Geçtiğimiz günlerde, Kurban Bayramını kutladık…
Ancak biz Bulgaristan’da oturan Türkler ve Türkiye’ye göç etmiş olanların çoğu, Kurban Bayramını, et burkanı(kavanozu) yapma geleneği olarak kabullenmiş…
Bulgaristan’da benim doğduğum köydeki çocukluk döneminde, – bir, iki aile hariç- herkes kurban keserdi. O zaman aileler 10-15 nüfuslu olduğu için, kurban etleri birkaç günde tüketiliyordu. En çok kurban eti ise, kurban kesmeyen bu bir iki ailede birikiyordu, çünkü 600 haneli köyün tamamı, kurban eti paylarını bu ailelere veriyordu. Onlarda biriken bu etleri, birkaç gün içinde tüketemedikleri için atmak zorunda kalıyorlardı. Daha sonra tüm köy, “Kurban etlerini atıyorlar, bunlara iyilik yaramıyor” diye dedikodularını yapıyorlardı. O zamanlar buzdolabı, et burkanı(kavanozu) yapma geleneği de yoktu, zaten burkan(kavanoz) ve kapağı da kıttı, 200-300 kilo eti, birkaç günde nasıl tüketsinler ki?…
70’li senelerde ailelerdeki nüfus sayısı azalmaya başladı, evlere buzdolabı girdi, çoğu kez karaborsadan edinilen kavanoz ve kapaklarıyla kurban etleriyle konserve yapılmaya başlandı.
O zamandan beri yetişenlerin çoğu, Fatiha süresini dahi bilmeseler de, Kurban Bayramı dönemindeki et burkanı yapma geleneğini çok iyi biliyorlar…
Geçen günlerde bir Kurban Bayramı daha geçirdik… Bu dönemde etlik hayvan kesenlerimizin çoğu, Kurban bayramı günlerini et burkanı kaynatarak geçirdi…
Kurban bayramı günlerinde, et burkanı yapmak için tüpteki gazı veya tuzu bitenler, kendilerine şu veya bu şekilde yardımı dokunanları hatırlamış olabilirler, “Gidip şundan gaz, tuz alayım, içim yansa da, ayıp olmasın diye de yarım burkanlık et götüreyim” diyenlerimiz de olmuştur. Kendi egosunu tatmin etmek için ise “Sen garibansın ya, sana et getirdim” veya içlerinden, “Bunun hali vakti yerinde, fakat kurban kesmiyor” demiş olabilirler.
Türkiye Diyanet İşleri, kurban eti ile ilgili şu fetvayı vermiştir:
“Hz. Peygamber (s.a.s.), kurban etinin üçe taksim edilip, bir bölümünün kurban kesemeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşularla paylaşılmasını, bir kısmının da evde yenmesini tavsiye etmiştir (Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 10). Kurban etinin tamamı evde bırakılabilir (Tahâvî, Şerhu me‘âni’l-âsâr, IV, 185). Ancak, durumu iyi olan Müslümanların, toplumda muhtaçların arttığı bir dönemde kurban etlerinin çoğunu hatta tamamını dağıtmaları daha uygun olur.”
Ancak Kurban kesmek, İslam’ın şartlarından birisi değildir!
Amelimiz bozuksa, Kurban bayramında kestiğimiz hayvanın etini, muhtaç olanlara dağıtmak için değil de, sadece et burkanı veya derin dondurucuda saklayacağımız et olarak görürsek, kestiğimiz hayvan ne kadar kurban olur acaba?
Fatiha süresini algılama yeteneği olmayanlar, bunları idrak etme yeteneğine sahip midir acaba?
Durmuş Arda
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.