Pazar günü, Bulgaristan’da yapılacak olan genel seçimlerde, bu ülkede yaşayan Türkler açısından iki seçenek var:
- 1. seçenek: Ya temelinde Türk düşmanlığı olan “Yeniden Doğuşçu” ruhu(Vızrojdenski duh) ile yetişmiş kadroların yönetimindeki partilere oy verecekler…
- 2. seçenek: Ya da temelinde Türk kimliğini, kültürünü, dinini yok etmek olan “Yeniden Doğan” ruhu(Vızroditelen duh) ile yetişmiş kadroların yönetimindeki Hak ve Özgürlükler Hareketi olarak da bilinen HÖH/D(P)S’ye oy verecekler.
- 1. seçenekteki partilerin tamamı, etnik Bulgarların yönetimindedir. Ancak bu partilere, eskiden HÖH/D(P)S’de yöneticilik yapmış olan Mehmet Dikme, Kasım Dal, Lütfi Mestan, Orhan İsmailov, Güner Tahir gibilerinin yönetimindeki küçük küçük oluşumlar da destek olmaktadırlar. Son saydıklarım, Bulgaristan’da yaşayan Türklerin kimlik, kültür vs gibi hakları konusunda herhangi bir siyaset ürettikleri için değil, sırf şahsi kinden, sadece HÖH/D(P)S’ye zarar vermek amacıyla bu 1. seçenekteki partilere destek çağrısı yapmaktadırlar.
- 2. seçenekteki HÖH/D(P)S partisinin yönetiminde, 1984-1989 yıllarında Türklere karşı girişilen asimilasyon sürecine önayak olanlar; ibadet edilmesin diye cami önlerinde nöbet tutanlar, isim değiştirmek için Türklerin evlerine baskın yapanlar, Türkçe konuşanlara ceza yazanlar vs gibi insanlık suçlarına karışanlar, yani “Yeniden Doğuş” sürecinin bir parçası olanların hepsi bu partide siyaset yapıyor. Bu partinin lideri, resmi olarak sözüm ona Türk asıllı Mustafa Karadayı olsa da, bu parti, eski DS(totaliter rejimin gestaposu sayılan gizli servisi) ajanı Ahmet Doğan tarafından, o ise, eski DS ajanlarından oluşan bir kadronun kontrolünde olduğu bilinen bir gerçektir.
Bilindiği gibi, son dört senedir Bulgaristan hükümeti, GERB partisi ve Bulgar etnik milliyetçilerden oluşan “Vatensever Cephe” tarafından yönetilmektedir.
Dört sene iktidarda kalan Gerek GERB partisi, gerek milliyetçi cephe hayli yıprandı. Bazı bakanları çeşitli yolsuzluklara karıştılar. Ancak dört sene Avrupa fonlarından gelen kaynakları onlar yönettiler ve bu kaynaklardan sağlanan birikimlerle genel seçimlere de hayli hazırlıklı durumdalar. Bulgaristan seçmenlerinin hemen hemen yarısı emeklilerden oluşmaktadır. Son bir sene içinde, Bulgaristan’da düşük maaş alan emeklilere, % 30’dan fazla zam yapıldı. Buda GERB partisinin yeniden birinci parti olma şansını arttırıyor. Fakat tek başına iktidar olacak kadar değil…
Son zamanlarda aynı GERB partisi iktidarı, seçimlerden sonra da iktidarda kalmak için dış politikada da bazı hamleler yaptı. Örneğin Amerika Birleşik Devletlerini memnun etmek için, NATO’nun askeri sırlarını Rusya’ya sattıkları gerekçesiyle 6 Bulgaristan vatandaşını deşifre etti. Ancak Rusya’nın, Bulgaristan resmi kurumlarında binlerce ajanını olduğu da bilinen bir gerçektir. Çünkü Rusya, gerek 1877-1878 Osmanlı- Rusya, gerek 2. Dünya Savaşından sonra, Bulgaristan’ı bir savaş ganimeti olarak görmüştür.
GERB partisi, AB yanlısı bir politika izlemeye gayret ediyor.
Diğer küçük partiler gibi, HÖH/D(P)S de iktidar partisi olmak için hesaplar yapıyor… Bulgaristan’da yaşayan Türklerin evrensel haklarını korumak için ufak tefek girişimlerde bulunuyor. Bunların arasına, 2019 yılında HÖH/D(P)S’nin girişimiyle basılan yeni Türkçe ders kitapları eklenebilir, çünkü Bulgaristan’da 1993 yılından beri Türkçe ders kitabı basılmıyordu. Yine bunların arasına, mafya ile bağlantısı olduğu söylenen Delyan Peevski’yi bu seçimlerde milletvekili adayı gösterilmemesi eklenebilir.
Görüldüğü gibi, Bulgaristan’da yaşayan Türklerin iki kötü seçeneği var.
Kötülerin kötüsü, Bulgar etnik milliyetçilerin iktidarından kurtulmak için…
İstesek de, istemesek de, daha iyi bir oluşuma kadar, maalesef kötülerin iyisi HÖH/D(P)S’dir.
Durmuş Arda
News
