nihayet kendi görüşünü beyan eder ve en sonunda olaya müdahale eder. Umarım AB bu olayların dışarıda, başka yerlerde, başka müzakerelerde çözülmesini beklemez. Çünkü bu sorunlar bumerang gibi bizim üzerimize geri dönecektir.” demesinin arkasında, hiçbir iyi niyet göstergesi yoktur.
Türk milletinin terör belasından kurtulmak için tek yürek olup mücadeleye girişmesi, Bulgaristan Cumhurbaşkanı Radev’i neden rahatsız ediyor? Bulgaristan’daki bazı şirketlerin PKK teröristlerine artık gizli gizli silah satamayacağı için mi veya bazı Bulgaristan şirketlerinin PKK terör örgütüyle sigara kaçakçılığı yapamayacağı için mi? Yoksa bir eski askeri hava pilotu olan Radev, 20 metre alçalıp hedeflerini vuran Türk pilotları karşısında aşağılık kompleksi, eziklik mi duyuyor?
“İnsan büyür beşikte/ mezarda yatmak için…/ Kahramanlar can verir/ yurdu yaşatmak için…” yazarak, teröre karşı göreve çıkan bir Türk pilotu… Dünyada bunun başka bir örneği yoktur! Bazı odakların korkusu da ondan…
Radev, birkaç yüz mülteciye çare bulamayan biçare Bulgaristan Cumhurbaşkanı olarak, birkaç yüz bin mülteci karşısında pes eden Avrupa Birliğini göreve çağırıyor… Kime karşı? Üç buçuk milyon mülteciye kucak açan ve ihtiyaçlarını karşılayabilen bir Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı…
Totaliter rejiminin askeri okullarında, “Türkler, domates sırıklarıyla, biz Bulgarlarla karşı savaşa hazırlanıyorlar” propagandasıyla yetişen, kendi ülkesindeki azınlıklara seçme seçilme hakkı tanımayan bir Radev’ten, dünyayı doğru okuması beklenebilir mi?
Türkiye’nin Bulgaristan’a Avrupa’dan daha yakın olduğunu, Türkiye’de istikrar ve huzur yoksa, bunun Bulgaristan’a muhakkak etkisinin olacağını, etnik milliyetçi veya asker kafasıyla düşünen Radev gibilerinin bunları anlamasını bekleyebilir miyiz?…
Yunanistan Başbakanı Çipras’ın Davos Ekonomik Forumunda, “Türkiye’nin bu agresif davranışı karşısında ne yapacağımıza da karar vermeliyiz. Lüksemburg ya da Hollanda gibi ülkelerde yaşayanlar için agresif olmak kolay çünkü komşuları Türkiye değil, Belçika ya da Lüksemburg…” demesinin arkasında da iyi niyet yoktur.
Birinci Dünya Savaşından sonra, Batı Anadolu’yu Ankara sınırlarına kadar işgal eden, uluslararası antlaşmalara rağmen 1974 yılında Kıbrıs’ı ilhak eden, yani kendisiyle birleştirmeye(enosis) kalkışan, senelerdir PKK terör örgütünü destekleyen ülkelerin önünde gelen, 1999 yılında terörist başı Abdullah Öcalan’ın Yunanistan’ın Kenya Büyükelçiliğinde saklamaya kalkışan ve en son Türkiye’deki 15 Temmuz darbecilerine kol kanat geren Yunanistan, Türkiye’yi agresif bir komşu olmakla suçlayabiliyorsa…
Çipras’ın bu çıkışı da, komşuluk açısından bir iyi niyet göstergesi olmasa da, üretime dayalı bir ekonomisi olmadığından dolayı zorluklar çeken Yunanistan için, Avrupa Birliğinden daha çok para kopartma taktiği olduğu apaçık ortada…
Görüldüğü gibi, üretime dayalı ekonomileri olmayan Bulgaristan ve Yunanistan, üretime dayalı ekonomisi olan ve gün geçtikçe gelişen Türkiye’ye karşı yıkıcı ve agresif politikaları kendileri yürütüyorlar.
Onun için, gerek Bulgaristan’ın, gerek Yunanistan’ın, Türkiye’nin uluslararası alanda daha çok güçlenmesinden ödleri kopuyor.
Durmuş Arda
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.